Mardin’de faaliyet yürüten Dost-Der, Diyarbakır’da düzenlenen silahlı saldırı sonucu katledilen Yeni İhya Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yeni İhya-Der) Başkanı Aytaç Baran için gıyabi cenaze namazı ve kitlesel eylem düzenledi.
Fuat Yağcı Camisi’nde Cuma namazını müteakiben kılınan gıyabi cenaze namazıyla başlayan kitlesel eyleme aralarında HÜDA PAR İl Başkanı Şehmus Akman’ın bulunduğu yüzlerce kişi katıldı. “Zulme karşı ayağa kalk! Kardeşine sahip çık!” pankartının açıldığı eylemde sık sık PKK/HDP aleyhine sloganlar atıldı.
“Allah’ın gazabı İslam düşmanlarının üzerinedir”
Gıyabi cenaze namazını kıldıran Molla Ebubekir Deniz, “Allah’ın gazabı cami, Kur’an ve sakal düşmanlarının üzerinedir. 70 yıldır Midyat’ta bulunan gayri Müslimlerin arasındayım ve hiçbir biri zerre kadar dininden uzaklaşmamış. Ben Müslümanım deyip bunları yapanlara yazıklar olun.” dedi.
“Ya bize katılırsınız, ya buraları terk edersiniz zihniyeti yeniden hortladı”
Daha sonra basın açıklamasını Dost Der adına Av. Yahya Turan okudu. PKK/HDP zihniyetini eleştiren Turan, “Kurulduğu günden bu yana kendisi gibi düşünmeyen tüm yapıları ve kesimleri imha etmeye çalışan, 90’lı yıllarda bu bölgedeki Müslümanlara ‘Ya bize katılırsınız, ya buraları terk edersiniz, ya da hepinizi yok ederiz’ diyen zihniyet yeniden hortlamıştır. Özellikle İslam’a ve Müslümanlara karşı amansızca bir savaş yürüten, bölgede huzur namına bir şey bırakmayarak bölgeyi kan gölüne çeviren ve bu anlamda yerel ve küresel şer odaklarının bölgedeki tetikçisi ve taşeronu olan PKK/HDP zihniyeti; geçmişte bu bölgede yaşayan binlerce Müslümanı şehid etmiş. Bir o kadarını da hicret etmek zorunda bırakmıştır. Kurulduğu günden bu yana PKK ve uzantıları; 15 bini iç infaz, 50 bine yakın Kürt olmak üzere 80 bin insanımızı katletmiştir. Geçmişte 90’lı yıllarda Silvan’da Susa camiinde Müslümanları kurşuna dizerek 10 Müslümanı katleden, Başbağlar’da ve Ömerli Pınarcık katliamlarında kundaktaki bebekleri dahi kurşuna dizerek vahşice katleden bu zihniyet, 6-8 Ekim’de Diyarbakır’da kurban eti dağıtan Yasin Börü ve arkadaşlarını vahşice şehid etmiştir.” dedi.
“HDP’nin güçlü olduğu yerlerde kaos eksik olmamıştır”
2015 genel seçimleri öncesinde halkı tehdit ederek “Bize oy vermeyenlerle seçimden sonra hesaplaşacağız” diyen PKK/HDP’nin seçimden hemen sonra namluyu kendisine muhalif olan kesimlere doğrulttuğunu aktaran Turan, Daha birkaç gün önce “O namluyu size doğrultmasını iyi biliriz diyen HDP Muş milletvekilinin katliam sinyallerini verdiğini vurguladı. Turan, “Yine hatırlanacağı üzere HDP, genel seçimlerden on gün önce seçim bahanesiyle gittiği İdil’in Xaniké köyünde provokasyon yaptıktan sonra halkı keleşlerle tarayarak, Abdülcelil Talayhan ve M. Şerif Şimşek isimli iki HÜDA PAR üyesini katletmiştir. Henüz bu olay üzerinden fazla bir zaman geçmemişken seçimlerden galip çıkmanın verdiği zafer sarhoşluğuyla kuduran HDP/PKK’li çetelerin ilk icraatı namlunun ucunu bölgede yaşayan kendisine muhalif Müslümanlara çevirmek olmuştur. Şu iyi bilinmelidir ki HDP’nin oy oranını arttırdığı her yerde şiddet, kaos ve kargaşa eksik olmamıştır. Kandan, kaostan ve şiddetten beslenen HDP’nin, en güçlü olduğu Hakkâri, Şırnak, Cizre, İdil ve Diyarbakır bölgelerinde yaşanan kaos bu durumun en büyük kanıtıdır.” dedi.
“Şehidin ardından biri doğmamış 4 yetim kaldı”
HDP/PKK’nin geçtiğimiz Salı günü Diyarbakır’da İslami faaliyetlerde bulunan Yeni İhya Der Başkanı ve aynı zamanda HÜDA PAR üyesi olan Aytaç Baran’ı kalleş bir suikast sonucu şehid etttiğini hatırlatan Turan, şunları söyledi; “6-8 Ekim olaylarında şehid edilen Yasin Börü’nün de hocası olan Aytaç Baran, ömrünü İslami hizmetlere, Kur’an-ı Kerim’i çocuklara ve gençlere öğretmeye adamıştır. Şehidin en büyük amacı Kur’an ve Sünnet’i kendine rehber edinen bir nesil yetiştirmekti. Şehid Aytaç Baran aynı zamanda başkanlığını yaptığı Yeni İhya Der aracılığıyla fakir, yoksul ve yardıma muhtaç olan ailelerin yardımına koşan biriydi. Şehid o kadar fedakârdı ki evinde bir gün yiyecek bulunur, bir gün bulunmazdı. Şehidin ardında gözü yaşlı bir eş ve henüz biri dünyaya gelmemiş olan 4 yetim kaldı.”
“Olaylarda HDP/PKK’yi şımartan devletin payı büyüktür”
Bu olayların yaşanmasında çözüm süreci adı altında HDP/PKK’yi şımartan ve bölgeyi onlara bırakan hükümetin payı da büyük olduğunu kaydeden Turan, “Çözüm süreci diye başlatılan ve Kürd halkının PKK’nin silahlı kadrolarının insafına terk edilmesi anlamına gelen süreçte devletin tüm bu yaşananlara karşı kayıtsız kalması HDP/PKK’yi daha fazla güçlendirmekte ve cesaretlendirmektedir. ‘Çözüm süreci ile beraber HDP’yi güçlendirdik, bundan da pişman değiliz’ diyenlerin, Şehit Aytaç Baran’ın katlinden sorumlu oldukları aşikârdır. Bilinmelidir ki çözüm süreci, Müslümanların kurban edildiği bir sürece dönüşmüştür. Çözüm süreciyle beraber devletle masaya oturarak devletle barışan HDP/PKK namluyu bu sefer Müslüman Kürtlere doğrultmuştur. Halkı bölgedeki çetelerden koruma iktidarını kaybetmiş devletin sözde güvenlik güçleri, bu tavırlarının ve davranışlarının bölge için ağır bir travmaya sebep olacağını bilmek durumundadırlar. Devletin kendilerini korumaktan aciz olduğunu gören halk, bu saldırı ve tehditler karşısında kendisini savunmaya mecbur bırakılmaktadır ki böylesi bir durumda kaybeden yine bölge halkı olacaktır. Devletin, PKK’nin halka yönelik saldırıları karşısındaki bu tavrı, halka kendini savunmaktan başka bir yol bırakmamaktadır. İnançlarından ve inandığı değerleri yaşamaktan dolayı hedef haline getirilen insanlar bu tehditler karşısında ne dün boyun eğdiler ne de bundan sonra boyun eğme zilleti göstermeyeceklerdir.” ifadelerini kullandı.
“Zulme karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır”
Turan sözlerini şöyle bitirdi; “Sözde çözüm sürecinin mimarları ve HDP/PKK şunu iyi bilmelidir ki bu bölgedeki Müslümanların kendilerini koruyacak gücü vardır. Müslümanların suskunluğu zillet değil bölge halkının maslahatı içindir. Bilinmelidir ki bu bölgede yaşanabilecek olan muhtemel bir kaos bütün ülkeyi kapsayacak, kaybeden tüm Türkiye ve Kürdistan halkları olacaktır. Bu nedenle başta kanaat önderleri, aydınları, sivil toplum kuruluşlarını, siyasi partileri ve tüm halkımızı yaşanan bu duruma tepki göstermeye davet ediyoruz. ‘Zulme karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır’ Bu gün yaşanan bu duruma sessiz kalanlar yarın sıranın kendilerine geleceğini bilmelidirler. Bölgede faaliyet yürüten güçlü basın kuruluşları, siyasi partiler, STK’lar ve meslek örgütleri başta olmak üzere, tüm akil insanlar, vicdan sahipleri, yetkili ve toplumda sözü geçen kanaat önderleri bu fitne ve saldırıların önüne geçmek için elini taşın altına koymalı. Bu fitneye artık dur demenin ve bölgede tek güç olma hevesinde olanları durdurmanın vakti gelmiştir. Bilinmelidir ki bu kardeşlerimizi katledenler ile bu katliamlara sessiz kalanlar arasında hiç bir fark göremiyoruz. Başta medya ve basın kuruluşları olmak üzere bu katliamcı zihniyete destek veren tüm kesimler potansiyel birer katildirler.”
Yapılan açıklamanın ardından toplanan kalabalık sesiz bir şekilde dağıldılar. (M. Salih Keskin – İLKHA)