Allah(c.c); “O gün sura üfürülür. Suçluları morarmış şekilde haşrederiz.”(Taha:102) buyurur.
Sur ve suret aynı köktendir. Kıyamet günü melek, Allahın izniyle suretlere üfürecek, insanlar da yattıkları yerden kalkacak.
Suçlular neden mavi-mor renge bürünmüş olarak haşredilir? Ahretteki hal, dünyadaki halin bir yansımasıdır. Ana renkler; kırmızı, mavi ve sarı olarak üçtür. Yani bunlar başka renklerin karışımından meydana gelmemiştir. Aksine sonsuz sayıdaki renkler bunların karışımından meydana gelmiştir.
Mavi renk, göğü ve denizi dolayısıyla oksijeni, sonsuzluğu, vahyi temsil eder. Kırmızı renk; kanı, enerjiyi ve arzuyu; sarı renk ise ölümü, başkasının elindekine göz uzatmamayı, zühdü, kulluğu ve acizliği ifade eder. Bu vasıflarından dolayı Sarı renk; hem diğer iki renkle uyumludur hem de onları uzlaştırıcıdır. Onlarla çok anlamlı ve güzel kombinasyonlar oluşturur. Onları bir araya getirir. Sarı renk olmadan yeşil(hayat) elde edilemez. Çünkü yeşil ancak mavi ile sarının karıştırılmasıyla elde edilir. Demek ki sarı hayatın iksiridir. Yani insan ne kadar tevazu gösterir, ne kadar dünya hayatında kendini fani görürse o kadar yeşerir, o kadar yeşillenir, hayat bulur.
Mor renk; daha çok oksijenin eksikliği, kan dolaşımının durması sonucunda ortaya çıkan bir renktir. Oysa Meleğin nefesi hayattır. Candır. Sura ve surete üfürdüğü an, insan hayat bulur. Suretine can gelir. Fakat suçlular açısından durum farklıdır. Çünkü bunlar, dünya hayatında kırmızı renge bürünmüşlerdi. Nefs, şehvet, kan yani kırmızı renk onlara hâkim olmuştu. Bunun sonucu olarak meleğin gökten olan mavi nefesi, onlara değdiği an morarırlar. Çünkü nefessiz ve oksijensiz kalırlar. Bu nedenle Allah(c.c) bunlar için; “onlar ne ölür, ne dirilirler”(A’la:13) buyurur. Öyle ya, morarmış olan insan, ne ölü ne de diridir. Ölü değildir, çünkü onda ruh vardır. Diri değildir, çünkü oksijensizdir, nefes alamıyor. Morarmış halde haşroluyor. Bu kimse, dünya hayatında hep kanlı canlı kalacağını zannetmişti. Ölümü hesap etmemişti. Oysa ölümü düşünüp sarı renge bürünseydi meleğin mavi karakterli nefesi onu yeşertecekti. Çünkü mavi renk, sarının üzerine düştüğü an onu yeşile çevirir. Onu canlandırır.
İnsan, dünya hayatında tamamen kırmızının esiri olmaktan sakınmalıdır. Dünya hayatından gözünü kırmızı bürümemelidir. Çünkü böyle olursa vahyin rengine uyum sağlamaz. Melek göktendir. Onun nefesi mavi karakterlidir. Eğer insan aczini kabul ederek adeta ölmüş gibi sarı bir hal alırsa meleğin mavi karakterli nefesi onu yeşillendirir. Onu diriltir. Ona can verir. Bu nedenle cennet ehlinin elbiseleri yeşildir(İnsan:21). Çünkü cennet ehli, sonsuzluluğun tecellisine mazhar olarak ebedi hayata sahiptir. İnsan, kırmızı karakterli olarak nefsin ve tutkunun mahkumu olursa mavi renk onu yeşertmez aksine morartır.
Kırmızı renk dengesiz olduğunda insanı azdırır ve saptırır. Bu nedenle Allah(c.c),Kur’an’dan yüz çeviren zalim azgınları aslandan kaçan vahşi eşeklere(humur benzetmiştir (Müddessir:50-51). Nefsi ve şehveti temsil ettiği için Arapçada eşeğe, kımızı manasındaki ahmardantüreme “hımar” adı verilmiştir. Hımar(eşek) tek renklidir. Onun rengi ahmerdir. Yani sadece kırmızıdır, nefs ve şehvettir. Hal böyle olunca hakikatin renklerinden kaçar.
Allahın boyasına boyanmış olarak Müslüman’ın bünyesinde bütün renkler dengeli ve uyumludur. Hangi renkleri ne zaman ve ne şekilde karıştıracağını bilir. Onun nefesi meleğin nefesi gibidir. O, her zaman hayır ve güzelliği üfler. Ruh üfler, can üfler.
İslam toplumuna maviyi yansıtarak; sarı renge bürünmüş zayıfları ve Mustaz’afları yeşertecek, gözünü kırmızı bürümüş zalimleri, müstekbirleri, nefs ve şehvet esirlerini morartarak oksijensiz ve nefessiz bırakacak bir harekete ihtiyaç vardır. Bu hareketin ambleminde; mavi, sarı ve kırmızı renklerin olması gerekir. Ama burada mavi ve sarının hâkimiyetinin bariz olması gerekir. Çünkü Mavi, yönetici ve rehberleri; Sarı ise hareketin fedakâr, zahit, gayretli tabilerini temsil eder. Bu hareket içinde sarı ile mavi bir araya geldiğinde hayat ortaya çıkar. Bereket, yeşillik ve hayır ortaya çıkar. Kırmızı ile sarı bir araya geldiğinde kırmızının dengelendiği turuncu renk ortaya çıkar. Çünkü turuncu; şehvetin ve nefsin meşru şekilde tatmin edilmesini, nefsi emarenin nefsi mutmainneye(tatmin olmuş nefs) dönüşmesini ifade eder. Kırmızı ile mavi bir araya geldiğinde de mor ortaya çıkar. Böylece bu harekette herkes hak ettiği yeri alır.
Allahın boyasıyla boyanmış olarak herkese hak ettiği rengi veren Müslümanlara selam olsun.