Arakan'da Müslümanlara yönelik Budist Myanmar askerleri ile çetelerin düzenlediği saldırılar artarak devam ediyor. Köyleri ateşe verilen, bedenleri yakılan çocuk ve yetişkinlerin, tecavüze uğrayan kadınların ve Bangledeş sınırını geçmeye çalışan Arakanlıların suda boğulmuş görüntülerinin kamuoyuna yansıması büyük tepkilere neden olurken, Diyanet İşleri Başkanlığı bugünkü cuma hutbesini bu konuya ayırdı.
Bütün camilerde “Mazlumun yanında yer almak” başlığıyla ortak okunan hutbede, tüm yaşananlara rağmen inancımız gereği asla ümitsizliğe kapılmaması gerektiğine işaret edildi.
“Mazlumların uzak diyarlardan yükselen çığlıkları yüreğimizi dağladı”
Mardin merkez Artuklu ilçesi Fuat Yağcı Camii’nde hutbe veren İmam Hasan Yenigün, Arakan’da yaşanan vahşete dikkat çekerek, şunları söyledi: "İslam dünyası olarak ne yazık ki yine hüzünlü bir bayram geçirdik. Gönüllerimiz mahzundu, gözlerimiz yaşlıydı. Bayramın sevincini yüreğimizin derinliklerinde hissedemedik. Haccın manevi iklimini tam anlamıyla yaşayamadık. Kurbanın heyecanını doyasıya tadamadık. Zira bir taraftan İslam coğrafyasındaki kısır çekişmeler, şiddet ve çatışmalar, bizleri üzmeye devam ediyor. Diğer taraftansa Arakan’daki kardeşlerimizin maruz kaldığı baskı, zulüm, vahşet ve katliamlar yüreğimizi dağlıyor. Masum ve mazlumların uzak diyarlardan yükselen çığlıkları bizleri derinden yaralıyor."
“Karaya vuran bir balina için seferber olunurken, kıyıya vuran cansız minik bedenlerin görmezden geliniyor”
“Bugün Müslümanların maruz kaldığı haksızlıklar, asılsız ithamlar, şiddet ve zulümler hepimizi sarsmaktadır.” diyen Yenigün, "Lakin bundan daha acısı ise bütün bu yanlışlıklar karşısında büyük ölçüde insanlığın sergilediği duyarsızlıktır. Varlık amacı yeryüzünde kötülüğü, zulmü, haksızlığı önlemek olan kuruluşların sessizliğidir. Mazlum ve masumların arşı titreten feryatlarına dünyanın kör ve sağır kesilmesidir. Karaya vuran bir balina için seferber olunurken, kıyıya vuran cansız minik bedenlerin görmezden gelinmesidir. İnsanların açlıktan hayatını kaybetmesi; çocuk, kadın, yaşlı demeden evinden, yurdundan sürülmesi karşısında insaf ve vicdanın yitirilmesidir. Müslümanların maruz kaldığı katliamlara farklı dünyaların, gözünü kapamasıdır." ifadelerini kullandı.
“Haksızlıklar karşısında asla susmayalım”
İnançları gereği asla ümitsizliğe kapılamayacaklarını vurgulayan Yenigün, “Bizler inanıyoruz ki zalimler er ya da geç hak ettikleri cezayı göreceklerdir. Bizler biliyoruz ki bütün bu olumsuzluklar elbette son bulacaktır. Yeter ki, insanlığa tarih boyunca umut olmuş bir milletin evlatları olarak bizler, birlik ruhuyla mazluma, masuma ve mahruma el uzatmaya devam edelim. Dil, din, renk, coğrafya ayrımı gözetmeksizin geçmişte olduğu gibi bugün de zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alalım. Yalnız kalsak da en büyük yardımcımızın Rabbimiz olduğu inancıyla zulmün her türlüsüne karşı duralım. Şer odakları topyekûn üzerimize gelse de en büyük gücümüzün mazlumların duası olduğu şuuruyla her daim hakkı ve haklıyı savunalım. Haksızlıklar karşısında asla susmayalım.” diye konuştu.
Hutbe okunan dua ile sona erdi.
İLKHA