Anadolu’nun başlangıç tarihini oluşturan ve İslam aleminin en büyük taş kitabelerini oluşturan Ahlat Selçuklu mezarlıkları, bünyesinde oluşturduğu birçok medeniyetin izleriyle tarihe ışık tutuyor.
Bitlis’in Ahlat ilçesinde Van gölü kıyısında yer alan ve tarihi M.Ö 900’e uzanan Ahlat yerleşimi; Selçuklu dönemi taş işçiliği, inanışları ve yaşam biçimini en güzel şekilde yansıtan mezar taşları ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday gösteriliyor.
Birçok özelliğe sahip olan buradaki mezar taşları, aynı zamanda bir sanat bahçesini andırıyor. Orhun Yenisey yazıtların olan Bilge Kağan, Tonyukuk, Kül Tigin abidelerinin gelişmiş formatı olan Ahlat kitabelerinde 4 bin yıl önce var olan tüm motifleri burada bulmak mümkün.
Ahlat'ın Meydan Mezarlığı çevresinde ve eski mahallelerinde yer alan Selçuklu mezarlıklarını sayıları bin civarında ancak anıt niteliğinde olanlar 118 adetten oluşuyor. Mezarlıklar, alışılmış mezar ölçülerinden büyük, 3 metre 50 santim yüksekliğe varan ve her cephesinde süsleme bulunan dikdörtgen pirizma şeklindeki şâhideleriyle öne çıkıyor. Boylarının bu yükseklikte olması ise Orta Çağın ekonomik yönden en zengin yerleşim yerlerinden biri olmasından kaynaklandığı tarihçiler tarafında öne sürülüyor. Kimi araştırmacılara göre, bu mezar taşların yükseklikleri ise ölenin sosyal konumu dikkate alınarak yapıldığıdır. Palmet, lotüs, rumi, rozet, geometrik geçmeler, laleler, saç örgüleri çeşitli bordür süslemelerinin yer aldığı buradaki mezar taşları ön ve arka yüzlerinde, yan cephelerinde, birbirlerinden farklı ayrı motifler işlendiği görülüyor.
Selçuklu mezar taşları, birçok medeniyetin izlerini taşıyor
Adeta bir medeniyet mozaiği olan mezarlıklar, dünyanın en büyük mezarlıkları içinde yer alıyor. Sahaların, İskitlerin, Hunların, Göktürklerin, Karahanlıların, Büyük Selçukluların, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devletinin izlerine mezarlıkta rastlamak mümkün. Birçok yerli ve yabancı turistin uğrak yeri olan Selçuklu Mezarlığı, aynı şekilde araştırmacıların ve arkeologların da tezine konu oluyor.
Selçuklu mezarlığında bulunan mezar çeşitleri
Ahlat tarihinin karmaşık oluşu ve değişik kültürlerin burada yaşamasından kaynaklanan Ahlat mezar taşları üç ana grupta toplanmaktadır.
Bunların ilki çatma lahitlerdir. Lahitler, gri tüften kesilmiş iki uzun levhanın, üst kenarlarda bir açı meydana getirecek biçimde birbirleriyle bağlanmasıyla meydana gelmektedir. Bu lahitler de baş ve ayakuçları üçgen biçimli boşlukların önüne konulan küçük taş bloklardan meydana gelmiştir. Üzerlerine kufi yazılar yazılmış örnekleri bulunmaktadır.
İkincisi, şahidesiz prizmatik sandukalardır. Müslüman toplumların yaygın biçimde kullandıkları bu tür mezarlar, Ahlat’ta iki gurupta kullanılmıştır. Bunlar yekpare gövdeli basit sandukalar ve gövdeli, kapaklı sandukalardır. Yekpare gövdeli basit sandukalar kaidesiz veya alçak, ensiz birkaç basamaklı bir kaide ile birlikte aynı taştan kesilmişlerdir. Çoğunlukla da yekpare bir kitle oluşturmaktadırlar. Bunlar da iki yanlardaki yüzeylere kufi yazı ile ölünün kimliği ile ayetler yazılmıştır. Gövdeli ve kapaklı sandukalarda ise sandık biçimindedirler. İçi boş bir gövde ile bunun üzerini örten beş kenarlı prizma biçiminde bir kapaktan oluşmuşlardır. Bunların üzerine de ölünün kimliği ile Kur’an’dan ayetler yazılıdır.
Üçüncüsü ise Şahideli mezar taşlarıdır. Şahideli mezarlar, değişik örnekler ortaya koymaktadır. Bazılarında yalnızca baş taşı, bazen de hem baş hem ayak taşı olan örneklerdir. Ahlat mezar taşlarında bu tip mezar taşları çoğunluktadır. Ahlat mezar taşları kırımızı tüf taşından yapılmışlardır. Ayrıca sandukalar silindirik, sütun biçiminde ve üç parçadan oluşmuş üzeri açık örneklerdir. Bunun yanı sıra tekne biçiminde ve dikdörtgen prizma biçiminde yekpare taştan oyularak yapılmış örnekler de bulunmaktadır. (Şükrü Tontaş- İLKHA)