İZMİR – İzmir’de İslami ve insani hizmetler yürüten Mustazaflar Cemiyeti İzmir Şubesi, İslam için canlarını feda etmiş şehitlerin anısına bir program düzenledi. Çiçek Düğün salonunda düzenlenen ‘Şehitler Gecesi’ programına konuşmacı olarak Doğruhaber Gazetesi genel yayın yönetmeni araştırmacı-yazar Mehmet Göktaş katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, İslam şehitlerini konu edinen bir sinevizyon gösterimi yapıldı.
“Şehadetin arkasında cihad vardır”
Programda bir konuşma yapan Mehmet Göktaş, bazı İslam alimlerinin adeta cihadın üstünü örtmeye çalışmalarına değirerek “Allah, şehitlerimize bereket veriyor. Bereketleri ihsan ediyor. Tabiri caizse İslam treni bunlarla yürüyor. Onun için, şehadetin arkasında cihad vardır. Cihadı iyi bilmemiz lazım. Cihadı bizim elimizden, bizim kitabımızdan aldılar” dedi.
“Müslümanların birbirini öldürmesine asla tahammül edemiyoruz”
Birçok İslam ülkesinde müslümanların birbirleriyle çatışmasını da değerlendiren Göktaş, “Bazıları beline bombaları bağlıyor, cübbesinin altına sokuyor. Ve kendisi gibi sakallı, sarıklı, cübbeli insanlarla dolu bir camiye, Allah diye secde eden, rüku eden insanların içerisine giriyor. Kendisini patlatıyor, camiyi havaya uçuruyor. Ve zannediyor ki, ben cennete gireceğim ve bunlar da cehenneme gidecek. Bir yanlışlık var burada. Onun için bugün içimiz yanıyor. Özellikle Irak’ta, Bangladeş’te, Pakistan’da, Afganistan’da Müslümanların Müslümanları öldürmesine asla tahammül edemiyoruz. Buna bir çare bulunmalıdır. Bırakın bir camiyi havaya uçurmayı, ‘Bir kiliseyi, bir havrayı, bir sinegogu, bir manastırı yıkmak, havaya uçurmak İslam’da caizdir’ diye birisi bana bir fetva getirsin. Böyle bir yanlışlık var ortada. Yok öyle bir şey.Allah için Müslümanlar uyanmalıdır.” İfadelerini kullandı.
“Zalimlerin en büyük korkusu İslam’dır”
Zalimlerin en büyük korkusunun İslam olduğunu vurgulayan Göktaş; “Amerika’nın da, İsrail’in de, Çin’in de, Rusya’nın da defterinin birinci maddesinde birinci tehlike İslam’dır. Zalimlerin bir tek korkusu vardır, o da gelmekte olan İslam’dır. Efendimiz (sav) buyuruyor ki; ‘Benim ümmetimin misali yağmurun misali gibidir. Onun başı mı daha hayırlı olacak, sonu mu daha hayırlı olacak hiç bilinmez.’ Yani benim ümmetimin sonu da aynen başı gibi olacak. Ben inanıyorum ve gözümle görüyorum” diye konuştu.
“Allah, gençlerimizin ömrüyle İslam’ı yürütüyor”
Özellikle Türkiye’nin doğusunda binlerce Müslümanın acımasızca işkencelere uğratıldığını belirten Göktaş, “10-15 yıldır durmadan binlerce kardeşle tanıştım. Vallahi Asr-ı Saadette görülmeyen işkencelerle büyüyen arkadaşlarım var. Ne Hz. Bilal’in başına gelmiş, ne bir başkasının. Evet biz ağlaya ağlaya Hz. Bilal’den, Hz. Habbab’tan anlatırız. Ama inanın ben öyle işkenceler dinledim ki. Ama seviniyorum. Çünkü Allah, bizimle ticaret yapıyor. Bırakmamış, kesmemiş ticaretini. Bizden can alıyor, mal alıyor, ama bize cenneti veriyor. Sadece cennet değil, dinini de bizim elimizle yürütüyor. Bizim malımızla, bizim canımızla, gençlerimizin ömrüyle İslam’ı yürütüyor. Ve böyle binlerce kardeşe şahid oldum.” dedi.
Göktaş Hoca, 70 yaşındaki mütedeyyin yaşlı bir amcanın başından geçen bir işkence olayını anlatarak konuşmasına son verirken, bu esnada solonda bulunanların duygulandığı görüldü.
Programda Grup Şuheda, şehadet konulu ezgiler seslendirdi ve şiir dinletisi yapıldı.
Programda Umut Kapısı Derneği Tiyatro Ekibi tarafından, 90’lı yıllarda Kur’an-ı Kerim öğrendiği için babası tarafından şehid edilen Küçük Ali’nin hayatı ve şehadeti canlandırıldı. Küçük Ali’nin şehadet anı programa katılan vatandaşları duygulandırarak, sık sık tekbirler getirdiler.
Halkın yoğun ilgi gösterdiği program, yapılan duayla sona erdi. (İlyas Yıldız – İLKHA)