Batılı yardım kuruluşları, emperyalistlerin işgalinin önemli saç ayaklarından birisidir. Masum bir maske altında her türlü kirli emellerini gerçekleştirmektedirler. Resmen yapamadıkları her türlü korsanlığı, "insani yardım" adı altında yapmaktadırlar. Zaten Batılı insani yardım(!) kuruluşlarının çoğunun eleman ve çalışanları, istihbarat ve operasyon ajanlarıdır. Özellikle istihbarat toplama ve nokta operasyonlara destek verme ve yerel istihbarat ağı oluşturma gibi hususlarda bu kuruluşların elemanları kullanılmaktadır. Yine vakıf kisveli birçok yabancı kuruluş, aslında istihbarat merkezidir. Alman vakıflar, bu konuda sadece bir örnektir.
ABD merkezli 'Mercy Corps' adlı kuruluşun Türkiye'deki faaliyetlerinin durdurulması, yardım kuruluşu görünümlü şebekelerin bir kez daha gündeme gelmesine neden oldu. Batılıların yapmış olduğu her "insani yardım"(!) faaliyeti bir operasyon, operasyonlar dizisi veya bu operasyonlara zemin hazırlama gayretidir. 'Yardım kuruluşu' maskesi altında çalışan ve dünya genelinde yaygın bir ağı bulunan Mercy Corps personelinin, Suriye'de PYD'ye Afrin-Azez hattında kaçakçılık için lojistik destek sağladığı ortaya çıkmıştı. GOAL, IRC ve IMC gibi batılı derneklerin de daha önce Suriye'ye yardım adı altında PKK'ye destek verdiği ortaya çıkmıştı. Çalışma alanı Suriye, Irak, Afganistan gibi İslam beldeleri olan ABD ve Avrupa menşeli derneklerin; başta CIA olmak üzere, Batılı istihbarat kuruluşları tarafından yönetildiği, bu derneklerin başında da sözde emekli İngiliz, ABD'li, Alman ve Fransız asker ve istihbarat kökenlilerin olduğu yönünde bilgiler mevcuttur.
Gerçek yüzleri deşifre olan kuruluşlara karşı gereken tedbirler alındığı zaman da "insani yardım engelleniyor" diye lobi faaliyeti yapılmaktadır.
Oysa bu örgütlerin kamyon ve diğer araçları ile yasa dışı bir trafik gerçekleştirilmektedir. Silah ve uyuşturucu sevkiyatı, insan kaçakçılığı gibi faaliyetler yürütülmektedir. Yine bu gibi paravan yardım kuruluşlarının karıştıkları en önemli suçlardan birisi de organ kaçakçılığıdır. "Tıbbi yardım" adı altında insanların organları çalınmaktadır; çocuklar kaçırılıp organları alınmakta ve ölüme terk edilmektedirler. Kara para aklama da yine bu cani örgütlerin rutin faaliyetleri arasında bulunmaktadır.
Bütün dünya üzerinde yaygın olan bu faaliyet ağı, emperyalistlerin önemli işgal aygıtlarından birisidir. Silah ve ordularla girmedikleri yerlere bu şekilde girmektedirler. Özellikle çatışma bölgelerine leş kargaları gibi tünemektedirler.
Bu itibarla, görünen sicilleri çok kabarık ve gerçek sicilleri ise çok karanlık olan bu yapıların, her ne surette olursa olsun İslam beldelerine sokulmaması lazımdır. Yardım kılıfı altında yapmış oldukları teklifler kesinlikle kabul edilmemelidir. Dünya halklarını iliklerine kadar sömürme konsepti ile hareket eden Batılıların, karşılıksız hiçbir yardımı yapmayacakları ve Batılıların yardımlarını kabul etmenin bir felaket olduğu gerçeği unutulmamalıdır. İslam topraklarında mevcut bütün Batı menşeli kurumlar denetim ve gözetim altına alınmalı ve uygun zeminde faaliyetlerine son verilmelidir. Bu maske altında yapılan emperyal faaliyetlere asla müsaade edilmemelidir.