1 Ağustos’ta başlayan ve 21 Ağustos itibariyle uzlaşmazlıkla sonuçlanan 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna taşınmıştı.
Memur-Sen, 20 gün boyunca yapılan pazarlıkta üzerinde uzlaşılan maddelerin Kamu İşvereni tarafından hiç görüşülmemiş ve uzlaşılmamış gibi kabul edilerek Hakem Kuruluna götürülmesine çeşitli vesilelerle tepki göstermişti.
Toplu Sözleşmede masanın yetkili konfederasyonu olarak Memur-Sen, 5 milyondan fazla kamu görevlisi ve emeklisini doğrudan, aileleriyle birlikte 20 milyon, tesir ettiği alan itibariyle 82 milyon insanı etkileyecek olan bu süreçte kamu görevlilerinin haklı beklentilerini dile getirmek ve kazanımları arttırmak için 81 ilde “Emeğe Saygı, Adalete Davet” temasıyla basın açıklamaları düzenledi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Milyonlarca insanı ilgilendiren fakat Kamu İşvereninin, Konfederasyonumuza sunduğu teklifte yok saydığı; sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetler sınıfının Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilmesi, kademe derece sınırlamasının kaldırılması, bayram ikramiyesi, kılık-kıyafet yasağının kaldırılması, gelir vergisi mağduriyetinin son bulması, dayanışma aidatı ve toplu sözleşme ikramiyesi gibi temel tekliflerimiz dâhil toplam 657 teklifimiz gayet makul ve makbul teklifler olmasına karşın sanki hiç yapılmamış gibi Kamu İşvereni tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmamış, bunlara ilişkin herhangi bir teklif masaya getirilmemiştir.
Kamu İşveren Heyetinin, Konfederasyonumuza sunduğu teklifte yok saydığı bütün tekliflerimizin Hakem Kurulu tarafından dikkate alınmasını istiyoruz. Biz Hakem Kurulundan, refahın tabana yayılmasını, gelir dağılımında adaletin sağlamasını istiyoruz. Biz, refahtan pay, paylaşımda adalet istiyoruz. Biz, kamu görevlilerinin yaşam standartını yükseltecek, emeğin hakkını takdir edecek bir karar bekliyoruz. Biz Hakem Kurulundan; elektrik ve doğalgaz zamlarının art arda yaşandığı, ulaşım ve barınma giderlerinin yükseldiği, enflasyonun tahmin ve hedeflerin üzerinde çıktığı, alım gücünün düştüğü, pek çok gider kaleminde artış yaşandığı bir süreçte bütün parametrelerin dikkate alındığı adil ve hakkaniyetli bir hüküm bekliyoruz.” (İLKHA)