Türkiye'nin en büyük sendikası ve sivil toplum kuruluşu olan Memur-Sen son dönemlerde toplumda kendini hissettirmeye başladı. Özellikle son dönemlerde Memur-Sen'de çok olumlu gelişmeler olduğunu görüyoruz.
Biz bu yazımızda, Eğitim Bir Sen ve Memur-Sen kurucu başkanı Mehmet Akif İnan'ın da belirttiği şu hususa dikkat çekerek bazı hatırlatmalarda ve önerilerde bulunacağız. ‘'…Dünyanın en büyük uygarlığını kur, yeryüzünde misli görülmemiş bir hayat nizamının akışını işle, sonra gel, sana düşman olanlardan daha azgın bir düşmanlıkla, bütün bu varlığını temelden söküp atmanın yoluna koyul… Mirası reddedenler ev sahibi, miras ise hırsız değil tam aksi olduğu için, o bizi bırakmıyor. Ev, yabancıların işgaline uğramış olan mirasımızdır asıl. (Tarihçe/memursen.org.tr)''
Evet, Büyük Doğu Dergisinin yazarlarından olan İnan, yukarıdaki cümleleriyle sendikayı niçin kurduğunun ipuçlarını veriyordu. Onlar geçekten de zor bir dönemin insanlarıydılar. İpuçlarıyla dolaylı yoldan anlatıyordu Sayın İnan. Çünkü Müslüman halkın devlet eliyle ezildiği, onlarca yıldan sonra bu cümleler bile İnan'ın mahkemelerde sürünmesine yetebilirdi. Hamd olsun o, bir davanın aracı olacak bir sendika kurdu, vazifesini yapıp bayrağı bizlere bıraktı. 14 Şubat 1992'de Eğitimciler Birliği Sendikasını kurarak işe başlayıp vefat tarihi olan 6 Şubat 2000'e kadar genel başkanlığını yaptığı sendika, şu an yüz binlerce memur üyesi ile ülkemizin en güçlü sivil toplum kuruluşu konumunda.
Memur-Sen'in tarihçesini yukarıda verdiğim adresten okuyabilirsiniz. Orada da belirtiliyor ki bu sendika milletin öz değerlerine küsülü bir devleti, tekrardan özüne döndürüp kırgın Anadolu halkının taleplerini devlete iletip ezilen mütedeyyin halkın hak ve isteklerini devlet eliyle gerçekleştirmeyi amaçlıyordu.
Bugün gelinen noktada Memur-Sen ne durumda ona bakacak olursak asli amacına hizmet ediyor mu? Yoksa sadece memurların hükümetten daha fazla ne kadar zam alacak deyip bunun mücadelesini vermekle mi yetiniyor? Üyelerinin mili ve manevi yönünü ne kadar doyurabiliyor? Memur-Sen kendi içinde üyeleri ile yeterince diyalog ve istişare içerisinde mi? Toplumu ve özellikle devleti ve devlete hizmet eden memurları İslami ve milli değerlerle barıştırabildi mi Memur-Sen? Tüm bu soruları memur olanlar cevaplasın.
Bakın Gaziantep'in Şehitkâmil İlçesinde iki çocuğu ile sağlık ocağına giden bir bacımızın serzenişi ile Memur-Sen ve üyelerine bir şeyleri izah etmek istiyoruz. Kadıncağız hasta çocuğu ile doktorun odasına girer. Doktor Şehitkâmil'in annesi gibi çarşaf giymiş genç anneyi baştan sona küçümseyerek süzer ve sert bir dille “ne var?” der. Çocuğum hasta, diyen anneyi umursamadan muayene edip ilaç yazan doktor kadıncağızı hiç insan yerine koymaz. O esnada açık saçık bir bayan odaya girer. Doktor Bey(!) “Buyurun hanımefendi, neyiniz var, ne istemiştiniz, şikayetiniz nedir?” deyip tatlı cümlelerle hastasını muayene eder.
Bu olay 90 yıl önce anasının yüzünü açmak istediği için Fransız kâfirinin başını yarıp ardından annesinin gözü önünde süngülenerek şehit edilen bir memlekette yaşanıyor. Evet, dindar halk halen memurların ve devletin gözünde hakir görülüyorsa kimse gücenmesin amma Memur-Sen kurucusunun kemikleri sızlıyordur. Biz halk olarak bu sendikadan çok şey bekliyoruz. Aynı sahneler okullarda, nüfus müdürlüklerinde ve devletin birçok kademesinde yaşanıyor. Dindar, sakallı, çarşaflı mütedeyyin vatandaş halen ikinci sınıf insan muamelesi görüyorsa bu ülkede, biz de sorarız: ey Memur-Sen demek ki sen üyelerini eğitemiyor ve kurucularının dava bilincini aşılayamıyorsun. Yani asli vazifeni unutma Memur-Sen! Memurun maaşını iyileştirmek için verdiğin mücadelenin daha fazlasını bu devletin memurunun imanını ve ahretini düzeltmek için de veriyor musun? Bu konudaki çabaların yetersiz ki bu halk hala dindarlığından dolayı dışlanıyor ve hor görülüyor.
Evet, Memur-Sen, üyeleri için kültürel çalışmalarını hızlandırmalıdır. Dışarıya verdiği enerjiyi bizce içeriye harcamalıdır. Yani ey Memur-Sen! Eğer üyelerinin İslami bilincini artırırsan, kültürel anlamda onları doyuracak çalışmalarla memurları, öğretmenleri ıslah edersen bu devlet de millet de ıslah olur. Bakın, FETÖ memurların içine neden bu kadar sızmış? Memurumuzun manevi açlığını doyuracak oluşumlar asli vazifelerini yapamadıkları için.
İnşallah bu konuyu daha sonra tekrardan işleyeceğiz. Bu yazımızı yetkililere bir fikir olması için yazdık. Dost acı söyler, kimseyi eleştirmek veya yermek amacımız yok. Niyetimiz bu halk aslına dönsün ve bu millet rahat etsin. Selam ve dua ile.