Çeşitli meslek gruplarından insanların ahşap oymacılığına merak saldığını dile getiren Serdar Tektaş, Adana Kürkçüler Ceza evinde bulunan mahkumların topluma kazandırılması amacıyla da kurs veriyor.
Tektaş, ahşap oymacılığının duygusal bir iş olduğunu ve bugüne kadar yaklaşık 4 bin 500 öğrenci yetiştirdiğini belirterek, oyma sanatını gelecek nesillere aktarmak istiyor.
Atölyesinde şekillendirdiği ahşabı yurt içine ve yurt dışına gönderdiğini belirten Tektaş, başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere birçok kurum, kuruluş ve kişilere ürün hazırladıklarını dile getirdi.
Mesleğinin unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında olduğunu üzülerek belirten Tektaş, Selçuklu ve Osmanlı motifini ahşaba işleyerek gelecek nesillere geçmiş kültürümüzü yansıtmak istediğini söyledi.
Ihlamur ve gürgen ağaçlarının oymacılığa yatkın bitki türleri olduğunu vurgulayan Tektaş, ev hanımlarının da kurslara katılıp, evlerinde ahşap oymacılığı yaptığını belirtti.
Ahşap oymacılığının insan vücuduna terapi gibi geldiğini ifade eden Tektaş, parkinson ve Alzheimer gibi hastalıkların tedavisinde de etkili olduğunu söyledi. Tektaş, “Oymacılık ecdat mesleğidir. Şu anda Mescid-i Aksa’yı ahşaba işliyoruz. Mescid-i Aksa’da yaşanılan insanlık suçunu duyurmaya çalışıyoruz. Mescid-i Aksa’da çocukların ve annelerin yaşadıkları zorlu imtihanları ele alıp, onların sesine ses olmak istedim. Mescid-i Aksa ve çevresi mübarek olmasına rağmen, Müslümanların yıllardır o bölgede öldürülmesi alışılır bir hal aldı. Dünya, insanların patentli malı değildir. Tüm sanatçılar Mescid-i Aksa konusunda duyarlı olmalıdır.” dedi.
Güncel hayatı ahşaba işlediklerini söyleyen Tektaş, “Ahşabı şekillendirirken, içimizde ki çocuksu duyguları da yansıtıyoruz. İşimize odaklandığımız zamanlarda saati unutuyoruz. Yaptığımız işi seviyoruz.” ifadelerini kullandı.