Kudüs’ün Silvan beldesi altında kazılan ve Mescid-i Aksa’ya doğru giden tünelin açılışına ABD Büyükelçisi David Friedman ve Beyaz Saray’ın Ortadoğu özel temsilcisi Jason Greenblatt’ın da katılması tepkilere yol açtı.
Hamas sözcülerinden Hazım Kasım, Greenblatt ve Friedman’ın tünel açılışına katılmalarının Amerikan yönetiminin Filistin halkına ve kutsal mekanlarına düşmanlığının delili olduğunu söyledi.
Amerika’nın düşmanca tavırlarının Bahreyn Çalıştayı’ndan sonra arttığına dikkat çeken Kasım, Bahreyn Çalıştayı’nın Amerikan yönetimini işgal rejiminin cinayetlerini ve özellikle de Kudüs’teki ihlallerini desteklemeye teşvik ettiğini belirtti.
Törenle ilgili video görüntülerinde ABD Büyükelçisi David Friedman’ın balyozla bir duvara vurması dikkat çekti.
Greenblatt ve Friedman’ın tünelin açılış törenine katılmalarına Filistin Yönetimi de tepki gösterdi.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Sekreteri Saib Arikat, Greenblatt ve Friedman’ın ırkçı ve emperyalist Yahudi yerleşimi için çalıştıklarını söyledi.
Arikat, yalanlar üzerine kurulu tünelin açılışına katılan Greenblatt ve Friedman’ın uluslararası hukuka hakaret ettiklerini bildirdi.
Mescid-i Aksa’nın altı oyuluyor
Siyonist rejim 1996’da Mescid-i Aksa’nın Batı Duvarı’nın (Burak Duvarı) altında tünel açmaya başladığını duyurmuş ancak 1981 yılında, Harem-i Şerif’in içindeki Kubbet’us Sahra’ya birkaç metre uzaklıktaki Kayıtbay Sebili’ne kadar uzanan bir tüneli fark eden Filistinli Müslümanlar, Siyonist rejimin Mescid-i Aksa’nın altında yürüttüğü kazı çalışmalarından ilk kez haberdar olmuştu.
Daha sonra Mescid-i Aksa’nın altında diğer tüneller açılmaya başlandı. Siyonist rejim, başta Mescid-i Aksa’nın altı olmak üzere bölgede geniş çaplı hafriyat çalışması yürüttüğünü teyit etti. Mescid-i Aksa’nın güneyindeki Silvan Mahallesi’nden Mescid-i Aksa’ya doğru ciddi bir hafriyat çalışması yürütülüyor. Bunun neticesinde Mescid’in Silvan yönünde ve Batı Duvarı yönünde birçok defa çökme meydana geldi.
Siyonis rejimin 1996’da açtığını duyurduğu ve Eski Şehir bölgesindeki Ömeriye Okulu’ndan Burak Duvarı’na kadar uzanan tüneller, Filistinlilerin mülklerinde de derin çatlaklara yol açtı. Bu kazı çalışmaları, Mescid-i Aksa’nın temellerine açıkça zarar verdi, vermeye de devam ediyor.
Kazılar nedeniyle 5 büyüklüğünde bir deprem olması durumunda Mescid-i Aksa’nın yıkılabileceğine işaret ediliyor.
Tüm bu yıkımlar karşısında işgal rejimi, söz konusu saldırılarını ortaya çıkarmak isteyen hiçbir heyete izin vermiyor. Siyonist rejim, Filistin, Arap-İslam dünyası ve Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Teşkilatı’nın (UNESCO) tüm itirazlarına rağmen, kazı çalışmalarını sürdürüyor.
Burak Duvarı
Müslümanlara göre Mescid-i Aksa'nın batısında yer alan Burak Duvarı, Hazreti Muhammed'in İsra ve Mirac gecesi "Burak" adlı bineğini bağladığı yer olarak kabul ediliyor.
Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler ise için de Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Harem-i Şerif'te kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.
UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 2016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı oylamış ve tasarı, 6'ya karşılık 24 oyla kabul edilmişti.
Karar için Fransa çekimser oy kullanırken, ABD, Almanya ve İngiltere "hayır" oyu kullanan ülkeler arasında yer almıştı. Karar daha sonra UNESCO Yürütme Kurulu tarafından da onaylanmıştı.
İLKHA