Mescid-i Nebevi

Selahaddin YILDIRIM

İslam tarihinde cami veya mescit yapımı hicretten sonra başlamıştır. Hz. Peygamber(sav) ve müminler Mekke döneminde namaz kılıyorlardı ama bunun için belirlenmiş bir yer yoktu. Çünkü Mekke'nin o dönemdeki şartları ve ortamı buna müsaade etmiyordu. Müslümanlar daima takibat altındaydılar. Hz. Peygamber (sav) dahil bütün iman edenler değişik türden baskı ve zulümlere maruz kalıyorlardı.

Namazlar evlerde ve yalnız kılınıyordu belki. Müslümanların, bu dönemde kimi zamanlar Mekke dışında, dağlar arasında, ıssız yerlerde namaz ve dua ettikleri ile ilgili bazı rivayetler de vardır. Erkam (ra) gibi bazı sahabelerin evlerinde bir araya gelen Müslümanların buralarda belli bir disiplin dahilinde namaz kılmış olmaları da ihtimal dahilindedir.

Hz. Rasulullah (sav) efendimiz Medine'ye hicret ettikten hemen sonra mescid inşasına başlamıştır. Rasulullah(sav) efendimiz daha Medine'ye varmadan Kubâ'da bir haftaya yakın ikamet etmiş ve ilk mescidi burada  inşa etmiştir. İlk muhacirler, Resul-i Ekrem daha Medine'ye hicret etmeden Kubâ'da bir mescit edinmişlerdi. Rasulullah, Kubâ'ya ulaşınca burayı genişleterek Kubâ mescidini inşa etti. Kur'an-ı Kerim   ‘İlk günden takva üzerine kurulan mescid'(Tevbe:108) diye bahseder bu mescitten.

Kubâ ile Medine arası beş km. kadar bir mesafedir.  Rasulullah (sav) Medine'ye vardığında Ensardan Müslümanlar Onu misafir etmek için devesi Kasva'nın yularlarından tutuyorlardı. Efendimiz ‘onu bırakın çünkü o emir almıştır' buyurdu. Kasva'nın Malik b. Neccar oğullarının evlerinin önünde hurma kurutulan bir düzlükte çökmesi üzerine Rasulullah buraya en yakın evin sahibi Ebu Eyyub el- Ensari'ye misafir olur.

Rasulullah (sav) devesi Kasva'nın çöktüğü ve iki yetim çocuğa ait olan yeri mescid inşası için satın aldı. Hazırlıklar hemen başlatıldı. Zemin düzenlenmesinden sonra temel atıldı ve mescit binasına başlandı. Mescidin inşaat çalışmasında Efendimiz de bizzat yer almış, kerpiç ve taş taşımıştır.

Yapılan bu ilk bina, taş temel üzerine tek sıra kerpiçten, bir adam boyu yükseklikteki çevre duvarları ile kuşatılarak üstü açık biçimde 60x70 ziralık bir alana(1022m² ) yapıldı. Kıblesi bizzat Hz. Peygamber tarafından Kudüs'e yönelik olarak yapılan ve üç kapısı bulunan mescidin doğu duvarının güney kısmına Resul-i Ekrem'in hanımları Hz. Aişe ve Sevde için iki adet oda-hücre yapıldı.

Basit ve sade, ancak son derece fonksiyonel olan Mescid-i Nebevi Müslümanların sayısının artmasıyla ihtiyaca cevap veremeyince hicretin 7. Yılında Hayber savaşı dönüşü yeni ilavelerle genişletildi.

Mescid-i Nebevi tarihi süreç içinde birçok genişletme ve tamir faaliyetleri geçirmiştir. Hz. Ömer, Hz. Osman, Abbasiler, Emeviler ve Memlüklüler ile Osmanlılar döneminde mescide ilaveler yapılmıştır.

Osmanlılar Hicaz'a hakim olduktan sonra Mekke ve Medine'ye özel bir önem vermişlerdir. Osmanlı padişahları ‘Hadimü'l Haremeyn' unvanını kullanmışlar ve değişik dönemlerde Mescid-i Nebeviye eklemelerde bulunmuşlardır. Osmanlı döneminde Mescid-i Nebevi'de en büyük imar faaliyeti Sultan Abdülmecid döneminde gerçekleşmiştir. Abdülmecid döneminde tamamı yenilenen Mescid-i Nebevi'nin sahası 10.939  m²'ye ulaştı. Mescid'in tezyinat ve hat sanatıyla süslenmesi dahil toplam 700.000 mecidiye harcanmıştır.

Suudiler döneminde 1949'da başlayıp 1955'te tamamlanan ilk genişletme sırasında Mescid-i Nebevi 16.326 m² ‘lik alana ulaştı.

Mescid-i Nebevinin tarihinde en büyük genişletme ve imar faaliyeti ise 1984-1994 yılları arasında gerçekleşmiştir. Bu son genişletme planı ve özelliklerini bir başka yazıda ele almak umuduyla Allaha emanet olun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.