Metin Kaplan’ın, "Anadolu Federe İslam Devleti/İslami Cemaat ve Cemiyetler Birliği (AFİD/İCCB) yöneticisi" olduğu iddiasıyla yargılandığı davanın 13'üncü duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya, hükümlü Metin Kaplan'ın avukatı Hüsnü Tuna katıldı.
Celse arasında Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin kararının geldiği bilgisi tutanağa geçirildi.
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, 15 Ekim 2019 tarihli mütalaayı tekrar ettiğini söyledi.
Akit'in haberine göre duruşmada konuşan Kaplan'ın avukatı Tuna, "Özellikle iki konuda mahkemenizin dikkatini çekmek istiyoruz. Söz konusu yapının Anıtkabir'e silahlı eylem yapacağına ilişkin isnatta bulunulmuştur ancak Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden gelen yazıya göre, herhangi bir saldırıya yönelik uçak tutulduğu gerçek dışıdır." dedi.
Dinlenilen tanık beyanları ve adli tıp kurumu raporu dikkate alındığında dosyanın diğer sanıklarına işkence yapıldığına dair herhangi bir şey olmadığını savunan Tuna, "Müvekkilimin bunlarla bir ilgisi yoktur. FETÖ tarafından, tahşiye ile devam eden, muhafazakar kesime yapılan kumpaslar vardır ve söz konusu yargılama konusu olay, ilk kumpastır. Müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ederim." diye konuştu.
Karar
Mahkeme heyeti, Metin Kaplan hakkında, kapatılan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250. maddesi ile görevli İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararın, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 11 Nisan 2011 tarihli ilamıyla onanarak kesinleştiğini hatırlattı.
Heyet, Kaplan hakkında, eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 146. maddesi kapsamında "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan verilen 17,5 yıllık mahkumiyet hükmünün, CMK'nın ilgili maddesine göre ortadan kaldırılmasına (iptaline) karar verdi.
Kaplan'ın suçu işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğini aktaran heyet, hükümlünün CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca bu suçtan beraati yönünde hüküm kurdu.
Heyet, Kaplan'ın maddi ve manevi zarara uğradığını iddia etmesi halinde mahkemeye başvurarak tazminat talebinde bulunabileceğini belirtti.
Heyet, bu kişiyle ilgili "yurt dışına çıkışının yasaklanması" şeklinde uygulanan adli kontrol ve pasaport kısıtlamasının kaldırılmasını da kararlaştırdı.
Davanın geçmişi
Almanya'nın sınır dışı etmesi üzerine 13 Ekim 2004'te Türkiye'ye getirilen Metin Kaplan, dönemin İstanbul, Erzurum ve Adana DGM'lerince açılan, "Uçakla Anıtkabir'e saldırı" ve "Fatih Camisi'nin işgal hazırlığı"nın da aralarında bulunduğu 13 ayrı suçlamaya ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmaya başlanmıştı.
Kaplan, 20 Haziran 2005 tarihli duruşmada, "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmış, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını "usul eksikliği bulunduğu, eksik soruşturma yapıldığı ve yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki hak mahrumiyetlerine ilişkin hükümler dikkate alınmadığı" gerekçeleriyle bozmuştu.
Yargıtay'ın bozma kararı üzerine yapılan yargılamada ise Kaplan, "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan müebbet hapse çarptırılmış, Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı, Kaplan'ın eylemlerinin "Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek bozulması yönünde hüküm kurmuştu.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Temmuz 2010'da, Metin Kaplan'ı, "Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 17,5 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Yeniden yargılama kararı sonrası tahliye edilmişti
Metin Kaplan'ın avukatları, 1 Ağustos 2014'te mahkemeye başvurarak müvekkillerinin yeniden yargılanması ve tahliye edilmesine yönelik başvuruda bulunmuştu. Avukatlar aynı dönem Anayasa Mahkemesine, hak ihlali iddiasıyla bireysel başvuru da yapmıştı.
Yeniden yargılama talebini değerlendiren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Kasım 2016'da, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 17,5 yıl hapis cezasına çarptırılan ve 12 Ekim 2004'ten itibaren cezaevinde bulunan (12 yıl) Metin Kaplan'ın, AİHM kararı çerçevesinde yeniden yargılanmasına ve bu karar doğrultusunda tahliye edilmesine hükmetmişti.