DİYARBAKIR - Dicle Üniversitesi tarafından "Mevlana ve Bediüzzaman (Transkriter Mukayeseli)" konulu konferans düzenlendi.
Kongre merkezinde gerçekleştirilen ve Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Himmet Uç tarafından verilen konferansa, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kankal, öğretim elemanları ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Mevlana'nın da Bediüzzaman'ın da Anadolu'dan çıktığını dile getirerek söze başlayan Himmet Uç, Mevlana'nın tanrısal bir çekimle Anadolu'ya getirildiğini söyledi. Mevlana'nın aristokrat bir aileden geldiğini ancak Bediüzzaman'nın bir sofu mirza olduğunu kaydeden Uç, Bediüzzaman'ın tahsil hayatının Van ve Bitlis taraflarında geçtiğini belirtti.
"Allah büyük insanları bir süre yalnızlığa mahkum ediyor. Yalnızlık; üretici yalnızlık, mesela Peygamber'in (sav) Hira'daki yalnızlığı; oraya gidiyor geliyor, sonunda Allah Cebrail'i gönderiyor. Ama o gidip gelmede yalnızlığın yaptığı bir şey var. O yalnızlık, alemin esrarını çözmenin istek tarzı" diyen Uç, Hz. Mevlana'nın Mevlevihaneler kurduğunu ve Mevlevihanelerin çok yönlü olduğunu anlattı. Hz. Bediüzzaman'ın da medrese-i nuriyeyi kurduğunu ve eserlerinde buna vurgu yaptığını ifade etti.
Mevlana'nın ve Bediüzzaman'ın fikir tarzlarına dikkat çeken Uç, "Mevlana zamanında akıl hasta değildi. Çünkü o devirde kalp hastaydı. Amel eksikliği vardı. İtikat eksikliği yoktu. Ama Bediüzzaman 18. Yüzyıldan sonra batı felsefesinin, materyalizmin ve tabiatçılığın tesiriyle Müslüman da dahil aklı hastalandı." dedi. (Ayetullah Turgut - İLKHA)