İslam dünyası kan denizinde yüzüyor. Her gün televizyon kanallarında yükselen kadın ve çocuk feryatları evlerimizin içinde yankılanıyor. Bu kahredici atmosferde çoğumuz aklıselim düşünme kabiliyetimizi yitirdik. Artık aklımız değil duygularımız konuşuyor. Birbirimize kin ve nefret kusuyoruz. İslam ümmeti olarak aramızdaki gönül bağı kopma noktasına geldi. Özellikle İslam ümmetinin iki mezhebine mensup Şii ve Sünni Müslümanlar birbirlerinin varlıklarına bile tahammül edemez hale geldiler.
Bu tam da Batının istediği, arzuladığı, yıllardır gerçekleşmesi için emek verdiği, milyar dolarları harcayarak varlık bulması için stratejiler geliştirdiği bir şey. Müslümanlar arası bir iç savaş. Müslümanları mezhebi hassasiyetler ve taassuplar üzerinden birbirleriyle savaştırmak.
Partisel ve ulusal çıkarları, bölgesel stratejileri uğruna ümmetin acılarını ranta devşirmek isteyen, algı operasyonlarıyla yangını daha da büyütüp Müslümanlar arasındaki gönül bağını kopma noktasına getiren, tüm suçu ve yanlışı karşı tarafın üzerine atan, diyalog ve çözüm kapısını kapatan, aklıselime ve ittihada davet edenleri dışlayan, Şii ve Sünni kim olursa olsun Batının bu kahpe projesine hizmet ediyor demektir.
Allah aşkına ne zaman bu kahredici gafletten uyanacağız? Biz Müslümanlar, Şii ve Sünni hepimiz derin bir acı, vahşet ve cinayet ortamında yaşıyoruz. Şii ve Sünni, ülkeleri işgal edilmedik, perişan olmadık Müslüman mı kaldı? Yemen'in bir kısmı Şii, Suriye Sünni veya Afganistan Sünni, Irak'ın çoğu Şii… Hepsi yanmıyor mu, bu ülkelerde yıkılmadık yer kaldı mı?
Bugünlerin gelişini Amerika hazırladı, bu bir Batı projesiydi. Yükselen İslam'ın yıldızını söndürmek, güneş gibi parlayan kurtarıcı İslam medeniyetinin zuhurunu geciktirmek, Müslümanları bir asır daha sömürüp köle ve esir bırakmak için yürürlüğe koydukları bir proje… Bu projenin fikir babası ise Eski CIA Ortadoğu Masası Şefi Graham Fuller… Müslümanlar arası savaş, İslam mezhepleri arası savaş projesi…
İhtilaflarımızın, iç çatışmalarımızın, birbirimizle savaşır hale gelip tekfir silahına sarılmamızın nedeni dini veya mezhebi değil. Dinimizden veya mensup olduğumuz mezheplerimizden kaynaklanmıyor bu. Aramızda fikir ayrılıkları vardı, akidevi veya fıkhi bazı konularda ilmi sürtüşme halindeydik ama bu asla aramızda bir savaşa veya nefrete yol açmadı. Birçok İslam coğrafyasında kardeşçe yaşadık. Hala da birçok yerde öyleyiz.
Aramızdaki fitnenin kaynağı Batı… CIA Ortadoğu Masası eski Şefi Graham Fuller, yıllar önce Beyaz Saray'a sunduğu raporda İslam ülkelerini doğrudan işgal edip Müslümanlarla savaşmanın kendilerine çok pahalıya mal olduğunu, büyük can ve mal kaybı yaşadıklarını, Müslümanları kendilerine karşı birleştirip bilinç ve vahdetlerini artırdığını, ayrıca kendi kamuoyları karşısında da zor duruma düştüklerini söyledi. Fuller, Müslümanları birbirleriyle savaştırmanın hem daha ucuz hem de daha başarılı bir yöntem olduğu konusunda Amerika ve diğer Batılı ülkeleri ikna etti. Ve yirmi yıldır bu stratejiyi uyguluyorlar. Onlarca İslam ülkesini sıraya koymuşlar. Tek tek işgal edip parçalamak için. Bir asır daha Müslümanları sömürüp zenginliklerini talan etmek için.
Allah aşkına ittihat! Allah aşkına vahdet, uhuvvet! Allah aşkına Afgani'nin, Üstad Bediüzzaman'ın, İmam Humeyni'nin hattına geri dönelim. Birleşmekten başka çaremiz yok. Yoksa emperyalist Batı bizi birbirimize kırdırtıp zayıflatacak, sonra da rahat bir şekilde imha edecek. İttihat, vahdet ve uhuvvetle doğum sancıları çeken İslam güneşinin önündeki engelleri kaldıralım Allah aşkına!