MGK bildirisinde şu ifadelere yer verildi:
"Toplantıda, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere, milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen faaliyetler hakkında kurula bilgi sunulmuştur.
Suriye meselesine taraf ve müdahil olan aktörlerin Suriye halkının barış, huzur ve refaha kavuşması hususundaki mesuliyetleri üzerinde durulmuş, bilhassa sivilleri hedef alan ve istikrara zarar veren eylemlerin bölgedeki hassas dengeleri bozarak kalıcı ve sürdürülebilir çözüme ulaşılmasını engelleyeceğine işaret edilmiştir.
Türkiye’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'a ilişkin meseleler ile düzensiz göç konusundaki iyi niyetli, yapıcı, çözüm odaklı teklif ve yaklaşımlarının göz ardı edilmesinin hem uluslararası hukuk ve hakkaniyet hem de Avrupa Birliği'nin uzun vadeli menfaatlerinin hilafına olduğu belirtilmiş, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tek taraflı eylemlerine ve hasmane tutumlarına destek verilmesinin bölgedeki anlaşmazlıkları daha da derinleştireceğinin altı çizilmiştir.
Afganistan’da yaşanan son gelişmeler neticesinde ortaya çıkan durum değerlendirilmiş, Türkiye'nin dost ve kardeş Afganistan halkının ülkelerinde müreffeh ve huzurlu bir hayata kavuşmasına yönelik Kabil Uluslararası Havalimanının işletilmesi de dahil olmak üzere desteğini sürdüreceği vurgulanmış; uluslararası topluma, insani krizlerin aşılmasında birlikte hareket etme ve samimiyetle sorumluluk üstlenme çağrısında bulunulmuştur.
Afrika kıtası genelinde artma ve yayılma eğiliminde olduğu müşahede edilen terör, iç çatışmalar ve siyası istikrarsızlıkların, Kıta'nın mazlum milletlerinin hak ettikleri refaha erişmesinin önündeki başlıca engelleri teşkil ettiği belirtilmiş: Türkiye'nin, Afrika'da güvenlik ve istikrarın tesisi ile kalkınmaya yönelik çabalara katkı sunmaya devam edeceği ifade edilmiştir.
Yangınlar, seller, kuraklık ve benzeri pek çok emareyle giderek daha çok yaklaştığı görülen iklim değişikliği tehdidine karşı küresel düzeyde ortak mücadele planlarının hayata geçirilmesinin zorunluluğuna işaret edilerek Türkiye'nin, her uluslararası meselede olduğu gibi bu konuda da üzerine düşenleri yapacağı belirtilmiştir."