MHRS sistemi talepleri karşılamada yetersiz

Salgın öncesi birçok kolaylığı sağlayan MHRS, salgınla birlikte hastaları mağdur eden bir sistem halini almaya başladı. Halk, günler sonrasına randevu verilmesine tepki göstererek yetkililere seslendi.

Sağlık Bakanlığının bir hizmeti olan ve hastalara istediği hastane ve doktordan randevu alma imkânı sağlayan Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS), halk tarafından sıkça tercih ediliyor.

Hastalar, bu sistemi kullanarak işlemlerini kolayca halledip muayene için randevu alabiliyorken salgın ile birlikte işler tam tersine döndü.

Hastaneler, oluşan yoğunluk nedeniyle hasta kabulünün büyük bir kısmını sadece randevu ile gerçekleştirirken halk, bu sistemde doktor bulamadıklarını veya buldukları doktordan ancak günler ya da haftalar sonra randevu alabildiklerini söylediler.

Konuyla ilgili İLKHA mikrofonlarına konuşan Diyarbakırlılar, randevu alamadıkları için insanların özel hastanelere mahkûm edildiğini, özel hastanelerin de cep yaktığını belirtti.

"Devlet özel hastanelerdeki fahiş fiyatlara müdahale etsin"

MHRS'nin bir ay sonraya randevu verdiğini söyleyen Musa Üstündağ, "Bu pandemi döneminde özel sektör fahiş fiyat uyguluyor. Bu konuda devlet yetkililerinden, bu özel hastanelerdeki fahiş fiyatları düşürmelerini talep ediyorum. Bu konu Sağlık Bakanlığı'nın ilgi alanına giriyor. Kendim bizzat diş polikliniği için randevu aldım. Bana bir ay sonrasına randevu verdiler. Yetkililer bu randevu sistemimin iyileştirilmesi için biraz daha gayret etmesi lazım." ifadelerini kullandı.

"Yüzde 90 engelli olmama rağmen beni geri çeviriyorlar"

MHRS'yi çok yanlış bulduğunu belirten yüzde 90 engelli Ali Seçkin, "Hem özürlüyüm hem de oğlum hasta. MHRS bize 15-20 gün sonrasına randevu veriyor. Benim bu süre zarfında çocuğum ölse ne yapacağım? Devlet Hastanesi kanser olan kardeşimi, Fakülte Hastanesine götürmemizi söylüyor. Ama bazı insanların maddi durumunun olup olmadığını düşünmüyorlar." şeklinde konuştu.

Devlet hastanelerinin insanları özel hastanelere yönlendirdiğini belirten Seçkin, "Çocuk hastalanınca ağlıyor, mecbur özele götürmek zorunda kalıyorsun. Hayat şartlarımız da belli. Çoğu vatandaşın maddi ve manevi sıkıntıları var. Cebinde parası olmayan özel hastaneye gidemiyor. 15-20 gün içerisinde benim ölüp ölmeyeceğim kimsenin umurunda değil. Hastaneye geldiğimde özele yönlendiriyorlar. İmkânım olmadığı için özel hastaneye de gidemiyorum. Özürlü olmama rağmen beni geri çeviriyorlar." dedi.

Yetkilerden bu konu hakkında insanlara yardımcı olmalarını isteyen Seçkin, "Mağdur ve imkânı olmayan hastalar var. Yazık değil mi bu hastalara? İmkânı olan hastalara bakacaksınız, ama imkânı olmayan hastalar ne yapsın peki? Pandemi sürecinde vatandaşların çoğu iş yapamaz haldedir. Bazıları işlerinden çıkarılmış durumdadır. Parası olan özele gidiyor. Parası olmayan devlet hastanelerinde randevu alıp 15-20 gün bekliyorlar." dedi.

"Hasta olmamasına rağmen çok acil olmadıkça doktorun bana bakamayacağı söylendi"

15 gündür cildiyeden randevu almaya çalıştığını belirten Barış Sak ise şu ifadeleri kullandı:

Cildimde sıkıntı var, 15 gündür hastaneye gidip geliyorum. Dün akşam 182'yi arayarak randevu almak istediğimi belirttim lakin sekreter bana randevu veremeyeceklerini söyledi. Randevu tarihini istiyorum onu da vermiyor. Tekrar hastaneye cildiye doktoruna gittim, hastası olmamasına rağmen sekreter bana tepki göstererek 'Çok acil olmadıkça doktor bakamaz.' diyor. Peki insanlar mezara girdikten sonra mı insanlara bakılacak!

Garibanın bu sistemde yaşamaya hakkı olmadığını söyleyen Sak, "Eskiden toplumda zengin, fakir ve orta kesim vardı. Şimdi ise sadece zengin ve fakir var. Kimi kepçe ile buluyor, kimisi ise damla bulamıyor. Fakir için damla da kesilmiş. Eğer biz Müslüman bir ülkede yaşıyorsak ve başımızda Müslüman ve dindar bir lider varsa herkese eşit bir şekilde davranılması lazım." ifadelerini kullandı.

"Maddi imkânı olan özel hastanelere, olmayan evinde kendi haline terk ediliyor"

Devlete ait bir hastanenin, parası olan-olmayan herkese bakmak zorunda olduğunu belirterek yetkililere seslenen Sak, "Sonuçta devlet biziz, siz de bizleri temsil eden yöneticilersiniz. Bizler sizleri yönetici olarak seçiyoruz. Sizler de bizim sıkıntılarımızı ve isteklerimizi yapmakla mükellefsiniz ve siz de bunu yapmak için maaş alıyorsunuz. Durumu acil olan hastalar özele gidiyor ama özel hastaneler de fırsatçılık yapıyor. İmkânı olmayan da kendi evinde kendi haline terk ediliyor." dedi.

"Randevu süresi kısa olmalı"

Bitlis'ten hasta çocuğu için 20 gün önce randevu alıp Diyarbakır'a gelen Gülmehmet Aktaş, "Şehir dışından geldiğimiz için misafirhanede kalıyoruz ve bu süre zarfında çocuğumda kabızlık oluştu ve karnı şişmeye başladı. Bu 20 günde çocuğumun durumu daha da kötüleşti. 182'den 20 gün sonrasına randevu alıyoruz, benim hastam bu kadar süre nasıl beklesin? Ayrıca randevu günümde çocuğumu muayene eden doktor bizi nörolojiye sevk etti. Ama şu anda nöroloji doktoru olmadığı için Ergani'deki nöroloji doktoruna gitmek zorunda kaldık. Maddi gücümüz olmadığı için özel hastaneye de gidemiyorum. Randevu sistemi kısa süreli olsun." diye konuştu.

"İnsanlar randevuyla hasta olmuyorlar ki randevuyla tedavi olsunlar"

Çocuklarını hastaneye randevusuz götüremediklerini belirten Mehmet Kızıl, "Randevuyu 10-15 gün sonrasına veriyorlar. Bu süre zarfında çocuk evde hasta olarak bekliyor. Durumu ağır olsa özel hastaneye götürmek zorunda kalıyoruz. Özel hastane de bir sürü masraf çıkarıyor. İnsanların da maddi durumu yok. O yüzden bu randevu sisteminin değişmesi lazım." şeklinde konuştu.

Kızıl, "Yetkililer bu işe bir çare bulmalıdır. Ya randevu süresi azalmalı ya da bazı kriterdeki hastaları randevusuz almalılar. Ya da bu sistem tamamen kaldırılmalı. Sonuçta insanlar randevuyla hasta olmuyorlar ki randevuyla tedavi olsunlar. Hiçbir hasta eve ya da özel bir hastaneye mecbur bırakılmasın! Sonuçta maddi durumu iyi olmayan insanlar özel hastaneye gidemiyorlar." ifadelerini kullandı.

"Randevusu olmadığı için tedavi edilmeyen 87 yaşındaki annemi tekrar köyüme götüreceğim"

87 yaşındaki annesine randevu alamadığı için doktor doktor gezdiğini belirten Mehmet Tanrıverdi ise, "1934 doğumlu annemi göz doktoruna getirdim. Randevu alamıyorum. Şu ana arabayla doktor doktor geziyorum ama kimse randevusuz kabul etmiyor. 87 yaşındaki bir hastayı randevusuz almıyorlar. Mecburen annemi tedavi edemeden ve herhangi bir ilaç yazdıramadan köyüme geri götüreceğim. Çünkü randevuyu 40 gün sonraya veriyorlar. Biz zorla arabaya para verip buraya geldik, imkânımız olmadığı için özel hastaneye gidemiyorum." dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri

İslami değerlere yapılan saldırılar organizeli çalışmalardır
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır Diyarbakır'da
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, Diyarbakır'da vatandaşlarla buluştu
Diyarbakırlı girişimcilerden "Boykot Market" projesi
Bu bir cinayettir, intihardır demesinler!