Migren hastalarına uyarılarda bulunan uzmanlar, yeterli beslenme ve uyku düzeninin önemine dikkat çekti.
Migrenin günlük yaşamı olumsuz yönde etkilediğini belirten Diyarbakır Memorial Dicle Hastaneleri Nöroloji bölümünden Uzman Dr. Birsen Aydın, öğün atlamak, öğünü geciktirmek, yeterli su içmemek, az ya da çok uyumak gibi tetikleyici faktörlerden uzak durulmasını gerektiğinin altını çizdi.
Migrenin sıklıkla tek taraflı ve bulantının eşlik ettiği baş ağrısı olduğunu söyleyen Aydın, “Baş ağrısı ve nörolojik belirtiler ile ilişkili, ataklar şeklinde gelen günlük yaşamı olumsuz etkileyen toplumda sık görülen bir sendromdur. Migren sıklıkla tek taraflı, genelde şakaklarda göze yansıyan, yer değiştiren zonklayıcı, bulantının eşlik ettiği, 3-72 saat arası süren, yüksek ses, ışık ve kokular ile tetiklenen ve şiddeti artan, efor ve fiziksel aktivite ile artan bir baş ağrısı şeklidir. Çocukluk, adolesan yaş grubunda görülebileceği gibi yüzde 80 30 yaş öncesi genç erişkin dönemde başlar. Yaş ilerledikçe sıklığı azalır, bayanlarda daha sık görülür.” dedi.
Tetikleyici faktörlere değinen Aydın, “Tetikleyici faktörler kişiye göre ve ataktan atağa tetikleyiciler farklılık gösterebilir. Öğün atlamak, öğünü geciktirmek, yeterli su içmemek, az ya da çok uyumak, yoğun egzersiz yapmak, keskin kokular, çok parlak ve yanıp sönen ışıklar, yiyecek olarak peynir, çikolata, kakao, portakal, mandalina, soya ürünleri, çeşitli deniz ürünleri, alkollü içecekler, tütsülenmiş yiyecekler, tatlandırıcılar, hazır et ve tavuk suyu tabletler, çay, kahve, asitli içecekler, mayalı yiyecekler olarak sayabilir.” ifadelerini kullandı.
Aydın, migren rahatsızlığının ilaç tedavisi dışında günlük yaşam rutinin değiştirilmesinin önemini vurguladı.
Aydın, “Etkili bir tedavi için ilaçlar dışında tetikleyici faktörlerin olmayacağı şekilde günlük yaşam rutininin değiştirilmesi çok önemlidir. Düzenli egzersiz yapmak, stres ile başa çıkma yolları öğrenmek, uygun bir kiloya erişmek, alkolden kaçınmak, yeterli su tüketmek, uyku düzenine dikkat etmek, günlük yaşamda dikkat edilmesi gereken durumlardır. İlaç tedavisi olarak koruyucu ve atak tedavisi uygulanabilir. Atak tedavisi baş ağrısı sırasında ağrıyı kesmeye yönelik, koruyucu tedavi migren atak sıklığı azaltmaya yönelik uygulanan tedavidir. Atak ve koruyucu tedavi aşamalı ve kişiye özel olarak düzenlenmeli.” ifadelerini kullandı
Aydın, şu şekilde devam etti: “Kronik migren hastalarında botox uygulaması bir seçenektir. 3 aydan uzun süre ayda 15 günden daha fazla baş ağrısı yaşayan koruyucu ilaç tedavilerine yanıt alınamamış hasta grubuna uygulanır. Alın, şakaklar, ense, boyun bölgesine belirli noktalara uygulanır. Etkinliği 3-4 ay sürebileceğinde tekrarlanması gerekir. Nöral terapi önerilebilecek ikinci bir seçenek. 2018 yılından itibaren Türkiye’de uygulanan otonom sinir sisteminin yeniden düzenlenmesi esasına dayanan lokal anestizikler ile yapılan bir tedavi yöntemi. Tedavi uygulanan migren hastalarında atak sıklığı yüzde 50 oranında azaldığı ifade ediliyor. Olumlu sonuçlar elde edilen bu tedavinin önümüzdeki iki yıl içinde migren tedavisi olarak kullanılmasına yönelik onaylanması bekleniyor.” (Abdurrahman Tetik, Emrah Deniz- İLKHA)