Zinanın yeniden suç kapsamına alınması gerektiğini ifade eden Mil-Diyanet Sen Genel Başkanı Gül, 2004 yılında aile kurumunun dibine konulan dinamit, ahlâk ve maneviyattan uzak bir neslin yetişmesine atılan ilk adım olduğunu ifade etti.
AB yolunda suç olmaktan çıkarılan zinanın, toplumsal çöküşte ürkütücü boyutlara taşındığına dikkat çeken Gül, "Avrupa Birliği'nin (AB) 'Müzakereleri başlatmayız' çıkışına karşı zina suç kapsamından çıkarılmıştı. Hatırlanacağı üzere, AB üyelik müzakereleri sırasında, AB Türkiye'yi zinayı suç sayarsa 'müzakerelerin zora gireceği' konusunda uyarmış, kadın dernekleri ve örgütleri o dönemde birçok eylemler ve gösteriler yapmıştı. Böylece AB yolunda suç olmaktan çıkan zina, toplumsal çöküşte ürkütücü boyutlara taşınmış oldu." şeklinde belirtti.
"Yayınlanan dizilerdeki ilişkiler, toplumun ahlak anlayışını zedeliyor"
Gül, "Uzun zamandan beri dine ve dini değerlerimize yönelik organize, sistematik ve tek merkezden yönetilen saldırılar var. Bu saldırılar her koldan yürütülmekte, aile yapımızı ve gençliğimizi ciddi boyutlarda tehdit etmektedir. Toplumsal yapımıza muhalif diziler ve televizyon programlarıyla iffet, hayâ, namus benzeri değerler yıpratılmaktadır. Gayr-i meşru ilişkiler, zina, fuhuş ve saire sıradan şeylermiş gibi gösterilmekte ve toplumun bunları normalleştirmesi hedeflenmektedir. Sanat adı altında işlenen iğrençlikler, televizyon ekranlarını kanalizasyona çevirmiş durumda. Çeşitli kanallarda yayımlanan dizilerdeki ilişkiler, toplumun ahlak anlayışını zedeliyor, aile kurumunu dinamitliyor, taciz ve tecavüz vakalarını körüklüyor." ifadelerine yer verdi.
"Atılması gereken ikinci adım 6284'ün ilgası ve 'zinanın suç olarak' tanımlanıp yeniden TCK'ya girmesidir"
Mil Diyanet Sen olarak, aile kurumunu dinamitleyen tüm unsurlarla mücadele ettiklerini ve etmeye devam edeceklerinin altını çizen Gül, devamında şunları aktardı:
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın aileyi nasıl tahrip ettiğine ilişkin ciddi muhalefet sergileyerek kamuoyu oluşturduk ve nihayet Türkiye İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi. Şimdi atılması gereken ikinci adım 6284'ün ilgası ve 'zinanın suç olarak' tanımlanıp yeniden TCK'ya girmesidir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kısa süre önce TBMM grup toplantısı sonrasında gazetecilere zina konusuyla ilgili şu özeleştiriyi yapmış ve zinanın tekrar suç kapsamına alınması gerektiğini '… zina konusunda yeniden ele alınmasının çok isabetli olacağının düşüncesindeyim. Bu toplumun manevi değerler noktasında farklı bir konumu var. Biz Avrupa Birliği sürecinde, bu bir özeleştiridir; bu konuda bir yanlışımız oldu. Zina ile ilgili düzenlemeyi de yapmak suretiyle tacizler ve saireyi belki de aynı kapsam içinde değerlendirmemiz lazım.' sözleriyle vurgulamıştı.
"Kur'an-ı Kerim'de açık nâs ile yasaklanan zina, yasalarda da suç sayılsın!"
Son olarak Gül, Mil Diyanet Sen olarak Türkiye'de yaşanan manevi tahribata dur demek için acil eylem planı olarak şu önerileri sundu:
"Kur'an-ı Kerim'de açık nasla yasaklanan zina, yasalarda da suç sayılsın! Eş cinsel LGBT dernekleri kapatılarak tüm faaliyetleri yasaklanmalı,
İstanbul Sözleşmesi'nin arka bahçesi ve tahrip gücü olan 6284'ün ivedilikle kaldırılmalı,
Aile Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı iş birliğiyle 'Aile kurumunu korumaya yönelik' tedbirler ve projelerin başlatılmalı,
Diyanet-RTÜK iş birliği sağlanmalı. RTÜK'ün 9 üyesinden birisinin Diyanet'ten seçilerek Diyanet'in RTÜK'te temsilinin sağlanmalı, RTÜK içinde 'Ahlak Denetim Kurulu' kurulmalı."