Akil Gençler Platformu Şanlıurfa temsilcisi İlahiyatçı yazar Hamdullah Tan, yapılacak yeni anayasa ile iliği değerlendirmelerde bulundu.
1960 darbesini yapanların bir yılda, 1980 darbesini yapanların 2 yılda vesayeti demokrasi ile makyajlayan, kendilerini de kollayan bir anayasa yaptıklarını belirten Akil Gençler Platformu Şanlıurfa temsilcisi Hamdullah Tan, “Darbeciler 2 yılda anayasa yaptılar, biz 30 yıldır istediğimiz halde yeni bir anayasa yapamıyoruz. Milleti yok sayan anayasayla sosyal devlet inşa etmeye çalışmak, Netenyahu’yu, Esed’i, Sisi’yi, insan hakları aktivisti yapmaya çalışmaktan farksızdır. Oysa onlar irademizi bir günde çaldılar. Kardeş kanı dökülmeyecek afişiyle insanlığımızı, haklarımızı, onurumuzu, emeğimizi, ekmeğimizi elimizden aldılar.” dedi.
Akil gençler olarak, ‘millet yeni bir anayasa istiyor’, talebinin seslendiricisi olmak yerine, ‘yeni anayasayı millet ve gençler yapıyor’ sürecinin başlatıcısı olmaya odaklandıklarını belirten Tan, “Yeni anayasa için hep birlikte çağrımızı bunun için yapıyoruz. İnsanların inancının gereklerini yaşamasını kolaylaştırmayı devlete temel bir sorumluluk olarak yüklemeli, inancını öğrenme, öğretme, yaşama ve yayma noktasında vatandaşlarına zemin oluşturmayı demokratik hukuk devleti olmanın gereği haline getirmeliyiz.” İfadelerini kullandı.
Tan, Akil Gençler Platformu’nun ideolojisini ve kuruluş amacını da şu sözlerle anlattı.
“Bizim ideolojimiz İslam ve insandır. Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan, emperyal güçlerin eyleme döktüğü vakanın adı olan terör ve terörizme karşı çözüm üretmek, kardeşlik sürecinde barış, kardeşlik, ve ümmet kavramları esas alarak, özellikle de ümmet olgusunu esas almaktayız.”
Tan sözlerine şöyle devam etti. “Yeni anayasanın yapım süreci, yazım evresi, halk oyuna suma noktasında hem şekli hem de maddi açıdan meşruiyeti yüksek bir anayasa olması gerekir. Anayasa da başlangıç bölümü olması yönünde bir karara varılırsa bu bölüm, İnsan onuru, temel hak ve özgürlükler, hesap veren devlet, hesap soran birey, İslami değerlere atıf yapan, İslami ve insani referansları kullanan ve yeni anayasaya özgürlükçü kimlik verecek bir içerikle kaleme alınmalıdır. Yeni anayasa, insan haklarını teminat altına almaya odaklanmalı, yasakları sınırlamaları devleti koruma aracı olarak kullanmamalıdır. Yeni anayasaya hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı bağlamında evrensel, kendi kültür ve medeniyet coğrafyamıza dayanarak yerli ve milli bir kimliğe sahip olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tanımlamasıyla, herkesin kendisi kalabilme, olabilme hakkını korumalı, hiç kimsenin öteki ilan edilemeyeceği bir garantör hüküm içermelidir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)