Midyat'ta başlayan 2. Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali açılış programında bir konuşma yapan AK Parti MKYK üyesi ve Tanıtım Medya Başkan Yardımcısı Orhan Miroğlu, oğlunun bulunması için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ve sayıları gittikçe artan gözü yaşlı annelerin eylemine destek verdiklerini belirtti. Annelerin kimi çevrelerce kışkırtıldığı propagandası yapan HDP'ye tepki gösteren Miroğlu, sonuna kadar annelerin yanında olacaklarını söyledi.
Miroğlu şöyle konuştu:"Kangren haline gelmiş bir meselemiz var. Burada annelerimiz var. Kadın arkadaşlarımız var. Genç kızlarımız var. Eminim en iyi onlar bu meseleyi anlayacaktır. Diyarbakır'da oğlu dağa kaçırılmış veya bir şekilde dağa çıkması için ortam hazırlanmış. Annelerimizin çığlığı ve feryadı her gün güçlenerek büyüyor. Buna kayıtsız kalamayız. Buna bir yazar, bir politikacı, cumhurbaşkanı, hiç kimse kayıtsız kalamaz. Ve kayıtsız kalmayacağız. Bugün gördüm medyada ve çok üzüldüm. Neymiş efendim! Devlet psikolojik harp yapıyormuş! Bu anneleri devletin bir takım kurumları harekete geçirmiş! Hangimiz inanabiliriz. Bir annenin yüreğine bir psikolojik harp uzmanı nasıl egemen olabilir. O kadınların çoğunu tanımış ve yazmış biriyim ben. O anneler herhangi birinin sözüne değil, kendi yüreklerindeki çığlığa bakarak sokağa çıktılar."
Konuşmasının devamında Miroğlu şu ifadeleri kullandı, "Neden diyor? mesela CHP politikacıları. Dün de seyrettim bir televizyonda. 'Neden diyor HDP binası?' HDP'nin siyaset yapma hakkını sonuna kadar savunuyoruz. Ama HDP'li politikacıların; yüz binlerce oy alarak belediye başkanı olan, milletvekili olan politikacıların silahlı bir örgüt tarafından yönetilmesine asla izin vermiyoruz. Ve vermeyeceğiz de. Kimse kusura bakmasın. Dolayısıyla mesele HDP'nin siyaset yapıp yapmaması değil. HDP siyaset yapmakta özgürdür. Yeter ki bu siyasetini özgürlük temelinde yapsın. Başkasına silah temelinde bağlı olarak yapmasın. Annelerimizin Diyarbakır'da başlattıkları bu girişimi sonuna kadar destekliyorum. İnanın eğer bu Arjantin'de başlasaydı, eğer bir zamanların Şili'sinde başlasaydı şu an dünya tarihinin önemli bir parçası olarak çoktan tarihe geçmişti. Gezi'de kırmızı fularlı giysili kadını herhalde unutmadınız. Annelerimizin çocukları dağda yaşayıp yaşamadıklarını bilmedikleri evlatları için yaptığı mücadelenin Türkiye'de maalesef sivil toplum örgütlerimiz tarafından, akademisyenlerimiz ve ilgili başka aktörler tarafından o kırmızı fularlı hanım efendiye duyulan ilgi kadar ilgi gösterilmiyor ve bunu gördükçe üzülüyoruz. Bunu asla kabul edemeyiz. Bu kadınların bu annelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz." dedi.
İLKHA