Mısır Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, alınan bu kararla camilerin, ‘kapasitesi yetersiz ve yanlış' kişilerin eline geçmesi engellenmek isteniyor.
Karara göre, çeşitli nedenlerle sakıncalı olduğu düşünülen, ‘uygun görülmeyen' yaklaşık 12 bin imamın camilerde görev yapması yasaklandı.
Ülkedeki Diyanet İşleri Başkanlığı geçtiğimiz Eylül ayında yetkin olmayan 55 bin imamın görev yapmasını yasaklamaya hazırlandığını duyurmuştu.
3 Temmuz'daki darbeyle ekonomik ve siyasi istikrarın bozulduğu ülke kaos ortamında cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor.
Darbe lideri Mareşal Abdulfettah Sisi'nin favori olarak görüldüğü seçimler 26-27 Mayıs'ta yapılacak.
Ülkede yaşanan gelişmeler ve şiddet olayları çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluşun da tepkisine neden oluyor.
Son olarak Mısır mahkemesi 529 Müslüman Kardeşler üyesini idam cezasına mahkum etmişti.
Ülkenin yeni cumhurbaşkanı olmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan Sisi, Haziran 2013'te başlayan Mursi karşıtı protestoların hemen ardından ordunun yönetime el koyduğunu açıklamıştı.
Askeri darbe sonrası, darbeyi protesto eden yüzlerce Mursi taraftarı asker ve polis tarafından katledildi ve binlercesi tutuklandı. Darbe haftalar süren bir katliama dönüştü. Mursi ise hapse atıldı, hakkında davalar açıldı. Mısır Hükümeti, Mursi'nin bağlı olduğu Müslüman Kardeşler hareketini ise 'terör örgütü' ilan etti.
Al Jazeera Türk
Yorum: Darbecilerin ortak özelliklerinden biri de, kendine yandaş din adamlarını parayla satın alıp kendilerini meşrulaştırmak isteme ihtiyacını hissetmeleridir. Türkiye'de de 28 Şubat darbesinden sonra yüzlerce imam sözde 'itikat bozukluğu' gerekçe gösterilerek görevden atılmışlardır. Halen de bu imamlar görevlerine dönebilmiş değiller.
Bu imamların temel özelliği de İslam'ın bir hayat nizamı olduğuna inanmaları ve bunu savunmalarıdır. Yani Kur'an ve Sünnetin bir yaşam tarzı olduğuna inanmalarıdır. Laikliği bir din gibi olarak benimsemiş Türkiye gibi ülkelerde ise, maalesef bu din adamları dahi olsa, pratikte İslam şeriatının uygulamasını istemeleri, özellikle darbeler döneminde, bir suç olarak telakki edilmektedir. Dolayısıyla laikliğe inanmayan imamların itikadı bozulmuş diye görevden atılmaları ilginç bir tezat olarak ortaya çıkmaktadır! (Çınarınsesi)