Mısır intifadası, Gazze ve İslam ümmeti

M. Zülküf YEL

Mısır intifadası; her türlü zulme ve baskıya, tutuklama ve işkencelere rağmen, tüm hızı ile devam ediyor. Mısır halkı; devrim kazanımlarını çalmak isteyen cuntaya ve terörist suç çetelerine karşı direnmeye devam ediyor.

Küresel güçler ve onların yerli işbirlikçileri; Mısır’da bir İslam devriminin yaşanmaması ve bu devrimin İslam coğrafyasında bir umuda dönüşmemesi için her türlü yola başvuruyorlar. İslam coğrafyasının kanser uru mesabesinde olan gerici, despot Arap rejimleri, buradan esecek olan rüzgarının, kendi zulüm saltanatlarını alt üst edeceklerini biliyorlar. Bu yüzden de özgürlük dalgalarının kendi sahillerine ulaşmaması ve zulmettikleri mazlumlara ilham kaynağı olmaması için tüm imkânlarıyla ile özgürlük talepleri ile savaşıyorlar.

Hatta bu iş öyle bir noktaya vardı ki, bu ihanet girişimi Mısır ile sınırlı kalmadı, Gazze’ye kadar uzandı. Yani özgürlük yanlıları ile savaşı her tarafa taşımak istiyorlar. Siyonistlerin yapamadıklarını yapmaya çalışıyorlar.

Ambargo altında ezilen Gazze’ye açılan neredeyse tüm tüneller  yıkıldı. Gazze’nin nefes borusu mesabesinde olan bu tünellerin kapatılması ile buradaki mazlum Filistinliler iyice zor durumda bırakıldı.

Bu ambargonun, sosyal ve siyasal bir karışıklığa dönüşmesini ve bu karışıklığın bir darbe ile neticelenmesini bekliyorlar. Bunun için Gazze’ye silahlar sokuldu ve fitne unsuru olmaya aday olanlara para muslukları açıldı. Gazzede de bir “Temmerrüd” ihanet hareketi oluşturulmak isteniyor. Şimdiye kadar bunu pek başarabilmiş değiller. Ama vazgeçecek gibi de görünmüyorlar.

Şimdilerde Gazze’de yaşanan sıkıntıların sebebi olarak Hamas yönetimi gösterilmek isteniyor.

Diğer taraftan; işbirlikçi, Siyonist kuklası Mahmud Abbas, Filistinlilere bir kurtarıcı, bir ümit olarak takdim edilmek isteniyor.

Gazze Şeridi’ne uygulanan siyasi ve askeri planlar; Mısır, İsrail, Amerika ve Filistin Yönetimi’nin ortak görüşü ve işbirliği doğrultusunda şekilleniyor.

Bu bağlamda olmak üzere, Mahmud Abbas ve Siyonistler arasında yapılan müzakerelerin neticesinde, verilen tavizlere karşılık olarak, birtakım adımlar atıldı. Bu doğrultuda bir paket açıklandı. Bu paketteki sağlanması öngörülen bir takım göstermelik kolaylıklar, Mahmud Abbas’ın başarısı ve Filistinliler için kazandıkları olarak takdim edilecektir. “Hamas’ın yapamadığını Mahmud Abbas yapıyor” mesajı Filistinlilere verilmeye çalışılacaktır.

Aradan geçen zamana bakıldığında liderinden halka kadar Mısırlı Müslümanlar devrim ideallerinden vazgeçmiş değiller. Hâlâ ilk günkü kararlılığa sahipler. Gözaltı ve tutuklamalar kırsal kesimlere varıncaya kadar tüm ülke sathına yayıldığı halde, Mısır halkı geri adım atmıyor. Özgürlükleri ve siyasi tercihleri uğruna her zamankinden daha fazla bedel ödemeye hazırlar.

Sayın Mursi’nin telefon konuşmasından, sokaktaki vatandaşın beyanat ve eylemlerinden bunu okumak mümkün.

Geçlerde Mısır’da sokakta ailesi ile beraber yürürken gözaltına alınan Küçük Fatma’nın sözleri aslında her şeyi ifade ediyor.

Küçük Fatma, ``Beni gözaltına almalarından korkmuyorum. Beni tekrar gözaltına alabilirler; ancak gösterilere katılmamı engelleyemezler`` dedi.

Fatma, emniyet yetkililerinin gösterilerde hangi sloganları attığı yönündeki sorusuna, “Başkanım Mursi, Sisi düşsün” şeklinde cevap verdiğini dile getirdi.

Cunta yönetimi, İhvan kadrolarına yönelik olarak yoğun bir tutuklama furyası gerçekleştiriyor. Böylelikle resmen kapatılan ve mal varlığına (yöneticilerin de mal varlığı dâhil olmak üzere) el konulan İhvan sahada da etkisiz hale getirilmek isteniyor. Siyasal İslam sahada zayıf bırakıldıktan ve seçime girmeleri engellendikten sonra yapılacak adil olmayan göstermelik bir seçim ile cuntanın meşrulaştırılması düşünülüyor.

Böylelikle halkların özgür iradelerine pranga vurulup iradeleri çalınmak isteniyor.

Mısır halkı ise, Küresel ve yerli eşkiyalara karşı direniyor.

Mısır dışındaki Müslümanlara gelince, bu noktada hakkıyla vazifelerini ifa ettikleri söylenemez. Mısır halkı uzun soluklu bir direnişe hazırken, Ümmet, maalesef uzun soluklu ve etkileyici bir desteğe sahip değil. Buradaki devrimi çalmak isteyen küresel güçler ve gerici Arap rejimleri her türlü imkânları seferber ederken, sahadaki işbirlikçilere milyar dolarlar akıtırken, özgürlük sevdalılarının buradaki kardeşlerimize sağladıkları destek çok cılız kalmaktadır. Mısır’da ağır bir medya ambargosu ve dezenformasyon varken, Müslümanlar kardeşlerinin sesi olma adına yapmış oldukları gösteri ve kamuoyu oluşturma çabalarına neredeyse son verdiler.

Oysa sahada direniş devam ediyor. Ümmetin en temel ve hayati meselelerinden olan Mısır direnişi yeterince gündeme taşınamıyor. Uzun soluklu böylesi bir mücadele çok daha fazla emek ister.

Tüm Müslümanların, sürecin sonuna kadar, hassasiyetlerine ve desteklerine devam etmeleri gerekir.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.