Mısır’da Devrim bitmiştir!/ Taha Halife

Mısır'da eski general ve Mübarek'in çömezi olan Şefik'in aday olması tesadüf olamaz ve evinin önünde eylem yapan hayranlarının isteklerine dayanmayıp karşılık vermek zorunda kalmasından kaynaklanan şahsi bir kararı değildir

Ahmed Şefik'in kampanyasını yürütün resmi sözcü Ahmed Serhan, Şefik'in ikinci tura kalmasının ardından İngiliz Guardian ve Amerikan Newyork Times gazetelerine verdiği ilk beyanat, "Mısır'da devrim bitti" olmuştur. Serhan bu sözleri bilinçli olarak, inanarak ve ikna olmuş bir şekilde söylemiştir. Öyleyse Şefik'in seçimlere girmesi ve iktidar koltuğuna oturmaya çalışmasından amaç, devrimin ya da devrimden geriye kalanların tasfiyesidir. Mevcut yönetim içerisinde, bir buçuk yıldan fazla bir süredir Şefik gibi askerlerin adayı olan birinin, devrimi şeytanlaştırma tohumlarını ektiği gün için hazırlık yapanlar bulunmaktadır. Şefik'e giden oyların önemli bir bölümü, devrimle birlikte yaşam koşulları zarar gören ve güvenliğin kaybolduğunu düşünen ve bu yüzden de devrime öfke duyan Mısırlıların verdiği oylardır. Bu insanlar, devrimin cesedinin üstüne yeni bir başkan getirerek onu son yolculuğuna uğurlamak istemektedir.

Eski general ve Mübarek'in çömezi olan Şefik'in aday olması tesadüf olamaz ve evinin önünde eylem yapan hayranlarının isteklerine dayanmayıp karşılık vermek zorunda kalmasından kaynaklanan şahsi bir kararı da değildir. Bilakis General Ömer Süleyman'ın adaylığa itildiği gibi önceden yapılmış bir düzen ve yönlendirmedir. Ayrıca şu aşamada kendisinden gerçekleştirilmesi istenen şey, kendi adaylığını koyarak aslında İhvan'ın adayı olan Hayrat Şatır'ın ve Selefilerin adayı Hazım İsmail'in adaylıklarını sabote edilmesini sağlamasıdır.

Mısır'da devrimden bu yana olup bitenler; başıbozukluk, günlük geçimin sıkıntıya girmesi, ekonomik göstergelerin alt üst olması, herkesi kaplayan bir endişe ve panik hali ile devrimci güçlerin birliğinin dağılmasından ibarettir. (Devrimci güçler  aynı zamanda birliklerini sağlayamama ve dağılmadan da sorumludur). Bütün bunlar boşuna yapılmamış, yeni rejimin alacağı şekli belirlemek amacıyla yapılmıştır. Ancak bu belirleme devrimin hedeflerine göre değil, özünde eski rejimden farklı olmayacak ve İsrail'in güvenliği başta olmak üzere bu güçlerin bölgesel çıkarlarını koruyacak şekilde ülkeyi belirli bir yöne kanalize etmek,  Mısır'daki egemenliğini sürdürmek isteyen dış güçlerle çatışmayacak bir rejimin yeniden inşası için yapılmıştır.

Bu, devrime el konulmasını sağlamak için oluşturulmuş cehennemi bir plandır. Generaller, tahmin ettiğimizden çok daha zeki insanlardır. Bu planlarını uygulamak için gerekli olan bilgi, tecrübe ve donanımla donatılmış insanlardır. İslami, liberal ya da sol olsun, bütün devrimci güçler gereksiz yere birbiriyle uğraşarak, Ahmed Şefik'in başkanlık sarayına tırmanarak devrimi tehlikeye atması için ellerinden geleni yapmışlardır. Devrimci güçler arasındaki husumet halen sürmekte olup buna karşın eski rejimin artıkları tek bir hedefte yani Şefik'i desteklemek, ona oy vermek, onun başarılı olması için imkânsızı gerçekleştirmek için birleşebilmişlerdir. Zira bu fırsat, Şefik'in siyasi hayata geri dönmesi, başkan olmasıyla devrimin köküne kibrit suyu dökmesi, köklü değişim taleplerinin defterinin dürülmesi, eski rejimin sahte reformist yüzüyle yeniden üretilmesi için değerlendirilmesi gereken bir fırsattır.

Devrimci güçler, yaşananlardan dersler çıkararak, Mısır'ın devrim tarihindeki şu anı yakalayıp devrimin yolundan saptırılması ve imajının çaptırılmasına diğer zeki planların yanı sıra katkıda bulunan anlaşmazlıkları, devrimin ilk 18 gününde olduğu gibi neden ortadan kaldırmazlar? Devrimin geçmekte olduğu zor koşulları atlatmak için sivil, demokratik değerlere bağlı, herkesin devletin şekline ve otoritelerine saygı göstereceği bir milli program üzerinde neden anlaşmazlar?

İslami olmayan gruplar içerisinde, Mursi ve Şefik'in ikinci tura kaldıkları yönünde haber alır almaz, Ahmed Şefik'in önderliğindeki Mübarek'in adamlarının acımasızlığına karşı, devrimi himaye etmek için Mursi'yi destekleyeceklerini ilan etmişlerdir. Kaldı ki Şefik denilen adam, hükümetten atılarak başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalan, bir TV programı sırasında milyonların önünde Ala el Esvani'nin hakaretine maruz kalan, gençler tarafından kendisine ayakkabı atılarak aşağılanan bir adamdır. Böyle biri nasıl olur da aşağılanmışlığını ve zilletini peşinde başkanlık sarayına kadar sürükleyerek başkan olmasına izin verilir?

Şefik'in Mısır siyasi hayatında herhangi bir şekilde rol oynamaya layık değildir, zira kendisi baltacıların develerle saldırdığı olay sırasında akan kanın sorumlusudur, çünkü olayın olduğu gün, bizzat başbakanlık görevini yürütmektedir. Şehitlerle dalga geçmiş, olayla ilgili herhangi bir tahkikat açmamış, hatta saldırıları bizzat tertip eden kişi olmakla suçlanmıştır. Böyle bir adam başkanlık seçimlerini kazanıp Ulusal Parti'nin adamları yeniden iş başına dönüp intikam almaya kalkarlarsa yapılacak katliamın boyutlarını kim tahmin edebilir?

Kampanyasını yürüten kişinin, Şefik'in ikinci tura kalmasıyla devrimin bittiğini, yani seçimleri yakında kazanacağını söylediğinde –şayet devrimciler kendi aralarında çekişmeyi sürdürürlerse seçimleri gerçekten de kazanması mümkündür- aslında kendisiyle tutarlılık arz ediyordu. Zira o, hiçbir zaman devrimle birlikte olduğunu söylemedi, hatta bunun devrim olarak adlandırılmasına da karşı çıkıyordu. Son dönemlerde devrim sözcüğünü diline pelesenk etmesi ise salt seçimlere dönük bir propaganda, seçmen oyları almaya yönelik bir manevra ve gençlere yakınlaşmak için ürettiği bir taktiktir. Şefik'in kampanyada söylediği sözler gerçekleşecek mi? Yanıtı bir aydan kısa bir süre içerisinde halk verecek.

Dünya Bülteni için El- Kudsu'l Arabi'den Faruk İbrahimoğlu tarafından tercüme edilmiştir.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.