Mısır'da yaşanan gelişmelerle ilgili Uluslararası Af Örgütü tarafından yapılan açıklamada, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alındığı 3 Temmuz'dan bu yana sadece Kahire'de aralarında Müslüman Kardeşler ve Hürriyet ve Adalet Partisi'nin üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu 660'dan fazla kişinin tutuklandığı belirtilirken, tutukluların kötü muameleye tabi tutulduğu, dövüldüğü, elektrik verilerek işkence edildiği ileri sürüldü.
Açıklamada, Müslüman Kardeşler'in yöneticilerinden en az dokuzunun tutuklandığı ve pek çoğu hakkında da arama kararı çıkarıldığı bilgisine yer verilirken, göz altına alınan insanlarla ilgili gerekli delilleri ortaya koyma yükümlülüğünün savcılık ve yöneticiler üzerinde olduğuna vurgu yapıldı.
Ülkedeki yetkililer, şiddet olaylarına karıştıkları gerekçesiyle gözaltına alınanların haklarına saygı göstermeye çağrılırken, kötü muamele iddialarının da süratle soruşturulması gerektiği belirtildi.
Tutukluların bazılarının serbest bırakıldığını açıklayan Af Örgütü, ülkede 1.000–5.000 Mısır paundu (274 – 1.370 lira) arasında değişen kefalet ücretlerini ödeyemeyen belirsiz sayıda insanın ise hala tutuklu bulunduğunu açıkladı.
Tutukluluk koşullarının ortadan kaybolmalarla sonuçlanmasından endişe duyulduğu ifade edilen açıklamada, ailelere, tutuklulara yöneltilen suçlamalar ve tutukluların durumları dahil gerekli tüm bilgilerin sağlanması gerektiğine vurgu yapıldı.
Cumhurbaşkanı Mursi ve çalışma arkadaşlarının hala nerede olduklarının bilinmediğine vurgu yapan örgüt, ordunun yönetime el koyması sonrasında 6 televizyon kanalına baskın düzenlendiği ve kapatıldığı, yine Müslüman Kardeşler'e yakın gazetelerin yayınının engellendiği kaydedildi. Müslüman kardeşler ve parti yöneticilerinden 14 kişinin hesaplarının dondurulduğu hatırlatıldı.
Açıklamada tek taraflı tutuklamalara dikkat çekilirken, Mursi yanlıları ve Müslüman Kardeşler'i hedef alan tutuklamalarla adalet sistemine güven tesis etmenin imkansızlığına işaret edildi. Politik duruşları hakkında ne düşünülürse düşünülsün, herkesin adil muameleye hakkı olduğu belirtilirken, Mursi dahil herkese temel hakların sağlanması gerektiğinin altı çizildi.