İSTANBUL - Mısır'da sular durulmuyor. Kanunların artık devre dışı kaldığı Mısır'da darbeci cuntanın, her türlü hukuksuzluk, şiddet, işkence ve katliam gibi insanlık dışı uygulamalarının da ardı arkası kesilmiyor. Halkın meşru yönetimine sahip çıktığı ülkede darbe yönetimi, geçtiğimiz günlerde Mısır'ın kuzeyindeki ed-Dakhaliyye'de polislere yönelik yapılan saldırı sonrası, 85 yıllık küresel ıslah hareketi İhvan'ı terör örgütü olarak ilan etti.
Mısır'daki son durumu değerlendiren İhvan Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Eşref Abdülgaffar, darbe yönetiminin İhvan'ı terör örgütü ilan etmesinin kendileri için hiçbir önem taşımadığını belirterek alınmış kararın geçersiz olduğunu söyledi. Türkiye'deki son gelişmeleri de yakından takip ettiklerini belirten Dr. Eşref Abdülgaffar, "Mısır'daki darbenin arkasında nasıl Amerika ve İsrail var idiyse Türkiye'de çıkarılmak istenen kaosun da arkasında aynı güçler vardır. Bunda hiçbir tereddüdümüz ve şüphemiz yoktur" diye konuştu. İşte İhvan liderinin sorularımıza verdiği cevaplar
BU KARARIN HİÇBİR ÖNEMİ YOKTUR
Darbe yönetimi İhvan'ı terör örgütü olarak ilan etti. Bunun sonuçları nedir ve bundan sonra nasıl bir yol haritası öngörüyorsunuz?
Bizim için bu kararın hiçbir önemi yoktur. Biz bunu zaten otoritenin aldığı batıl, geçersiz bir karar olarak görüyoruz. Batıl üzerine bina edilen de zaten batıldır. O bakımdan bu kararın bizim için bir önemi yok. Çünkü bizim yol haritamız bellidir. Darbecilerin gasp etmiş oldukları yetkiyi tekrar geri almaktır. O bakımdan bu kararın bizim için bir önemi yoktur.
BU KARARIN HALKA ETKİSİ OLMAZ
Cunta İhvan için almış olduğu terör örgütü kararının halk üzerinde herhangi caydırıcı bir etki yapmasını beklemiyoruz. Çünkü bu karar alınmadan önce zaten fiilen uygulanıyordu. Yani İhvan'a karşı her türlü baskı, tutuklama, hukuksuzluk yapılıp uygulanıyordu. Bu karar alınmadan önce de zaten fiilen böyle bir durum vardı. Dolayısıyla böyle bir kararın alınmış olması, fiili durumu hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bu tamamen psikolojik bir hamledir. Yani bunun pratikte bir etkisi olmayacaktır. Nitekim gösterilerin, tepkilerin aynı şekilde devam ediyor olması bunun delilidir. Daha dün tutuklanan üç bayanın serbest bırakılması için halk ayaklandı ve polis merkezini kuşatma altına aldı. Bu hanımlar bırakılıncaya kadar kuşatmayı sürdürdüler ve oradaki polis şefleri bu hanımefendileri bırakmak zorunda kaldı. Ve bu da yeni bir tepki şekli olarak ortaya çıkmış oldu. Yani halk bundan sonra tutuklanacak olan kişilerin bırakılması için bu şekilde polis merkezlerini kuşatma altına alabilir. Bunu nitekim de ilan ettiler. Tabi tüm bu gelişmeler alınmış olan bu kararın hiçbir caydırıcılığının olmadığının delilidir.
İhvan için belirtilen terör kavramı kararının yargılamalara etkisi olacak mı?
Hayır. Bu kararın yargılamalara hiçbir etkisi olmayacaktır. Zaten biz oralı da değiliz. Şu anda biz bunu bir sorun olarak görmüyoruz.
DARBECİLER BU KARARLA ULUSLARARASI ALANDA DAHA ÇOK ZOR DURUMDA KALDI
Bu kararın uluslararası alanda tepkileri ne oldu?
Bu kararın uluslararası tepkileri darbecileri daha çok zor durumda bıraktı. Çünkü bir ülke almış olduğu kararı başkalarına kabul ettiremezse o zaman kendi kararıyla baş başa kalır. Bu da onun inandırıcılığını, itibarını zedeler. Nitekim Mısır cuntası açısından da aynı durum söz konusu olmuştur. Batılı birçok ülkenin yanı sıra körfez ülkelerinden Lübnan, Kuveyt, Ürdün, Sudan, Libya, Tunus bu kararı tanımadığını açıkladı. Dolayısıyla bu kararın uygulanabilirliği yok. Sadece Mısır cuntasını daha da zor durumda bırakacak bir karar olarak karşımızda duruyor. Daha çok kendilerini zor durumda bırakacak diye düşünüyoruz ve bunun sonuçlarını görmeye başladık.
DARBECİLERİN ARKASINDAKİ GÜÇ AYNI
Başbakan Erdoğan 17 Aralık operasyonlarıyla ilgili olarak bunun dış ayaklarının olduğunu ve bir darbe yapılmak istendiğine işaret etti. Siz, Türkiye'deki bu son gelişmeleri Mısır'daki darbeyle bağlantılı görüyor musunuz?
Evet, kesinlikle bağlantılı görüyorum. Aynı odağın işi olarak görüyoruz. Bugün nasıl darbenin arkasında Amerika ve İsrail var idiyse Türkiye'de çıkarılmak istenen kaosun da arkasında aynı güçler vardır. Bunda hiçbir tereddüdümüz ve şüphemiz yoktur. Çünkü bu eksen ve bu odaklar ne Mısır'ın ne de Türkiye'nin kendi siyasetini uygulayan, onurlu bir duruş sergileyen bir konumda olmasını istemez. Daima bu 2 güçlü ve köklü devletin kendine bağlı ve bağımlı olmasını isterler. O bakımdan bu 2 ülkenin kendi siyasetini uygulaması, bu şer odaklarının hesabına gelmez. Ve biz biliyoruz ki bu işin arkasında körfez ülkeleri, israil ve Amerika vardır. Türkiye'de karışıklık çıkarmak isteyen güçlerin arkasında da aynı güçler vardır. Bundan hiç şüphemiz yoktur.
MURSİ'DEN İKİ AYDIR HABER ALAMIYORUZ
Başta Muhammed Mursi olmak üzere zindanlarda bulunan İhvan liderlerinin akıbetleri ne durumdadır, haber alabiliyor musunuz, bir mesajları var mıdır?
Biz zaten bununla ilgili bir basın toplantısı düzenlemeyi düşünüyoruz. Sizin aracılığınızla ben bunu da duyurmak istiyorum. Gerçekten Mursi'den iki aydır haber alınamıyor. Ne avukatlarıyla görüşebiliyor ne ailesi onunla görüşebiliyor. Kendisinden hiçbir haber alınamıyor, nerededir ne durumdadır, sağlık durumu nasıldır bilemiyoruz. Hangi cezaevinde tutuluyor, hangi şartlarda bulunuyor hiçbir bilgimiz yok. Doğrusu bu konuda endişelenmeye başladık. Diğer tutsak liderlerin durumu ise çok kötü. Her türlü baskı uygulanıyor onlara. Şu an şartları fevkalade kötü. Fakat her şeye rağmen sabrediliyor. İnşallah bu sabrın sonu selamet olacaktır. Esir liderlerin durumunu yapacağımız basın toplantısıyla ve diğer etkinliklerle duyuracağız inşaAllah. (Mehmet Özcan - İLKHA)