Müftü Mustafa Topal: Zekât, Allah’ın sosyal dengeyi sağlamak için farz kıldığı bir ibadettir

Müslümanların özellikle Ramazan ayına denk getirdikleri zekât ibadeti ve fıtır sadakası ile ilgili konuşan Bingöl İl Müftüsü Mustafa Topal, Allah'ın zekatı sosyal dengeyi sağlamak için farz kıldığını belirtti.

Bingöl İl Müftüsü Mustafa Topal Zekât farizası ve sadaka-i fıtır hakkında İLKHA'ya açıklamalarda bulundu.

İslam'ın 5 temel binalarından biri olan zekât hakkında değerlendirmelerde bulunan Topal, zekâtın İslam toplumunda büyük bir yeri olduğunu ve zekâtın Kur'an'da açıkça belirtildiği üzere fakirin hakkın olduğunu hatırlattı.

Topal, zekâtın Kur'an'da belirtilen 8 sınıf haricinde cami Kur'an kursu, okul gibi yapılarda kullanılmasının doğru olmadığını, zekâtın direk ihtiyacı olana teslim edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bingöl İl Müftüsü Mustafa Topal, Peygamber efendimizin (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) zekâtı tanımlarken İslam binasının beş temelinden bir tanesi olduğunu buyurarak zekâtın İslam'ın temel ibadetlerinden birisi olduğunu belirttiğini söyledi.

"Zekât, Allah'ın doğrudan fakirlerin hakkı olan tayinidir, müminlerin burada tercih gibi bir durumları yoktur"

Müftü Topal, "Bir insanın imanının kabulü, imanının sağlam zemine oturması bakımından zekâtın şartları üzerine icap ediyorsa müminin zekâtı vermesi gerektiğini anlıyoruz. Zekât Allah'ın sosyal dengeyi sağlamak için farz kıldığı bir ibadettir. Kuran'da buyurulduğu gibi zekât, 'Müminlerin mallarında fakirler ve muhtaçlar için tayin ettiği bir haktır.' Bu Allah'ın doğrudan tayinidir, müminlerin burada tercih gibi bir durumları yoktur. Namaz nasıl ki üzerimize farz kılındı ise şartları üzerinde bulunan bir mümin için de zekât öylece farzdır. Dolayısıyla zekât borcunu müminin mutlaka ifa etmesi gerekiyor." dedi.

Müftü Topal, zekâtın fıkhi boyutu noktasında ise şu açıklamalarda bulundu:

"Malı bulunup nisap miktarını geçen yani 80 gram veya 18 santimetre altındır. Bu altın miktarınca bir kenarda birikmiş, fazladan varlığı olan ve bu varlığın üzerinden de bir yıl geçmiş olan bir kimse bu malından kırkta bir olarak bu malından zekât vermesi gerekir. Zekât Kur’an-ı Kerim'in Tövbe suresi 60'ıncı ayet-i kerimesinde belirtildiği gibi şu 8 sınıfa verilir; Yüce Allah, 'Sadakalar (zekât gelirleri) ancak şunlar içindir: Yoksullar, düşkünler, sadakaların toplanmasında görevli olanlar, kalpleri kazanılacak olanlar, azat edilecek köleler, borçlular, Allah yolunda (çalışanlar) ve yolda kalmışlar. İşte Allah’ın kesin buyruğu budur. Allah bilmekte ve hikmetle yönetmektedir.' buyurmuştur. Burada bu 8 sınıfa zekât verilebilir. Yani fakirler, daha fakirlere (düşkünler, muhtaçlar, miskinler) verilir. Zekât, bu sınıfların dışında herhangi bir yere verilmez. Yani zekât parasıyla cami, Kur'an kursu veya okul yapılmaz. Zekât doğrudan ayni olarak fakirin hakkıdır zira bu Kuran'da buyurulduğu gibi 'Bu beyan olunan açık bir haktır.' ihtiyaç sahiplerinin hakkıdır."

"Zekât da namaz gibi müminin borcudur"

Zekatla beraber fitre sadakasının önemine de değinen Müftü Topal, "Namaz nasıl kılınmayınca borcumuzdan kurtulmuyor ve ödemiş sayılmıyor isek, zekât da şartlarını taşıyan bir mümin bunu ifa etmediği sürece o borçtan kurtulmuş olmaz. Ramazan ayında olduğumuz için fitre sadakasını da nazara almak lazım. Fitre de bir müminin Allah'a karşı sağlığının ve kendisine verilen bütün nimetlerin şükür vecibesidir." dedi.

"Sadaka-i fıtır bu yıl 70 lira olarak belirlenmiştir"

Fıtır sadakasını bu yıl 70 TL olarak belirlendiğini hatırlatan Müftü Topal, orucunu mazeretli olarak tutamayanlar hakkında da bilgilendirmelerde bulunarak, "Orucunu tutamayanlar var, Kur'an-ı Kerim'de mazereti kabul edilenler sayılır. Bu mazeretinden ötürü orucunu tutamayanlar fidye verirler. Yalnız fidyeyi vermek için orucunun bu dünyada bir daha tutma ümidi ve imkânı olmaması gereken sebepler olması gerekir. Örneğin bu yıl hasta olan kişi önümüzdeki yıl iyileşeceği muhtemelken bu kişi fidye veremez. Yani iyileşmesi mümkün olmayan kişiler fidye verir. Fidye de fitre miktarı (70 TL) kadardır. Fitre ve fidyenin de verileceği yerler de zekâtın verileceği yerlerdir. Ramazan Bayramı'ndan evvel sadaka-ı fıtrın verilmesi gerekir. Fidyenin de ramazan ayı içerisinde verilmesi evladır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İslam Ve Kuran Haberleri

Yılbaşı kutlamaları ve şans oyunları haramdır
2025 hac kayıtları 15 Kasım'a kadar yapılabilecek
"Gıdada haram ve helale dikkat edilmemesi toplumsal çöküntüye neden olur"
Kazasının olup olmadığıyla ilgili şüphesi bulunan kimsenin durumu
Kurban edilen hayvan kanının alna sürülmesi doğru mudur?