Coğrafi olarak önce havaya sonra su ve toprağa düştüğü söylenen cemreler, baharın müjdecisi olarak görülür. Bereket ve ısınmanın başlangıcı sayılır. Havaya, suya ve toprağa cemreler düşerken yüreklere neden düşmesin ki?
Mevsim tam da gerçek cemre mevsimi… Hem de diğerleri gibi soyut olarak değil capcanlı bir şekilde düşmeye başladı cemreler. Öyle sadece 3 tane de değil. Yüzlerce belki binlerce Muhammedi cemre düşecek köylerimize, kentlerimize ve yüreklerimize.
Yine bir Kutlu Doğum mevsimine merhaba derken yüreklerimizi “Hak ve Adalet Rehberi ” Hz. Muhammed'in sevdasıyla doldurmaya hazır olalım. Fıtrata giden yol olarak Kutlu Doğum Hareketi, adeta bir Sefine-i Nuh gibi yelkenlerini dolduracak rüzgârı bekliyor. O rüzgar; yine meydanlardan yükselen Tekbirlerle, okunan milyarlarca Salavatlarla, akıtılan gözyaşlarıyla, arşa yükselen Muhammedi ezgiler ve O'na (SAV) çağıran hitabelerle esecek; Faran dağlarını, Ebu Kubeysi, Uhud'u aşarak Cennet-ül Bakî'ye ve nihayet Ravza-i Mutahhara'ya ulaşacaktır. Ne mutlu o rüzgârda nefesi olanlara.
Hak ve Adalet Rehberi…
Tam da tüm dünyanın muhtaç olduğu iki şey Hak ve Adalet. Hani bir söz var ya, yiğit düştüğü yerden kalkar, diye. İşte öyle. Biz İslam Âlemi olarak Hak ve Adalet'i kaybedince her şeyimizi kaybettik. Kurtuluşumuz kaybettiğimiz Hak ve Adalet'i bulmaya bağlı. O yitikler ise Peygamberimizin hayatı ve uygulamalarında gizli.
“Fıtrata dönüş” olarak tanımladığım Kutlu Doğum Hareketi, bu yıl Peygamberimizin Hak ve Adalet Rehberi oluşunu ön plana çıkarmak suretiyle insanlığa, onları selamete kavuşturacak bir reçete yazmış oluyor aslında.
Çıldırmış durumda olan Dünya tümüyle helak olmaya doğru gidiyor. Çünkü kendisini ayakta tutan dinamiklerini yitirmiş durumda. Hak almış başını Kaf Dağı'nın arkasına gizlenmiş, adaletin ise terazisi ayarını çoktan yitirmiş durumda. Çünkü Kur'an ve Sünnet'in hayattan çıkarılması hayatı anlamsız, doyumsuz, mizansız kıldığı için dünya içindekilerle beraber kafayı yemiş durumda.
Yüzyıllardır bütün dünyada çeşitli fikirler çözüm olarak deneniyor. Ama nafile. Fıtrata uzak olan her fikir sorunu daha da derinleştirdiği gibi insanları ise daha da zalimleştiriyor.
Dünya'nın her mezhebiyle, her ırkı ve her diniyle Hak ve Adalet etrafında toplanarak kendi fıtratına yani İslam'a dönmekten başka hiçbir çaresi yok. Ya İslam'a dönülüp Hak ve Adalet üzere yaşanılacak ya da son hızla adeta ateşe gidecek.
Mevsim gerçek cemre mevsimi, gönülleri açıp o cemreyle yağan rahmet yağmurlarıyla ıslanmanın ve Hak ve Adalet Rehberi'nin yolunda kenetlenmenin vaktidir.