Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihadul Ulema) üyesi Molla Mustafa Durgun, Muharrem ayı ve aşure günü münasebeti ile ilgili değerlendirmede bulundu. Durgun, Muharrem ayında ümmetin uyanması gerekliğini belirterek, aşura gününün de mazlumların zalimlere başkaldırdığı gün olduğunu söyledi.
İslam tarihinde yılın başlangıcı olarak kabul edilen Muharrem ayı ve aşura günü ile ilgili değerlendirmelere bulunan İttihadul Ulema üyesi Molla Mustafa Durgun, bu ayda birçok olayın vuku bulduğunu ifade etti.
Bu ayda aşura günü kabule edilmesinin sebeplerdin birinin de Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilmesi olduğu söyleyen Durgun, Kerbela’nın bir dönüm noktası olması ve mazlumun zalime karşı başkaldırma tarihi olduğunu belirtti.
Muharrem ayı İslam tarihinde yılın ilk ayı olarak kabul edildiğini hatırlatan Durgun, "Muharrem ayı değerli bir aydır. Bu ayda aşura günü vardır. O günde birçok olaylar olmuştur. Bunlardan bazıları Hz. Musa’nın kurtuluşu ve Firavun'un boğulması gibi olaylar oldu. Bu ayda oruç tutup ibadetlerimizi yerine getirmeliyiz. Aşure günü Muharremin’in 10’uncu günüdür. Biz, Yahudilere muhalefet olsun diye 9, 10 ve 11’inci günlerinde oruç tutuyoruz. Diğer yönde de Yahudilere muhalefet etmek gerekiyor. Dünya istikbali Yahudilerin eline geçmiş gözüküyor, dolaysıyla gençliğimiz telefonlarıyla her şeyiyle Yahudilerin oyuncağı olmuşlar. Madem efendimiz onlara muhalefet etmiş biz de sünneti senniyeye riayet ederek, Yahudiler karşısında dik durmalı ve yaptıklarına muhalefet etmek gerekiyor." dedi.
"Kerbela mazlumun zalimlere karşı başkaldırma tarihidir"
Muharrem ayında yaşanan Kerbela olayına da değinen Durgun, Kerbela’nın bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "Iraklılar Hz. Hüseyin’i davet ediyorlar, bir rivayete göre 70 bin mektup gönderiyorlar. Hz. Hüseyin’de karar veriyor ve geliyor. Kerbela denen yerde Irak ordusu onlara karşı çıkıyor ve ona ihanet ediyorlar. Onu davet etmişler sonra da düşmanları olmuşlar ve Kerbela’da onu şehit ediyorlar. Kerbela bir dönüm noktasıdır. Mazlumun zalimlere karşı başkaldırma tarihidir. Biz de nefsimize, şeytanımıza ve bütün istikbari güçlere karşı Kerbela günündeki gibi başkaldırmalıyız. Varsa pislikler onları terk etmeliyiz. Sünneti senniyeyi yaşayarak ve Ehli Beyt’e bağlı olduğumuzu ispatlayarak inşallah bunu yaşamamız lazım." ifadelerini kullandı.
"Lailaheillallah sancağı altında ümmet birleşmelidir"
Muharrem ayında ümmet olarak kucaklaşıp kenetlenilmesi gerektiğini ifade eden Durgun, “Muharrem ayında, bu Kerbela gününde ümmet bir intibaha gelmesi lazımdır. Ben neciyim, ne yapıyorum, kimin namına çalışıyorum, kendimize hesap sormalıdırlar. Yani biz birbirimizi kucaklamalı, kenetlenmeli ve küfre karşı tek yumruk olmamız lazımdır. Yani bu meşreptir, meslektir onları ikinci plana atmamız lazımdır. Lailaheillallah sancağı altında ümmet birleşmelidir. Şii ve Sünnisiyle, Şafisi ile Hanefisi ile ümmet Lailaheillallah deyip namaz kılan, oruç tutan, hacca giden, zekât veren ümmet birleşmek zorundadır. Eğer birleşmeseler birleşmeyi bilip de yapmayanlar büyük bir vebal altındadırlar.” şeklinde konuştu.
Aşura dağıtımında niyet önemli
Aşura dağıtımında niyetin önemli olduğuna dikkat çeken Durgun, "Hz Hüseyin bu günde şehit edilmiş, Aşura da bir yemek takdimidir, bu yanlış bir şeydir. Fakat Ehli Beyt bu günde zulme uğramış, biz de bu yemeği Hz. Hüseyin’in hatırı için, birbirimize hediye edipte tekrar Hz Hüseyn'in o zulmünü hatırımıza getirerek öyle bir kaynaşmaya gidiliyor ise belki kendilerini kurtarır yoksa tehlikeli bir şeydir." ifadelerini kullandı. (Emrah Deniz, Hüseyin Temel - İLKHA)