Büyük sıkıntıların, zorlukların ve çaresizliklerin yaşandığı ve ağır bedellerin ödendiği zor bir yılı geride bıraktık. Kimilerinin Arap Baharı olarak nitelendirdiği, oysa Müslüman halkların uyanışı ve emperyalist güçler tarafından örülen korku duvarlarını yıkışı olarak nitelendirilebilecek Müslüman halk hareketleri uzun zamanlardan beri baskı ve esaret altında yaşayan İslam ümmeti için ümit kapılarının aralanmasına neden oldu. Müslüman kitlelerin zalimlere meydan okuması iktidarlarının payelerinin sarsılmasına yol açtı. Ancak, her şeyleri pragmatizme dayanan emperyalist güçler, ayakları altından zeminin kayacağı korkusuyla bu büyük yürüyüşü rayından çıkarmak için İslam dünyasını ateşe verdiler. Mısır, Suriye, Ürdün, Somali, Myanmar, Bangladeş ve diğer coğrafyalarda zulüm makinelerini harekete geçirip Müslümanlara kan kusturdular.
2013 yılı baskılar, dayatmalar, idamlar ve katliamlarla geçen zor bir yıl oldu. Büyük yıkıntılarla ve katliamlarla devam eden Suriye savaşında çok sayıda masum insan hayatını kaybetti. Savaş kışkırtıcılarının ateşe benzinle gitmesi, emperyalist güçlerin savaşı yoğunlaştırma ve çevre ülkelere yayma çabaları işi içinden çıkılmaz hale sokarken, Suriye’ye bağlı olarak Lübnan da ateşe doğru sürüklenmektedir. Bu ülkedeki çatışma ve patlamalar neticesinde çok sayıda insan hayatını kaybetti. Bölgenin iki önemli aktörü Türkiye ve İran’ın sorumluluklarını yerine getirmemesi neticesinde Suriye iç savaşı daha büyük yıkımlara yol açacak ve daha çok masumun kanına mal olacak.
Mısır halkının büyük bir azimle meydanları doldurması, zalim ve diktatörlere karşı sarsılmaz bir irade ortaya koyması neticesinde Mübarek tahtını terk etmek zorunda kalmıştı. Emperyalist güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin çabalarına rağmen Mısır halkı İhvan–ı Müslimin’in adayı Mursi’yi iktidara taşıdı. Düşmanları, Mursi’nin başarılı olmasını engellemek amacıyla içten ve dıştan yoğun bir çabanın içerisine girdiler. El attığı her yerde önüne engeller çıkardılar. Bunun için emperyalist güçlerin kuklası orduyu kullandılar. Mursi’nin orduya yönelik ciddi bir operasyon yapması işin önünü almasına yetmedi. Halk desteğiyle yıkmanın mümkün olmadığını görünce askeri darbe yaptılar. Mısır halkının şiddet içermeyen gösterilerine ağır silahlarla karşılık verip beş binin üzerinde Müslümanı katlettiler. Bu acı tablonun bir buçuk milyarlık İslam alemini ayağa kaldırması gerekirken, küçük gösterilerin dışında zalimleri engelleyecek bir gelişme yaşanmadı. Müslümanlara engellemeye ve zulmetmeye devam ediyorlar.
Myanmar’da katliamlarla tanınan coğrafyanın adıdır. Bütün insanlığın önünde Müslüman halk katliamdan geçiriliyor. Evler ve camiler ateşe veriliyor. Müslüman halk işkencelerden ve yürek yakan eziyetlerden geçiriliyor. 2013, Myanmar Müslümanları için sıkıntılı ve zor yıllardan biriydi. Bir taraftan doğal afetler ve fukaralıkla mücadele eden Müslüman halk, diğer taraftan faşist devletin ve elleri kanlı Budist çetelerin saldırıları karşısında sığınacak yer arıyor. Ve “Neredesiniz Müslümanlar?” feryatları kulakları tırmalarken ne yazık ki gerekli cevap verilmiyor.
Irak’ta işgalden sonra rutin halini alan bombalı katliamlar 2013 yılında bütün yoğunluğuyla devam etti. Hiçbir dinin ve mezhebin öldürülmelerini meşru görmediği kadın, çocuk ve yaşlı ayırımı yapmadan Iraklılar bombalarla hayatlarını kaybediyor. Bu kanlı saldırıları durduracak en küçük bir ışık görünmüyor. 2013 yılı Afganistan’da işgal ve katliamların devam ettiği sıkıntılı bir yıl oldu. İşgal güçlerinin doğrudan katliamlarıyla birlikte ABD’nin ölüm yağdıran insansız hava araçları vasıtasıyla çok sayıda Afganlı Müslüman yerle bir edilen evlerinin altında kalarak hayatını kaybetti.
Pakistan halkı için de kan ve gözyaşlarının oluk oluk aktığı ağır bir yıl oldu. Emperyalist güçlerin insansız hava araçları Müslüman halkın üzerine ölüm yağdırmaya devam ediyor. Basiretsiz ve kukla yöneticilerin bu alanda hiçbir geçerli itirazı ve ciddi tepkisi görünmüyor.
Yemen’de Müslüman halkın kıyamıyla değişen yönetimin emperyalist güçlere kukla olmaktan öte bir özellik taşımaması, ABD’nin ölüm yağdıran hava araçlarıyla katledilen çok sayıda Yemenliyle 2013 yılı kanlı ve ölümlü yıl olarak tarih sayfalarına geçti. Bangladeş’te emperyalist güçlerin kuklası hükümetin zulmünden bıkan Müslüman halkın İslami harekete meyletmesini varlığı için tehlike addeden hükümet güçleri, göstermelik mahkeme oyunlarıyla İslami hareket öncülerinden birçoğunu idama mahkum ettiler. 2013’ün son günlerinde İslami harekete büyük emek veren Abdulkadir Molla’yı beş Müslümanla birlikte idam ederek İslami uyanışa karşı ilk hamlelerini gerçekleştirdiler. Müslüman halkların tepkisine rağmen İslami hareketi etkisiz hale getirmek amacıyla rehberlerini idamda kararlı görünüyorlar.
Bunun gibi 2013 yılı dünyanın başka yerlerinde de Müslümanlar açısından sıkıntılı ve ağır geçti. İslam ümmeti zor ve karanlık bir dönemden geçiyor. Ancak biliyoruz ki karanlığın en yoğun olduğu an, şafağın en yakın olduğu andır. Allah Teala’nın lütfuyla zulüm çarklarının arasından yükselen Müslümanların feryatları ve ahu vahları hiç beklemedikleri yer ve zamanda Allah Teala’nın yardım kapılarının açılmasıyla zalimlerin zulüm çarklarının parçalanmasına ve saltanatlarının yerle bir edilmesine yol açacaktır. “…Sabah yakın değil mi?” (Hud, 81)