Mümin hayatında ibadet bilinci

Mehmet ŞENLİK

Bir mümin için ibadet, yeme ve içme gibi fani şeylere hizmet eden sıradan eylemler değildir. Bilakis bizim fani hayatımıza anlam kazandıran ve ebedileştiren en büyük vesiledir. İbadetin sırrında görülen ve görülmeyen birçok hikmetler ve dersler vardır. İbadet Müslümanın hayatındaki durağanlığı aktif hale getirir, tembellik ve ataleti çalışmaya çevirir, düşüncedeki değişimi pratize eder. Yaradılış gayesine en uygun yakınlaşma vesilesiyle Rabbe ulaşmaya götürür.

Müslümanın yapmakla mükellef olduğu her ibadetin, müminin gündelik hayatında çok büyük önemi vardır. İslam'ın tüm esasları birbirleriyle bağlantılıdır. Temel ibadetlerin hiç birisi diğerlerinden bağımsız değildir. İman, ibadet, ahlâk ve muamelat ilkeleri son derece birbirine bağlı ve iç içedir. İslam'da, imansız bir amel, amelsiz bir iman veya ahlâksız bir muamelat düşünülemez. İmansız bir amel kabul olunmadığı gibi, amelsiz bir iman da hep sönmeye mahkûmdur.

Tüm ibadetler önemlidir; hepsinin bir tek amacı ve gayesi vardır. Tüm peygamberler insanları hep aynı şeylere davet etmişlerdir. İbadetin asıl amacı, Allah'a hakkıyla kulluk görevini yerine getirmek ve Allah'ın rızasını kazanmaktır. Nitekim Kur'an-ı Mübin, Müslümanlara namazı farz kılarken, birçok ayette namazla birlikte zekâtı da zikretmektedir.

Namaz, bedeni bir ibadettir. Namaz, beden diliyle gönül dilinin birleşip, muayyen sözler ve muayyen fiillerle, Allah'a varma yoludur. Allah'la konuşmanın, kul olarak derdini anlatmanın, sadece ona ibadet edileceği taahhüdünü yenilemenin ve sadece ondan yardım dilemenin, dua ve niyazda bulunmanın ve gerçek hidayet için beden hareketiyle ahdi yenilemenin adıdır. Namaz kişinin Rabb'ıyla münacatı ve O'na miracıdır.

Kul, günde beş vakit Namaz ile Rabbiyle birlikteliğini sürekli kılmak, yaşamını disipline etmek, Allah'ın hududu olan, helal ve harama karşı tavrını denetlemek, Allah'a karşı kulluğunu günde en az beş kere namaz ile teyit etmek ve ahdini yenilemektir. Kulda oluşan bu bilinç, onu kötülüklerden ve fahişeliklerden korur, ala-i illiyine yükseltir.

Oruç ibadeti ise, bedeni bir ibadet olup, Allah için imsâkta bulunma, Allah için kişinin iradesine sahip çıkmanın bir ifadesi, zorluklara karşı beden diliyle sabretme, Allah için yiyecek ve içeceklerden nasıl uzak durabiliyorsa, günahlardan, fasıklıktan, inkârdan ve hatadan da o şekilde uzak durulabileceğini, kendi hür iradesiyle ortaya koyma biçimidir.

Oruç ibadetinin çok önemli iki yönü vardır, birincisi, insanın gün boyu yeme ve içmeden kaçınarak yoksulların ve açların hissettiği şeyleri kendi nefsinde hissederek toplumsal sorumluluğun İslami bir yaptırım olarak insan bilincine yerleşmesidir. İkincisi ise; bir aylık oruç süresince kişinin kendi nefsini paralayıp kötülüklerden arındırması ve bu yönde kendisini belli bir sıkı düzen içerisinde günlük hayatı bir ibadet iştiyakı içinde yaşamayı öğrenmesidir. Bu bilinç kulun ibadet kalitesini yükselttiği gibi, yardımlaşma ve dayanışma gibi toplumsal sorumluluk ruhunu da geliştirir.

Zekât ise; Allah'ın verdiği nimeti hatırlama ve malın diliyle, gönül dilinin birleşmesidir? Zekât, tüm nimetlerin, ihsanların ve güzelliklerin Allah'tan olduğunun ikrarıdır. Ona verilen malda, fakirin, düşkünün ve ihtiyaç sahiplerinin hakkının olduğunu bilip yerine getirmenin adıdır. Zekât, kişinin dünyayı sevmediğini, malı-mülkü önemsemediğini, onun için el kirinden başka bir şeyi ifade etmediğini, malın bir araç olduğunu, bir amaç edinilmesindeki felâketin ne olacağını bilmenin, açık bir göstergesidir.

Zekât ibadeti de tıpkı namaz ve oruç gibi bir tür arınmadır. Kul, bu ibadetle zihnini ve malını manevi kirlerden, bencillikten ve israftan arındırır. Zekât müessesesinin çalışmasıyla toplumsal birçok sorunun çözümüne katkıda bulunur. Müslüman tüm bunları yaparken, bir ihsan veya vergi memuruna gönülsüz olarak verilen vergi psikolojisiyle değil, sırf Allah'ın emri olduğu için ihlasla yerine getirmelidir.

Hac ibadeti ise, tabiri caizse; bütün ibadetleri kendi içinde barındırmaktadır. Hac ibadetinde hem namaz, hem malın infakı, hem kurban, hem orucun ve hem de bedenin malla birlikte menâsiklere lebbeyk diye itaati vardır. Hac ibadetinin tüm menâsiklerinde semboller, remizler ve işaretler vardır. Hac yapan kişi, aslında namazı, zekâtı, orucu, cihadı, sabretmeyi, kurban kesmeyi, ikramı ve ihsanı başka bir deyişle bütün ibadetleri beraberce ifa etmiş sayılır.

Bütün ibadetlerin özü ahirete hazırlık yapmanın, oraya göçmeye hazır olduğunu söylemenin ifadesidir. Hac, Allah'ı birlemenin ve hiçbir peygamberi ayırt etmeksizin hepsine iman etmenin, insanlık şeref ve onurunun korunduğu gerçek özgürlüğe kavuşmayı ifade etmenin ilanıdır.

Hacla alakalı daha birçok hikmeti gelecek yazımızda irdelemeye çalışacağız inşallahu teala.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.