Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 29. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Irak ve Suriye’de yaşanan her gelişmenin içinde mutlaka yer alacaklarını söyleyen Erdoğan, en kısa sürede Münbiç'i PYD'den temizlemekte kararlı olduklarını belirtti.
Erdoğan, “Türkiye Irak'ta ve Suriye'de yaşanan her gelişmenin içinde mutlaka yer alacaktır. Gerekiyorsa diplomatik ve askeri güçlerimizle oradaki kardeşlerimizin yanında bulunmakta kararlıyız. Birileri ısrarla ÖSO ve Türkiye'yi El Bab'dan uzak tutmak istiyor. Biz DEAŞ, YPG/PYD terör örgütüyle ile bu mücadeleyi sürdüreceğiz. En kısa sürede Münbiç'i PYD'den temizlemekte kararlıyız. Ya çıkıp terk edecek ya Fırat'ın doğusuna çekilecekler. Biz ABD'li dostlarımıza söylüyoruz, bizim ne PYD'ye, ne YPG'ye ihtiyacımız var; bunu birlikte yaparız. El Nusra da DEAŞ'a karşı savaşıyor ama El Nusra da terör örgütü. Kilis'ten Kırıkhan'a doğru uzanan bölgede ülkemize yönelik bölgeyi de teöristlerden temizleme konusunda da gereğini yaparız. Bu mesele bizim için bekaa meselesi”. dedi.
Geçen haftaki muhtarlar toplantısında Türkiye’nin yeni güvenlik anlayışı üzerinde durarak, artık tehditlerin kapıya dayanmasının beklenmeyip tehditlerin kaynağında imha edileceğini söylediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni güvenlik anlayışının, Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta niçin bulunduğunun ve daha etkin şekilde yer almak istediğinin açık ifadesi olduğunu dile getirdi ve “Artık iş kapıya geldikten sonra müdahale etme dönemi bitti. Şimdi bataklığı kurutma döneminin yaşandığı bir sürecin içerisindeyiz. Bu olay nerede, şurada; orada bütün iş bitecek. Öyle sabredelim, bekleyelim, buraya gelsin ondan sonra müdahale edelim; yok, o geçti” ifadelerini kullandı.
“Halep’in üzerinde bir hesaba girmek doğru olmaz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi açılımının, millî birlik ve kardeşlik projesinin ve çözüm sürecinin birer adım olduğunu ancak bu adımların anlaşılmadığını ve bu adımlardan sonuç alınamadığını vurguladı. Fırat Kalkanı operasyonuna değinerek, hedefin El Bab ve sonrasında Münbiç olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Halep ile ilgili olarak Türkiye’nin bir sorunu olmadığını; ancak itirazlarının olduğunu söyledi. Halep halkının artık huzura kavuşturulması gerektiğini muhataplarına, Rusya Devlet Başkanı Putin’e de ilettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halep’te terör gruplarına karşı müşterek mücadeleyi verelim. Halep Haleplilerindir, bunu açıklamamız lazım. Halep’in üzerinde bir hesaba girmek doğru olmaz. Çünkü bizim Halep’te tarihî kültürel akrabalık bağlarımız var. Halep’te böyle bir işgal yapılacak olursa, insanların geleceği tek yer var, Gaziantep, Kilis” sözlerine yer verdi.
“Irak’ta işlerin bu derece içinden çıkılmaz bir hâle gelmesinin sebebi, Türkiye’nin o operasyonda etkin bir rol üstlenmemiş olmasıdır”
Türkiye’nin 1984’ten beri Irak ve Suriye merkezli tehditlerle başa çıkabilmenin yollarını arayan bir ülke olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Maalesef, yakın bir tarihe kadar bu tehditlere karşı tedbirleri hep kendi topraklarımızda, hatta eylemlerin ardından almaya çalıştık. Karakollarda sıkışıp kalan askerlerimizle, polislerimizle mücadele yürütmeye gayret ettik. Hâlbuki terör örgütleri, hem ülke içindeki, hem de Irak ve Suriye gibi yerlerdeki üslerinde serbestçe elemanlarına eğitim veriyor, lojistik yığınak yapıyor, hâkimiyet alanları tesis ediyordu. Eğri oturup doğru konuşmak lazım; bunlar, ilk defa bizim tarafımızdan teşhis edilmiş, ilk defa bizim tarafımızdan dile getirilmiş sorunlar değildir. Ama her ne hikmetse, meselenin üzerine gidilmemiş, gereken önlemler alınmamıştır. Biliyorsunuz, 3 Kasım 2002 seçimlerinden bu yana ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenen kadronun başında bulundum, bulunuyorum. Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak, ülkenin diğer meseleleri gibi, güvenlik anlayışının değiştirilmesi konusunda da çok mücadele verdim, çok gayret gösterdim. Her seferinde karşımıza farklı engeller çıkartıldı, önümüze farklı mazeretler getirildi. Elbette bu arada, 2003 yılı 1 Mart’ında Irak’ta başlayacak operasyona aktif şekilde katılmamızın önünü kapatan hükûmet tezkeresinin reddi gibi hatalar da yapıldı. Çünkü ben o dönemde oraya katılmamızın gereğine inanmıştım. O dönemde bunun çok büyük bir hata olduğunu arkadaşlarımıza ifade ettim. Tabii Meclis’te öyle bir irade ortaya çıkınca, Irak’taki gelişmelerin dışında kaldık. Bugün Irak’ta işlerin bu derece içinden çıkılmaz bir hâle gelmesinin sebebi, Türkiye’nin o operasyonda etkin bir rol üstlenmemiş olmasıdır.”
Suriye krizi başladığında, yine benzer şekilde aktif bir konumda yer almaya gayret ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak, yıllarca bu sürecin de dışında tutulduk. Üstelik bir de ülkemize gelen milyonlarca sığınmacının yükünü tek başımıza üstlenmek zorunda kaldık. Sonunda baktık ki kimseden bize fayda yok, kendi projelerimizi kendimiz hayata geçirmeye karar verdik.” diye ekledi.
İLKHA