6-8 Ekim olaylarının 6'ncı yıldönümü münasebetiyle değerlendirmelerde bulunan MÜSİAD Van Şube Başkan Yardımcısı Tasan, PKK'nin yıllardır bölge halkına çeşitli şekillerde ayar vermeye çalıştığını ve bu anlayışlarının, çözüm süreci ve 6-8 Ekim olaylarıyla had safhaya ulaştığını söyledi.
Kobani bahaneli 6-8 Ekim olaylarının şahıslardan çok topluma ve kitlelere yönelik olduğunu belirten Tasan, başlatılan olayların doğudaki Müslümanları hedef aldığını, bu gerçeğin batıda yaşayan Müslümanlar tarafından da bilinmesi gerektiğini dile getirdi.
Tasan, "HDP/PKK'nin yıllardır bu topluma dayattığı bir gerçek var. Biz bu gerçeği her ne kadar görmezden geliyorsak da onlar bize 'ya bizimle olursunuz ya buraları terk edersiniz veya topluca sizi imha ederiz" diyorlar. Biz bunu geçmişte de çok iyi müşahede ettik ve okuyanlar varsa bunun farkındadırlar. Bu iş sadece bir imha hareketi, yani bir iki kişiye ya da şahıslara karşı yapılan bir hareket değildi. Bu topluma, İslam ümmetine dayatılan bir mesele idi. Bizler de tüccar olarak çözüm sürecinde esnaf olduğumuz halde bu sıkıntıları yaşadık, şahsıma karşı yapılan kara propaganda, ticaretimize yapılan saldırlar oldu. Biz kendi marketimizde günlerce nöbet tuttuk." dedi.
"Bütün Müslümanlar hedefteydi"
Bölgede "Müslümanım" diyen herkesin hedefe konulduğunu belirten Tasan, "Tabi herkesin bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı vardır. Bu olaylarda da Allah İslam ümmetine acıdı ve bu vesile ile kötü emellerine ulaşamadılar ve inşallah hiçbir zaman ulaşamayacaklar. Biz samimi ve ihlaslı olduğumuz müddetçe inanıyorum ki onlar bu topraklarda bir taban bulamayacaktır. Müslümanlar çalışsınlar… İhlasla, samimiyetle çalıştıkları müddetçe Allah'ın izniyle bunlar suyun üzerindeki bir köpüktür, zira aslolan suyun kendisidir. Elhamdülillah Müslümanlar olarak bu işin aslıyız, suyuyuz. Onlar köpüktür ve köpük temizlenip gidecek. Biz yeter ki samimi olalım, çalışalım, gayretli olalım. Allah'ın izni ile onlar bu topraklarda emellerine ulaşamayacaklar." ifadelerini kullandı.
"Olayları azmettirenler kadar göz yumanlar da yargılanmalıdır"
Olaylara sadece HDP/PKK cenahı ile bakılmaması gerektiğini söyleyen Tasan, "Gerçekten bu işte dahli olan kim varsa, eğer emniyeti varsa onlar da bu işte yargılanmalı, askeriyesi varsa askeriye yargılanmalı. Bu işle alakalı, o gün müdahale etmesi gerektiği halde müdahale etmeyen kim varsa ve onlara alan açan kim varsa bunların hepsi tarih önünde yargılanmalı, mahkemeler eliyle yargılanmalı ve hesaplarını tek tek vermelidirler. Çünkü bu iş sadece birilerinin yaptığı bir kalkışma değildi. Yasin Börü'nün öyle yakılması, paramparça edilmesi, üzerinden arabayla geçilmesi. Bunlar birikmiş bir kinin ortaya çıkmasıdır. Bunu çok iyi hesaplamak lazım. 'Asker, polis sahaya çıksaydı öldürülürdü' hesabı yapan insanlar varsa ki çözüm sürecinde de biz aynı sıkıntıyı yaşadık. Çözüm sürecinde belki asker, polis cenazesi gelmiyordu ama halkla dağdaki örgüt karşı karşıya kalmıştı. PKK istediği anda istediği adama eli ile bırakmış gibi ulaşabiliyordu." şeklinde konuştu.
"FETÖ bölgede 2 grup arasında çatışma çıkarmak istiyordu"
Çözüm süreci ve devamında gelen fitili ateşlenen 6-8 Ekim olaylarında PKK ile Müslümanların karşı karşıya getirilmek istendiğini dile getiren Tasan, şu ifadeleri kullandı:
"Çözüm süreci döneminde PKK'nin ipleri salınmıştı zaten. Bu vesileyle FETÖ terör örgütü bu bölgede çatışma çıkarmak istiyordu 2 grup arasında. Müslümanlar, Allah'ın onlara vermiş olduğu ferasetle davrandılar ve bu oyuna gelmediler. Aksi takdirde birileri bunu fırsat bilerek bu bölgede 2 grup arasında bir çatışma süreci başlatmak istiyordu ama bölgedeki Müslümanların ferasetleri sayesinde o iş başarıya ulaşmadı. 380'e yakın STK, İslami dernek ve Müslümana saldırdılar, ama hiçbiri yargılanmadı. Bu olaylar teşvik ediciydi. Bu olaylar FETÖ tarafından tertiplenen bir tuzaktı ve Allah tuzaklarını başlarına geçirdi. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır."
"Doğu ve Güneydoğu bölgelerine pozitif ayrımcılık sağlanmalıdır"
Cumhuriyetin ilanından itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin negatif ayrımcılıkla karşı karşıya bırakıldığını belirten Tasan, bu durumun önüne geçmek için bölge insanlarına pozitif ayrımcılıkla yaklaşılması gerektiğini söyledi.
Tasan, "Bölgemize pozitif ayrımcılığın yapılması lazım. Cumhuriyet kurulduğu günden beridir bu bölgeye negatif ayrımcılık yapılmış. Bugün de aynı ayrımcılık devam ediyor aslında. Mesela eğer İstanbul ile Tahran arasında uçak seferleri yapılabiliyorsa, buradaki sınır kapısı da açılabilir. Sınır kapıları açılsın ve insanlara ekmeğe erişim noktasında yardımcı olunsun. Çünkü insanlar fakirleştikçe isyan ediyorlar. İnsanlara ekmek ve aş kapısı açalım. Hem devletimiz kazansın hem de milletimiz kazansın. Bir de fakir olan insanlar terör örgütleri tarafından daha kolay kullanılabiliyor. İnsanları fakirleştirmekten çok zenginleştirelim ki böylece devletine ve milletine daha hayırlı bireyler olurlar. Böylece toplum huzur ve güven içinde olur. Bizim de temennimiz bu yönde. Allah bize huzurlu ve güvenli günler nasip etsin inşallah." ifadelerini kullandı.