Müslüman yönetici

Hasan SABAZ

Korona karşısında dünyada yöneticilerin verdiği tepkiler tartışılıyor.

Adımlarını dikkatli atanlar bazen geç davranmakla suçlanabiliyor. Aslında kriz dönemlerinde zamanında ve yerinde kararlar almak, halkın her kesiminin tepkilerini göz önünde bulundurmak büyük devlet adamı olmanın özellikleridir.

Kimileri gerçekten de ne yaptığını bilmiyor.

Fazla önemsemeyenler, sürekli tedirginlik pompalayanlar, yaptıkları hataları başka ülkeleri suçlayarak örtmeye gayret edenler…

İslam dünyasının hali maalesef içler acısı…

Yerel ve küresel sorunlara çözüm bulmak yerine sorunları derinleştirmenin peşinde çok sayıda yönetici.

Halkın malını çarçur eden, adaleti rafa kaldıran, küresel emperyalizme kölelik yapan çok sayıda yönetici…

Nasıl yöneticiler istediği sorulduğunda Hz. Ömer radıyallahu anh, şu muhteşem cevabı vermişti:

“Öyle bir kişi istiyorum ki, emir seçildiğinde sanki onlardan birisi gibi olsun. Emir seçilmediği takdirde de sanki onların emiriymiş gibi davransın. Bu işi ancak, zafiyet olmaksızın yumuşak, şiddet olmaksızın sert, israf olmaksızın cömert, cimri olmaksızın tutumlu olan bir zat yüklenir. Bu vasıflara da ancak şu kimseler sahip olabilir ki, haksızlığa göz yummaz, Allah’tan başkasına boyun eğmez, menfaat peşinde koşmaz, davranışlarında gösteriş bulunmaz, ağzıyla tek bir kelime yalan söylemez, fakat azminde sebat eder, kendinin ve yakınlarının aleyhine dahi olsa hak ile hükmetmekten ayrılmaz, kişiliğini korur ve hiddetine rağmen hakkı gizlemez.”

Bu örneklikler ilham kaynağı oldu ve tarihte çok sayıda İslam alimi, Müslüman yöneticiler için nasihat ve tavsiye risaleleri yazdılar.

Bunlardan birini paylaşayım.

İmam Gazali’nin “Devlet Başkanlarına Nasihatler” adlı eserinden bazı bölümlerle sizi baş başa bırakıyorum.

“Mü’minlerin Başkanı!

Çoğunlukla başkanların kızgınlığı onlara dil uzatılmasından ileriye geliyor. Bir defasında Hz. Peygamberin yanında bir adamdan bahsedilir ve onun gayet kuvvetli ve yiğit olduğu söylenir. Bunun karşısında Hz. Peygamber, “Nasıl” diye sorar onlar da: “Güreştiğinde herkesi yener” derler. Bunun üzerine Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam, şöyle buyurur: “Güçlü kimse bir diğerini mağlup eden değil, kızgınlığını yenendir” “Bir mü’minin imanı ancak üç şeyle tamamlanır: Kızgınlığını yenmekle, anormal veya normal durumlarında insafı elden bırakmamakla, küçüklerin kusurlarını bağışlamakla.”

Hz. Ömer radıyallahu anh, “Kızgınlık anında ahlâkı tecrübe edilmeyen kimseye itimat edilemez” demiştir.

Bütün halkın üzerine hassasiyetle eğilmeyen, merhamet ve şefkatten uzak, devletin şerefini korumayan kimseleri vali olarak göndermekten sakınınız. Çünkü sizin bildirmediğinizi ihdas edip, halkın gücünden ziyadesini alırlar, kendi zimmetlerine geçirirler. Bu yüzden siz Ceza gününde (ahirette) Allah’ın cezasına ve azabına duçar olursunuz. Bu gibi durumlar ve davranışlar gafletinizden, dinî anlayışınızın azlığından ve yakınınızda bulunanların zaafından ileri gelmiş olur.

Dikkat ediniz! Size bildirilen her meselenin uhdesinden gelemeyip göz yumarsanız, bu kadar basit bir şey bir kaç gün geçtikten sonra, büyük bir belâ olur ki; bütün devlet hazinesini harcasanız bunu gidermeniz mümkün olamaz. Kendiniz için istemediğinizi halkınız için de uygun karşılamayınız. Yaratılmışların en şereflisi olan Hz. Muhammed’e sahabeleri Bedir gazvesinde bir ağacı budayıp O’na bir gölgelik yaparlar. İstirahate çekildikleri zaman Cebrail aleyhisselam gelip: “Ya Resulallah! Ashabın güneşin altında bulunurken senin gölgelikte oturman uygun değildir” der. Hz. Peygamber hemen gölgeliği yıkıp ashabı arasında otururlar. Bu kadar basit bir şeyden dolayı yaratılmışların en şereflisi tekdir edildikten sonra başkalarının durumu ne olur? Aklınızı başınıza toplayınız ve kendinizi bu büyük belâdan kurtarmaya gayret gösteriniz..

Hz. Peygamber (Aleyhissalatu vesselam), “Müslümanlara şefkat göstermeyen onlardan değildir” buyuruyor.

Kapınıza kadar gelerek, çıkmanızı bekleyen ihtiyaç sahiplerini hakir görmekten çokça sakınınız. Küçük görmenin tehlikesi ve bozgunculuğu bütün tehlikelerden daha büyüktür.

Çoğunlukla başkanlar kibirli olurlar ve kibirlerinden dolayı küçücük bir şeye kızıp intikam alırlar. Bu gibi tutumlardan sakın ve uzaklaş, üstün ahlâklı ol ve daima büyük peygamberlerin gidişatlarını hatırından uzak tutma; seleflerinin ibretli hayatlarına gözünü dikip onların gidişlerini örnek tut!”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.