Hani ilçesine bağlı Gürbüz köyünde köylüler, Gürbüz İrşad Der’de, Abacılar (Nêrîb Çolago) köyü sakinleri ise camide bir araya gelerek, Hazreti Muhammed’in kutlu doğumunu mevlit, salavat ve dualarla kutladılar. Her iki mevlid etkinlikte küfrün oyunlarına dikkat çekilerek Müslümanların vahdetine vurgu yapıldı.
Gürbüz İrşad-Der Mevlit Kandili münasebetiyle dernek binasında köy sakinlerinin yoğun katılımıyla, “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed’’ semineri düzenledi.
Seminer, Hafız Cumali Yıldız’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı, İrşad-Der İlahi Grubu’nun okuduğu ilahilerle devam etti.
Günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yapan Nihat Çam hoca, Hazreti Muhammed’in dünyaya gelmeden önce dünyanın karanlıklar içinde olduğunu belirterek, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğünü, zulüm ve tuğyanın zirveye ulaştığını ve insanların Allah’ı bırakıp başka rabler edindiğini anımsattı.
“Bütün kerim ahlaklar O’na hibe edilmiş”
Çam Hazreti Muhammed’den önce Mekke toplumunun inançlarına değinerek, “ Mekke toplumu lat, uza,menat ve hubel putlarını ilah olarak kabul ediyorlardı. İşte böyle bir ortamda zulümlerin içerisinde bir nur doğdu, gökyüzünde bir yıldız belirdi adı Ahmet yıldızıydı. O, İbrahim’in duası, İsa’nın müjdesiydi. Bütün kerim ahlaklar O’na hibe edilmiş, alemlere rahmet olarak gönderilmiş, insanlığın gecesini gündüze kışını ise bahara çeviren idi” dedi.
Çam Hazreti Muhammed’in üstün özelliklerine de değinerek, “Elbisesinde bir sukünetlik vardı, İyilik O’nun şiarıdır, takva O’nun kalbinde, hikmet O’nun sözlerindedir. Doğruluk ve vefa O’nun tabiatında, İyilik ve affetme O’nun ahlakındandır.’’ İfadelerine yer verdi.
Program, İrşad İlahi Grubu’ndan Muhammed Çiçek’in okuduğu Veda Hutbesi, dua ve yapılan ikramlar ile son buldu.
Diğer bir etkinlik ise Abacılar (Nêrîb Çolago) köyünde düzenlendi. Mevlid etkinliği Abacılar (Nêrîb Çolago) köyü muhtarı ve heyetinin katılımıyla köyün büyük camisinde yoğun katılımlı bir şekilde düzenlendi.
Program kuran açılışıyla başladı daha sonra Metin Bağcı ilahi ve mevlid okudu. Gunun anlam ve önemine binaen Abacılar Muhtarı Abdulaziz Demir bir konuşma yaptı.
Muhtar Abdulaziz Demir mevlid gecesinin çok önemli olduğunu belirterek, kendilerinin de bu geceyi çok çok önemsediklerini söyledi.
Demir, Mevlid Kandilinin İslam’ın özünü anlamaya, Kur’an-ı Kerim’e sarılmaya vesile olmasını temenni ederek, Mekke ve Arabistan toplumunun alt yapısına değindi.
Arabistan’da sosyal yapının kabilelere dayandığını ifade eden Demir, “ Mekke toplumunda iman etmek zordu. Çünkü oligarklar efendiliğini sürdürebilmek için köleliğe, fuhşa, kumara, faize, içkiye ve insanlar arası çatışma çıkmasına muhtaçtılar. Oysa yeni gelen din tüm bunları ayaklar altına alıyordu. Ne Marx’ın proletarya diktatörlüğü, ne Max Weber’in bürokrasi tapıcılığı, ne Benjamin Franklin’in kapitalizmi, ne Napolyon’un faşizmi, ne Pavlus’un vaaz ettiği ikiyüzlü ruhbanlık, ne de Yahudilerin tefeciliği… Hiç biri yeni dinde kabul edilmiyordu. Yalnızca Allah’ın kulu olması münasebetiyle değer gören ve iman etmekle eşrefi mahlukât olan başkaca her hangi bir prosedüre tabi olmayan bir dine davet ediliyorlardı. Oysa oligarklar bugünün kapitalistleri gibi her durumdan kendine pay çıkarmayı bilirlerdi. Onun için olacak ki Resul’le uzlaşma yoluna gitmeye gayret ettiler. Hz. Muhammed, Allah’tan gelen emirle ‘sizin dininiz size benim dinim bana, ben sizin taptıklarınıza tapmam siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz’ diyerek net bir şekilde cahiliye ile yollarını ayırmış ve tüm dünyayı karşısına alan yiğit bir duruş sergilemiştir. Oligarklar diyalogtan bir sonuç alamayacaklarını anlayınca her türlü baskı ve şiddeti meşru gördüler. Allah, bu inanmış bir avuç insana vaadini gerçekleştirmiş ve yeryüzünde onları egemen kılmıştır. Mekke’de hayat bulan İslam Medine’de hayat olmuştur Resulullah işte böyle karmaşık bir toplumda İslam’ı hakim kılmıştır.” Şeklinde devam etti.
“Küfür Müslümanlar arasına düşmanlık tohumlarını ekmek istiyor”
Dünya genelinde Müslümanlar arasında İslam’ın Mekke’de olduğu gibi net yaşanmadığa dikkat çeken Demir daha sonra şu önemli tespitlere yer verdi: “Lailahe İllallah deyince neye ‘la” dediğini neye “illallah’ dediğini bilen mümin artık yok. Şimdi küfür saflarımızı karıştırmak istiyor Şii ve Sünni Müslümanlar arasına düşmanlık tohumlarını ekmek istiyor, düşmanlaştırmak istiyor. Oysa bizim ihtilaflarımız yapaydır. Ve maalesef bugün Kur’an’ı mızraklarının ucuna takarak savaşan ve bu zalimlerin oyununa gelen zavallı Müslümanlar vardır. Çünkü Kur’an’ı mızraklarının ucuna takan tüm zalimler ‘iman ettim’ diyor. Oysa iman nedir bilinmiyor. Mekke’de iman edenler Mekke yönetimini karşısına alıyordu şimdi ise gerçekten iman edenler tüm dünyayı, tüm küresel zalimleri karşısına almaktadırlar.” İfadelerine yer verdi.
“Çocukların saçlarını ağartan gün bize de gelecektir”
Bir Müslüman’da bulunması gereken özelliklere de değinen Demir, “Kendi konumunu Kur’an’a tasdikleten değil konumunu Kur’an’a göre değiştiren Allah’a teslimiyetçi bir zihinle dolu olmak zorundayız. İman etmek ve imanı tasdik eden salih ameller işlemek zorundayız. Çünkü çocukların saçlarını ağartan gün bize de gelecektir. Dostun dosta faydasının olmadığı, her şeyin unutulduğu, ateşten kurtulmak için ne var ne yok her şeyin fidye olarak sunulacağı o gün gelmeden önce kendimizi hesaba çekmek zorundayız. Gerektiğinde tüm dünyayı karşımıza almak Allah’ı karşımıza almaktan iyidir. Çünkü Allah ezeli ve ebedidir geriye kalanlar ise geçicidir. İman eden bir kişi imanındaki samimiyetle tüm dünyayı dize getirebilir ve herkesi önünde diz çöktürebilir. Bize iki seçenek çıkmaktadır ya ilk Mekke toplumu gibi olmak ya da mızraklarının ucuna Kur’an bağlayanlar sınıfında olmak! Bunun dışında hangi seçeneği seçeceksek seçelim her halükarda mızraklarına Kur’an bağlayanlara hizmet etmiş olacağız. Elbette biliriz ki tüm izzet ve şeref ilk Mekke toplumu gibi Allah’a verdiği sözü tutan kimselere aittir. Allah bizleri ihtilaflarını bir kenara bırakıp küfre karşı yek vücut eylesin” ifadelerini kullandı.
Program cami cemaatine ikramlarda bulunarak son buldu. (İLKHA)