Bugün yeryüzünde en hızlı yayılan din İslam.
Bugün yeryüzünde insanlığa kurtuluş reçetesi sunan tek din İslam.
Bugün yeryüzüne huzur veren ve sağlayan tek nizam yine İslam.
Ama yine bugün yayılmaması için türlü tuzaklar kurulan da İslam.
Çağrısı insana ulaşmasın diye sürekli bulandırılan da İslam.
Bugün adına insan öldürülen, bomba patlatılan da yine İslam.
Allah’ın, peygamberi vasıtası ile insanlığa kurtuluş için gönderilen bu aziz dini, bugün dost veya düşman eliyle tanınmaz hale gelmiş.
Artık Müslümanlar olarak buna bir dur demeliyiz. Ne İslam adına karar verip patlatmaya, kelle kesmeye göz yummalıyız ne de İslam düşmanlığına sessiz kalmaya göz yummalıyız.
İki şiddet birbirini besleyen bir döngü haline gelmiş. Bu sarmalın içinde İslam ve insanlık kaybolmuş. Şiddetten başka bir şey görülmüyor.
Hâlbuki peygamber Mekke’de müşriklerin zulmüne sabretmiş. Medine’de Yahudilerin aşırılıklarına sabretmiş. Devlet olmadan savaşmamış. Hep iyilik ve güzellikle muamelede bulunmuş. Hüküm eline geçince de adaleti sağlamak ve nefsi müdafaa dışında şiddet göstermemiş.
Şiddeti bir yol olarak benimsememiş. Hatta şeriatın şiddetli cezalarını bile uygularken şiddetten çok çekinmiş. Hep insanların kalbine giden yolları kullanmış.
Bugün Avrupa zaten artık insanlığa verecek insanlığı kalmamış. Artık bir insanlık medeniyeti değil. Bir çıkar ve menfaat medeniyeti olmuş. Bir nefislere özgürlük medeniyeti olmuş. Anı yaşama ve maddi haz medeniyeti olmuş. Ne Afrika’nın açlığına, ne Ortadoğu’nun savaşlarına, ne de dünyanın barış ve huzuruna vereceği bir medeniyeti kalmamış. Olsaydı zaten dünya bu halde olmazdı. Çünkü bugün dünyayı batı medeniyeti yönetiyor.
Bu medeniyet, teknolojiden başka her şeyi tüketmiştir. Kendi halkını dinden uzaklaştırmış ama onun yerine koymaya çalıştığı bilimi, insanları ruhen tatmin etmemiştir.
Hal böyle olunca insanlar İslam’a ilgi duymuş ve İslam batıda en hızlı yayılan din olmuştur. Çünkü İslam insana bir fıtrat medeniyeti sunmakta. Azmış insana haddini bildirmekte. Yoldan çıkmışlara yol göstermekte.
Bu dinin önünü kapatmak için insanları şiddete sevk eden batı hükümetleri ve misyonerleri, böylece bu akını durdurmaya çalışmaktadırlar.
Bu noktada Müslümanlar çok dikkatli olmalıdır. Bu dinin güzel ahlakını takınarak, eş, dost, akraba, konu komşu ve diğer dinlerin mensuplarına bunu göstermelidir. Bizi çekmeye çalıştıkları şiddet sarmalından kurtulmalıyız.
Ebu cehillerin, firavunların, nemrutların kapısına bir daha, bir daha giderek onları da kurtuluşa davet etmeliyiz. Evlerine, sokaklarına, çarşı ve pazarlarına İslam’ı anlatarak onları da kurtarmalıyız.
Güzel ahlak, samimiyet, sabır ve fedakârlıkla bunu yürütmeliyiz. İslam adına şiddete yönelenlere de asla fırsat ve ortam vermemeliyiz. Çünkü bunlar İslam düşmanlarının tuzaklarıdır.
Hem İslam’ı şiddete bulaştırmaya çalışanlara hem de şiddete çekmek için tahrik edenlere müsamaha göstermemeliyiz. İkisinin de ipliğini pazara çıkarıp, İslam’ın gönüllere giden yolunu dikenlerden ve engellerden temizlemeliyiz. Bugün bu mesele Müslümanların birinci gündemi olmalı.
İslam adına şiddete de hayır, Müslümanları şiddete tahrik etmeye de hayır.