Vakıa olarak bugün dünyayı tek bir idari birim olarak görebiliriz. Dolaysıyla bunun bir iktidarı olduğu gibi bir muhalefeti de vardır. Bugün Müslümanlar maalesef bu dünya devletinde iktidarda değildir. Ama hiç şüphesiz Müslümanlar mevcut iktidarın, egemen sistemin muhalefetidirler. Çini, Rusya'sı Hindistan'ı bütün bunlar güçlü aktörler olabilir ama bunların hiç biri dünya sisteminde muhalefet değildirler. Çünkü onlar da bu sistemin birer aktörleridir. Bugün muhalefet Müslümanlardır. Dünyada iktidara taliptirler.
Müslümanlar dünyada sadece muhalefet değil aynı zamanda muhaliftirler de. Böyle olmaları da gayet doğaldır. Fakat “muhalefet olmak” ile “muhalif olmak” aynı şey değildir.
Muhalif ile Muhalefet arasında şu farklar vardır,
Bir kere Muhalif erildir. Bu nedenle Muhalif serttir. Güçlüdür. Celal sahibidir. Uzlaşmacı değildir. Reddeder. Daha çok yenmenin tadını almak ister. Karşıdakinin ağız tadını bozmadan mutlu olmaz.
Muhalif, savaşçıdır, mücadelecidir. Mevcut sistemin hiçbir kurumunu BM'yi, Amerika'yı, Çin'i, Rusya'yı hatta yedi düveli kabul etmez. Muhalif, yerine göre aksi ve inatçıdır. Aykırıdır. Her meseleyi çapraz sorguya tabi tutar. Kolay kolay güvenmez. Her şeyin içinde bir bit yeniği arar.
Muhalif, erkeklik yapmayı esas alır. Onun açısından düşünce, muhakeme, uzlaşma, siyaset belki en son iştir. Muhalif, analitik değildir hele reel politik hiç değildir. Kazandığına değil kazanamadığı şeylere odaklanır.
Muhalif, her türlü uzlaşmaya taviz nazarıyla bakar. Merhalelere değil sonuca bakar. Acelecidir. Basamak basamak çıkmayı değil atlamayı sever. Sabırdan ziyade müsabakayı arzular. Yarışmaya ve mübarezeye bayılır.
Muhalefet ise dişildir.(Tevbe:87). Mücadelesini bir örgü meziyetiyle örer. Analitiktir. Gerginliği esas almaz. Alamadıklarına değil kazandığına bakar. Sertliği değil rahmeti ve uzlaşmayı esas alır. Toptan reddetmez. Sabırlıdır. Tedrici önemser. Çocuğunu büyütür gibi hedef ve ideallerini büyütür. Ondaki dişilik damarı karşıdakini yumuşatır ama sonrasında pişman eder.
Muhalefet, aşını pişirmek için malzeme teminini önemser. Evlatlarını besleyip büyütmeye bakar. Bir anne olarak, ümm, bulunduğu yer neresi olursa olsun aksi yönü de hesap eder.
Müslümanlar hem muhalif hem de muhalefet olmalıdır. Yerine göre ve hangisi gerekiyorsa ona işlerlik kazandırmalıdır. Fakat ne olursa olsun Müslümanlar kendi muhalifliklerini kendi muhalefetlerine karşı kullanmamalıdır. Bu manada örneğin İslam İşbirliği Teşkilatı dünyadaki mevcut iktidarın muhalefetidir. Çünkü onların aş ve iş bekleyen çocukları vardır. Bakmakla yükümlü oldukları evleri vardır. Binaenaleyh mevcut dünya iktidarına Muhalefet olan İslam İşbirliği Teşkilatı, yerine göre BM'ye de seslenir, Çine de Maçine de. Bu gayet doğaldır. Ama bakıyoruz Müslüman muhalifler kendi muhalefetlerine saldırıyor. Muhalefetin elini zayıflatıyor. Onun siyaset yapmasına engel oluyor. Deha ve zekâsıyla örgü örmesine mani oluyorlar. Açıkça söylemek gerekir hatta itiraf etmek gerekir ki muhalefet ederek Müslümanlar bugüne kadar büyük kazanımlar elde etmişlerdir. Muhalifler izin verirse daha fazlasını da elde etmeye devam edecektir.
Evet, Müslümanlar toptan muhalif veya toptan muhalefet olmasın. Mücadelelerinin bir erkek boyutu bir de dişi boyutu olsun. Ne dişiler erkekleşsin ne de erkekler kadınsı olsun. Hadiste birbirine benzeyen kadın ve erkek lanetlenmiştir. Çünkü bunun sonu zillet ve rezalettir. Verimsiz ve katı bir toplum olmaktır. Evet, Müslümanlar muhalif olmayı da keza muhalefet yapmayı da iyi becerebilirler. Yeter ki muhalif ile muhalefet birbirine düşmesin. Herkes sorumluluğunu ve konumunu bilsin. Muhalif ile muhalefet birbirlerine aşkla muhabbetle bağlansın. Evde de toplumda da memlekette de bu böyle olmalıdır. İnşallah o zaman her şey çok daha güzel çok daha bereketli olacaktır. Lezzetli ve tatlı olacaktır.