Batman İl Müftülüğü tarafından Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü Konferans Salonunda "Hz. Peygamber ve Güven Toplumu" temalı Kutlu Doğum etkinliği düzenlendi.
Programa Vali Ahmet Deniz, Belediye Başkan Vekili Ertuğ Şevket Aksoy, Cumhuriyet Başsavcısı Şenol Taşkale, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aydın Durmuş, İl Emniyet Müdürü Ali Akkaplan, Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Prof. Dr. Zekeriyya Güler, kamu kurum müdürleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Yoğun ilginin gösterildiği program, İbrahim Halil Yakut’un okuduğu Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından programın açılış konuşmasını yapan İl Müftüsü Erhan, bugün insanlığın küresel ölçekte bir güven bunalımı yaşadığını söyledi.
Her türlü teknolojinin devreye girmiş olmasına rağmen dünyada bir türlü emniyet ve güvenin sağlanamadığını belirten Erhan, "Tüm insanlığın ortak evi, yurdu bugün tehlike altında. İnsanların hırsıları, tutkuları, güç, şehvet, mal tutkusu kâinatı adeta yaşanmaz bir hale getiriyor. Ahlak ve hukuk tanımayan karanlık ve kuralsız savaşların pençesinde güvenen ve güvenilmesi gereken İslam coğrafyası bugün maalesef güvenini kaybetmiş, güvenirliğini kaybediyor. İslam medeniyetinin yeryüzüne kazandırmak istediği din, mal, can, nesil emniyetini, güvenirliğini kaybediyor." dedi.
"Din güvenliğinin zedelenmesine en büyük darbeyi vuran ihanet şebekeleridir"
15 Temmuz darbe teşebbüsüyle toplumsal güvenin zedelenip, dine güvenin yara aldığını vurgulayan Erhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "FETÖ/PDY gibi maalesef dini istismar ederek toplumu Allah ile aldatanlar bütün güvenlerin, emniyetlerin kaynağı olan din güvenliğinin zedelenmesine en büyük darbeyi vuran ihanet şebekeleridir. Bir tarafta fitne, ihanet, terör örgütü; diğer tarafta iftira, yalan, karalama kampanyaları maalesef Müslümanları kasıp kavuruyor. Yaşamış olduğu toplumun güvenini kazanmış olan Peygamberin ümmeti olarak O’nun doğruluk, dürüstlük ve güven karakterini benimsemiş, yüksek ahlakını özümsemiş Kur’an ve sünnetin aydınlattığı yolda istikamet üzere yürüyen Müslüman bir birey olmak istiyorsak, her ferdin kendine, ‘ben güvenilir bir Müslüman mıyım?’ diye nefis muhasebesini önce kendisine sorması gerekir."
Hz. Muhammed'in emin bir şahsiyet, baba, eş, genç, akraba ve komşu olarak büyük bir örnek teşkil ettiğini söyleyen Erhan, Müslümanların da bu vasıfları örnek alması gerektiğini belirterek, "Zira Müslüman olmak bunu gerektirir. Müslümanların bugün küfrün karşısında tek ses, hain ve hainlerin karşısında tek yürek, zalimin karşısında yekvücut olabilmesi her şeyden önce güven veren bir Müslüman olmasına bağlıdır. Dünyanın dört bir yanındaki mazlum Müslümanları poyraz misali zulümler kuşatmışken ve İslam coğrafyası ılık bir samyeline muhtaçken, toplumsal güveni yeryüzüne inşa edebilecek, yeryüzünde inşa edecek olan Müslümanların insani ve İslami erdeme sahip olup, güvenli bir insan, Müslüman olup, çevresine örnek olmasında geçmektedir." diye konuştu.
"Biz ne zaman ki değerlerimizden uzaklaştık sıkıntılar yaşadık"
Açılış konuşmasının ardından program, sinevizyon gösterimiyle devam etti. Ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Vali Deniz, herkesin güvenebileceği insanlara ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Deniz, "Maalesef öyle bir çağda yaşıyoruz ki, artık güvensizlik hat safhadadır. Kan, gözyaşı almış başını yürümüş. Artık dünyanın hiçbir yeri güvenli değil. Ne Londra’sı, ne Madrid’i, ne Moskova’sı. Niye böyle? Bir defa bunu bırakmak lazım. Bunu da maalesef birileri İslam ile özdeşleştiriyor. Medeni dediğimiz, medeniyeti inşa ettiğini söyleyen ülkeler maalesef bu terörün müsebbibini de İslam dünyası olarak gösteriyor. Bu tam bir İslam’ı ötekileştirme, küçümseme, İslam’ı şiddetle anma projesidir." ifadelerini kullandı.
İslam medeniyetinin sevgi, kardeşlik, merhamet üzerine inşa edildiğine dikkat çeken Deniz, devamında şöyle dedi: "Medeniyet inşa ettiğini söyleyen Amerika’da kamuda zencilerle beyaz arasındaki eşitsizliği giderme yasası 1965 yılında çıkmış. 1400 yıl önce söylemiş Peygamber efendimiz ve ırkçılığı kabul etmemiş. Ama öyle bir çağda yaşıyoruz ki, her şeyi kötü anlamda bize mal etmeye çalışıyorlar. Neden bu haldeyiz ve neden bunları yaşıyoruz diye kendimize sormalıyız. Demek ki bir yerde hata yapıyoruz. İslam’ı gerçek anlamda olduğu gibi yaşamıyoruz, anlamıyoruz. Yüce Peygamberimizi rehber olarak edinmiyoruz. Anıyoruz ama anlamıyoruz. Biz kendi benliğimize, geçmişimize dönmeliyiz ve kendi değerlerimize sahip çıkmalıyız. Biz ne zaman ki değerlerimizden uzaklaştık bu sıkıntıları yaşadık. Şimdi tekrar kendimize dönme zamanıdır. Biz tekrar yüce Peygamberimizi rehber edinerek, O’nu anlayarak, anlatarak inşallah gelecek çağlar bu coğrafyada, bu milletin gerçek anlamda güçlenmesiyle olacak."
Konuşmaların ardından program, İl Müftülüğü korosu ekibinin okuduğu ilahi ve kasidelerden sonra son buldu. (M. Fatih Akgül- İLKHA)