Her hafta Cumartesi günü gençlere yönelik Mustazaflar Cemiyeti Ağrı Şubesi binasında gerçekleştirilen Kürtçe seminerin bu haftaki konusu yılbaşı kutlamaları oldu.
Program Talha Akın'ın okuduğu Kur’an tilaveti ile başladı. Daha sonra, dernek üyesi Erhan Güler ve Ömer Noğay'ın seslendirdiği eserler ile program devam etti.
Programda Üstad Bediüzzaman'ın kaleme aldığı Risale-i Nur Külliyatını Kürtçe okuyarak konuşma yapan Şube Başkanı M. Ali Ortaç, yılbaşının Hıristiyan adeti olduğuna dikkat çekti.
" Kim bir kavme benzerse oda onlardandır." Hadisi ile sözlerine başlayan M. Ali Ortaç, İslam ümmetinin taklitçilik hastalığına yakalandığını ve bu durumun ümmetti ciddi manada tahrip ettiğine vurgu yaptı. 70-80'li yıllarda çekilen filmler ile yılbaşı ve İslam dışı ideolojileri benimseterek, halkı özünden uzaklaştırmayı hedeflediklerini belirtti.
Ortaç konuşmasında, "Taklitçilik psikoloji de çoklu kişilik sendromu adıyla bilinen bir hastalıktır. Peki biz nasıl bu hastalığa yakalandık? Osmanlının son dönemlerinde Kuran hükümlerinden uzak bir yönetim şeklinin benimsenmesi ve ardından kurulan Türkiye Cumhuriyetinin İslam'dan uzak Laik bir anlayışıyla idare edilmesiyle, ülkenin genelinde batı taklitçiliği hızla yayılmaya başladı. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde ise İslam düşmanları İslam dışı ve gayr-i ahlaki yaşantılarını basın yayın yoluyla özelliklede 70-80'lerde çevirdikleri filmlerle ve bir de bölge halkından İslam dışı bir ideolojiyle güya özgürlük gelecek diyerek yola çıkanlar, üzülerek belirtelim ki, halkımıza özünden uzaklaşmayı sevdirdiler. Maalesef bu gün bize sevdirdikleri gayr-i İslami ve gayr-i ahlaki fiil ve davranışları güle oynaya sergilemekteyiz." dedi.
Yaklaşmakta olan yılbaşı kutlamalarına da değinen Ortaç şunları söyledi:
" İslam düşmanı Avrupa'nın size ve sizden önceki Müslüman halklara ettikleri hadsiz zulüm ve düşmanlıklardan sonr,a hangi akılla onların gayr-i meşru zevk ve eğlenceleri ve doğru ve haklı olmayan fikirleri ve yaşantılarına uyup güvenebiliyoruz? Gayr-i meşru zevk ve eğlencelerini taklit edenler, onlara uyma değil, belki şuursuzca onların safında yer almış oluyorlar. Böylelikle kimliklerini idam ediyorlar. Dikkatli olunuz, İslam düşmanı batılılara uydukça, müspet milliyetçilik davasında da yalancı konumuna düşüyoruz. Yani Müslüman bir Türk'e, Kürd'e veya Arab'a yakışır mı elin gavurunu taklit etmek? Çünkü onlara uymanız İslam'ı ve Müslüman halkınızı hafife ve alaya almadır."
Program yapılan ikramlarla son buldu.(Ömer Adıgüzel - İLKHA)