Nasıl Bir Birey Yetiştirmeliyiz

Hasan YILMAZ

İleri eğitim anlayışında toplumun parçası olan bireylerin yetiştirilmesiyle ilgili sürekli tartışılır. Özgür birey mi, sosyal birey mi? Özgür ve sosyal bireyler ihtiyaca cevap veremeyince buna bir yenisi daha eklenir.  Yoksa Allahtan korkan bireyler mi?

Tarihsel yaşam içinde Allahtan korkmalar unutulduğu için çoğu ayet ve hadislerde ‘'Allah, korkun!'' diye vurgular olur. Bütün insanlarda bulunması gereken fakat zaman içinde unutulan bu konuyu kutsal kitabımız ilk sayfasında şöyle anlatılır. Bu, kendisinde şüphe olmayan muttakiler için yol gösterici olan bir Kitap'tır. Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. Ve onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar. İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır.

Rabbimiz bizlere bu kadar net izah yaptığı halde yine anlamıyoruz neden?

 Konuyu güzel bir hikâyeyle özetleyelim. Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı. Bulduğu hiçbir yanıt ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş. Ama aldığı yanıtlar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir yanıtı olmalı diyormuş.. Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş. Köy, kasaba, ülke dolaşmış. Bu arada zaman da durmuyor tabii ki...

Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar istersen ona git belki o sana aradığın yanıtı verebilir, demişler. Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş. Bilge: “sana bunun yanıtını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor.” demiş. Adam kabul etmiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. Şimdi çık ve bahçede bir tur at, tekrar buraya gel. Yalnız dikkat et, kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin.

Adam, gözü çay kaşığında, bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış evet demiş "kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? “Adam şaşkın. Âmâ demiş ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki... Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun, kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş. Bilge adam tekrar bahçeye çıkmış, gördüğü güzelliklerle büyülenmiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü. Geri geldiğinde bilge adama "bahçe nasıldı?" diye sormuş. Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış. Bilge gülümsemiş: "ama kaşıkta hiç yağ kalmamış" demiş ve eklemiş:

Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider sen farkına varmazsın ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır. Hayatının anlamı senin bakışlarında gizli.

Selam ve dua ile...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.