Dersim'in canlı tanığı Halazur Geviş'ten, o dönem sürgün edilen kız çocukları için "Ortaçağ şartlarından kurtuldular." diyen İsmet İnönü'nün torunu CHP'li Gülsün Bilgehan'a, karşılık geldi. Geviş, TBMM'ye sunduğu dilekçede Bilgehan'a, "Acaba bu zat'ı muhterem merak edip benim neler hissettiğimi sormuş mu? O dönemde yaşayan birileriyle hiçbir teması olmuş mu?" dedi. Halazur Nine, geçtiğimiz günlerde TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan Dersim Alt Komisyonu'na yaptığı başvuruda 1938 yılındaki kanlı olaylarda tüm aile fertlerinin öldüğünü, dedesinin fabrika kurmak için aldığı ancak daha sonra devlet tarafından el konularak kışla yapılan arazilerini istemişti. Halazur Geviş, önceki gün ise kızı Fatma Öztürk'le birlikte TBMM'ye bizzat geldi ve Komisyon Başkanı Mehmet Daniş'le görüştü. Komisyondan, söz konusu arazinin yeniden kendilerine tahsisi konusunda yardım isteyen Geviş, taleplerini içeren yeni bir dilekçeyi de komisyona sundu. Dedesinin 1908 yılında kendi imkânlarıyla ABD'ye gittiğini, orada çalışıp kazandığı parayla Tunceli'de fabrika kurmak için geniş bir arazi satın aldığını kaydeden Geviş, dilekçesinde CHP'li Gülsün Bilgehan'ın "Sürgün olmasalar Ortaçağ koşullarında kalacaklardı. Bazı Dersimli kız çocukları sürgünde çok iyi yetişti." sözlerine de cevap verdi.
Geviş'in dilekçesinde şu görüşler yer aldı: "O dönemde bize yaşatılanları ve beynime kazıdığım zulüm destanınız, şu an Parlamento'da bulunan paşa torununa ders olacaktır. Acıyı yaşayan bilir. Şimdi o dönemin iktidarında söz sahibi olan İsmet Paşa'nın bir torunu, Meclis'te Dersim halkının Ortaçağ'dan kurtarıldığını söylüyor. Acaba bu zat-ı muhterem merak edip benim neler hissettiğimi sormuş mu? O dönemde yaşayan birileriyle hiçbir teması olmuş mu? Bir kere sen beni gördün mü, neler çektiğimizi biliyor musun? Senin paşa deden devletin olanaklarıyla 1923'te Lozan'a ancak giderken, benim babam 1908'de Amerika'ya gidiyor, çalışıyor, emeğiyle biriktirdiği parayla Dersim'e gelip Deşt denilen yeri satın alıp fabrika kurmak istiyor. Oysa senin paşa deden bu arazide fabrika yerine kışla kurmuştur. Bütün bu olayları yaşayan birileri olarak kin gütmüyoruz, nefret etmiyoruz."
Olaylardan sonra ellerinden alınan ve üzerine kışla yapılan 100 bin dönümlük arazisini isteyen Halazur Nine, bugüne kadar 'faili meçhul cinayet endişesiyle' bu konuda mahkemeye başvuru bile yapamadığını ifade etmişti. Katliamda babasını, dedesini, büyükannesini ve çeşitli akrabalarını kaybeden Halazur Nine, yaklaşık 100 bin dönümlük arazisini geri istiyor. "Birkaç kez mahkemeye başvurup arazimi geri almaya teşebbüs ettim ama arazinin bana ait olduğunu bilenler korkusundan şahitlik etmediler. Mahkeme de keşif götürmeyi kabul etmedi." diyen Halazur Nine, atalarının kemiklerinin sızlamaması ve bu dünyadan gözlerinin açık gitmemesi için arazisini geri almayı talep ediyor.