Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir Anayasa’dan söz etti. 01/02/2021 günkü Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada; “Esasen sorunların kaynağının 1960’tan beri hep darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğu açıktır. Ne kadar değiştirirsek değiştirelim bu vesayet izini silmek mümkün olmuyor” diyerek, Anayasa’da yapılan yama ve makyajlara rağmen bir türlü istenen sonucun alınamadığını belirtti.
Ayrıca: “Belki de şimdi Türkiye'nin yeni bir Anayasa’yı tartışma vakti gelmiştir.” diyerek Türkiye’de gündem olabilecek bir konu ortaya attı. Cümlenin başındaki “Belki”nin bir kesinlik ifadesi olduğu kanaatiyle, artık bu konunun çözülmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Daha sonra ; “Bu çalışmanın milletin gözü önünde ve onun temsilcilerinin tamamının katılımıyla şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmesi ortaya çıkan metnin de mutlaka milletin takdirine sunulması gerekir.” diyerek Türkiye’nin önünde bir referandum sürecinin olduğundan bahsetti.
Konu ile ilgili olarak en son; “Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni Anayasa için harekete geçebiliriz.” dedi.
Türkiye’de yaşayan halkların tümü yeni bir Anayasa’nın gerekliliğini vurgulamaktadırlar. Çünkü 1980 Anayasa’sı gerçekten darbe ürünü ve yamalıdır. Bir türlü düzene girmiyor. Mevcut Anayasa metninde gömleğin ilk başta yanlış iliklenmesi gibi bir durum söz konusudur.
Ancak Cumhurbaşkanı’nın bu konuyu şu an gündeme taşıması ile ilgili olarak söylenecek üç beş kelam vardır elbet. Çünkü bu konu biraz sürpriz bir şekilde ortaya konmuş durumdadır.
İlk etapta şunu belirtelim ki, muhalefet yoğun bir erken seçim baskısı uygulamaktadır. Bu hamle ile Cumhurbaşkanı Millet İttifakını köşeye sıkıştırmak istemektedir. Çünkü Anayasa gibi önemli bir konuda, İyi Parti ile HDP’nin yan yana gelmesi pek olası değil. Dolayısıyla muhalefet burada ittifak ile hareket edemeyecektir.
Ayrıca Cumhurbaşkanı erken seçim baskısını referandum ile savmak istiyor olabilir. Çünkü muhalefet ısrarla erken seçim diyor. Türkiye Anayasa konulu bir referanduma gidecek olursa, o zaman seçim ötelenmiş olacaktır. Bu da Cumhurbaşkanı’na zaman kazandıracaktır.
Fakat Cumhurbaşkanı’nın en son söylediklerine şaşırdım doğrusu. Çünkü “Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla bu konuda bir anlayış birliğine varmamız halinde” şeklindeki ihtimalli bir varsayım, bu konunun hâlihazırda MHP veya Devlet Bahçeli ile görüşülmediğinin dolaylı itirafıdır.
Tabi MHP’nin taşıdığı misyon gereği, AK Parti ile aynı Anayasa’yı isteyebileceğini pek tahmin etmiyorum. Örneğin Anayasa’nın 4. bölüm 66. maddesindeki; “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” ibaresinin yeni Anayasa’da bulunması, AK Parti açısından bir sorun teşkil edecek mi? Çünkü bizler sivil bir Anayasa’dan bahsediyoruz ve yukarıdaki cümle ulusçu bir zihniyetle Türkiye’deki yaşayan herkesi Türk olarak kabul eden bir anlayışın ürünüdür.
Olası bir 66. madde değişikliği - ki AK Parti’nin de bu maddeyi değiştirme fikrinde olduğunu zan etmiyorum - MHP’nin tavrı ne olur acaba? Üç aşağı beş yukarı hepimiz MHP’nin tavrının ne olacağını biliyoruz. Sadece bir madde hakkındaki görüşlerimi belirttim. Bunun gibi belki onlarca madde var.
Tabi herkesin sivil bir Anayasa’dan beklentileri yüksek ve farklı olabilir. Türkiye mozaiğinde bu çok normal karşılanmalıdır. Ancak Kürtlerin gönüllerinin kazanılması açısından yeni Anayasa yeni bir fırsat anlamı taşıyor.
Bilgilerinize.