İki ay sonra devlet, Güneydoğu’da devlet olduğunu nihayet hatırladı ve tam iki ay önce kameralar önünde vahşice, canice ve barbarca katledilen, Yasin Börü ve arkadaşlarının katillerini yakalayabildi. Sayın Başbakan da kamaralar önünde canlı yayında bunu büyük bir başarı olarak duyurdu. Evet, şüphesiz bu iyi bir gelişmedir. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse ben bu gelişmenin bir başarı olduğunu sanmıyorum. Hatta bu olsa olsa geç kalınmış bir başarısızlık itirafıdır. Neden mi, kısaca 6-8 Ekim olaylarını ve hatta ondan önce bölgenin durumunu ve devletin bu olaylar karşısındaki tutumunu hatırlayın. Vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlamakla görevli olan ve bu vaatle halkından vergi alan bir devletin, sonra da kalkıp halkını eli kanlı, vicdanı olmayan acımasız bir terör örgütünün insafına bırakması… Bu terör örgütünün iki gün boyunca bölgede İslam’ın şiarları olan her şeye eş zamanlı saldırıp birçok camileri, medreseleri, Kur’an Kurslarını, dindar insanların evlerini, işyerlerini, hayır kurumlarını ve hatta siyasi parti teşkilatlarını kundaklaması, yakıp yıkması… Sadece tesettüründen veya sakalından dolayı kırmızı görmüş deli danalar gibi dindarlara saldırması ve birçok vatandaşı hunharca katletmesi… Ve tüm bu olanlar karşısında vatandaşlarının can ve mal emniyetini sağlamakla görevli güvenlik güçlerinin korkak kaplumbağaların tehlike karşısında dış dünyayla ilişkilerini kesip kabuklarına çekilmesi gibi, karakollarının ve zırhlı araçlarının içine çekilmesi, günlerce imdat isteyen vatandaşlarına, özrü kabahatinden büyük misali, sadece “gelemiyoruz, gelsek şehitlerimizin sayısı artar” benzeri verilen cevaplar… Ve işte tüm bunların neticesinde, hiçbir şeyden habersiz, fakir ve muhtaç ailelere kurban eti dağıtan Yasin Börü ve 3 arkadaşını 20’şer kez bıçaklayıp, vahşice duygularla katleden, cansız bedenlerini sürükleyerek kafataslarını parçalayan caniler…
Bugün ise, olaylardan tam iki ay sonra nihayet devlet, devlet olduğunu hatırlayabildi ve kameralar önünde Yasin ve 3 arkadaşını vahşice öldüren yaklaşık 250 kişilik guruptan sadece 16 şahsı tutuklamaya cesaret edebildi. Diyarbakır’daki hemen herkes tarafından tanınan ve bilinen şahıslar olmasına rağmen devletin güvenlik güçleri, kameralar önündeki bu canileri 2 ay boyunca çözemedi! Ne zaman ki Yasin ve arkadaşlarının acı hikâyeleri medyada sık sık yer almaya başladı, devlet baba da faillerin sadece onda birinden az olan kısmını gözaltına alıverdi. Sayın Başbakan da çıkıp bu olayı kameralar önünde büyük bir başarı olarak kamuoyuna açıkladı. Evet, ben ise yukarıdaki görüşümü tekrarlıyorum ve diyorum ki, bu iyi bir gelişme olmakla beraber kesinlikle bu bir başarı değildir. Yine yakılan, yıkılan veya kundaklanan 1000’in üzerindeki, parti ve dernek binalarıyla, vatandaşların ev, işyeri ve araçlarıyla ilgili hiçbir işlem yapılmamış ve failler bulunmamıştır. Çünkü bu olayların hiç biri yeterince medyatik olmadı.
İki aya yakındır bu katillerin yakalanamaması kamuoyunda büyük bir tepkiye ve infiale sebep olmuştur. Güvenlik güçlerine olan itimadı sarsmıştır. PKK’nin icraatlarını benimsemeyen dindar halk kamu düzeni içinde güvenli bir şekilde yaşayabileceğine olan inancını kaybetmiştir. Bunun yerine kendi kendini savunma ihtiyacına yönelmiştir.
Başbakan’ın ve Diyarbakır Valiliği’nin açıklamalarıyla yakalandıkları ortaya çıkan faillerin, sadece medyada oluşan “devlet olayların üzerine gitmiyor, failleri yakalamıyor” şeklindeki algıyı değiştirmek için medyatik bir girişim olduğu yönünde çok ciddi kuşkular var. Çünkü bu olay dışında yaşanan 1000’in üzerindeki mağduriyetle ilgili bu güne kadar hiçbir gelişme yaşanmamıştır. Bu nedenle katillerin işledikleri vahşi ve barbarca cinayetlere uygun cezalar alıp almayacakları merakla bekleniyor. Eğer kısa bir süre sonra yakalanan bu 16 kişi serbest bırakılacak olursa veya çok basit cezalar verilirse, bilin ki bu operasyon sadece medyaya yönelik hazırlanan bir algı ve imaj operasyonudur ki, benim endişem olayların bu şekilde seyredeceğidir. Bu süreçte duyarlı STK’ların, aydınların, yazarların ve halkın bu konunun takipçisi olması çok önemli. Yoksa kısa bir süre sonra bu dosyanın rafa kaldırıldığını rahatlıkla görebiliriz. Bu memlekette ve adliye binalarında neler görmedik ki…