İSTANBUL – Aylık, aile dergisi Nisanur'un Aralık 2014 sayısı çıktı. Nisanur Dergisi 37. sayısıyla okurlarının karşısına çıkarken aynı zamanda bu sayı ile 4. yılana da girmiş bulunuyor. Dergi dosya konusu olarak bu ay “Dilin Afetleri” konusu ele alırken; son zamanlarda tesettüre yönelik yapılan saldırılarda derginin işlediği konular arasında…
Derginin editör yazısında; “Bazı zaman dilimleri vardır ki; geçip giden günlerin çokluğu sizi üzmekten ziyade sevindirir ve bahtiyar kılar. Bizler de geçip giden zamana rağmen, sizlerle gönül birlikteliği yaptığımız koca bir yılı daha geride bırakmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz” denilerek derginin 4. yıla girişi vurgulanarak; daha nice seneler Kur'an ve sünnet iklimlerinde buluşmak temennisinde bulunulmuştur.
Editör yazısının devamında dosya konuna atfen; “Ahsen-i takvim üzere yaratılmışlar olarak bizleri diğer canlılardan ayıran en belirgin özelliğimiz konuşuyor olmamızdır muhakkak. Yüce Rabbimiz kendimizi ifade edebilmemiz ve başka insanlarla iletişim kurabilmemiz için biz kullarına ‘dil' nimetini bahşetmişken; bizlerin onu şerde kullanması, iletişimden ziyade kopukluğa vesile kılması ne kadar da acı bir durum, öyle değil mi? Dikkatleri bir kez daha bu noktaya çekme adına bu ay dosya konumuzu ‘Dilin Afetleri' olarak belirledik” sözlerine yer verilmiş.
Nisanur Dergisinin 4. yıl ilk sayısında yazarların dosya konusu hakkında yazdıkları yazılara bakacak olursak; Hacer Sara Arslan, gereksiz yere konuşma, sözü uzatma, şakalaşma, fahiş konuşma ve yersiz övgüye değinirken; Reyhan Çelebi dedikodu, gıybet ve tecessüs gibi kalbi hastalıkları irdeliyor. Sultan Demir, sırrı ifşa, yalan yere yemin ve yalan vaad konularını işlerken; Zehra Ayhan, kâfir ve münafık kimselerin ortak özelliği olması cihetiyle müminin kesinlikle sakınması gereken, dilin ‘yalan' afetini işliyor. Rana Çeçen, dilini koruyan, şerli ve boş lakırdılardan muhafaza eden kişinin hem dünyada hem de ahirette kazananlardan olacağına ilişkin ayet ve hadisler paylaşıyor. Aynur Sülün ise birçok kadının, kocasından yana haksızlığa veya hakarete uğradığı zaman, dilini tutmayı bir esaret olarak gördüğünü; ancak, asıl dilini tutamayan kadının fazla haksızlığa uğrayıp yalnızlığa itildiğini belirtiyor.
Öte yandan derginin editör yazısında; HDP Kadın Kolları'nın 25 Kasım'da sözde Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü'nde Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde yaptığı destek eylemiyle İslam'ın vazgeçilemez şiarlarından ‘tesettür' ile ilgili büyük bir skandala imza attığı vaka şiddetle kınanırken; Müslüman kadının onuru olan çarşafa yapılan hakareti ve ‘esaret' ithamını kendilerine iade ettiklerini belirtiyor.
Derginin başyazı ve iç sayfalarında başka yazılarda yine tesettüre yapılan saldırı üzerine kaleme alınırken; “tesettür/çarşaf Müslüman kadının asla vazgeçmeyeceği, taviz de vermeyeceği ve şer odaklarının gözüne batırırcasına kuşanmaya devam edeceği şiarı ve iffet sembolüdür” açıklamasına yer verilip; bir çarşaf seferberliği başlatılması gerektiğine yönelik çağrıyı bulacaksınız…
Nisanur, 37. sayısında geçen ay yayınlanan “Şehadetle Nikâhlananlar” başlıklı röportajının ikinci ve son bölümünü de okurlarının istifadesine sunmuş. Yine dopdolu bir sayıyla hanelerinize konuk olacak Nisanur'u daha çok haneye ulaştırma adına okurların gayret göstermesi editör tarafında istirham ediliyor.
Kaynak: Nisanur Dergisi