Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) öncülüğünde düzenlenen 1. Eğitim Şurası Paneli'ne Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı destek verdi.
Güneydoğu Anadolu Projesi Tarım Araştırma Eğitim Merkezi (GAPTEM) Konferans Salonu'nda gerçekleşen panele İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci, Yardımcı Doç. Dr. Celil Abuzar, Yrd. Doç. Dr. Serkan Uçan, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kaya, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Usta, Psikolojik Danışmanı Yunus Yegin, ÖĞ-DER Genel Başkanı Hamdi Sürücü, STK Başkanları ve birçok öğretmen katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan panel ÖĞ-DER Şanlıurfa Şube Başkanı Yunus Yegin’in açılış konuşmasıyla devam etti. Açılış konuşmasında Yeğin, bireysel ve toplumsal eğitim istenilen düzeye gelmesi için tüm siyasi parti ve STK’ların ortak bir paydada buluşması gerektiğini belirtti.
Şanlıurfa’nın eğitim sorunlarına çözüm bulmak için böyle bir panel düzenlediklerini söyleyen Yegin, “Hepinizin bildiği gibi eğitim sadece milli eğitimin işinden çıkmıştır. Toplumsal eğitim sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için toplumdaki bütün katmanlar, STK’lar, siyasi partiler, dernekler, resmi kuruluşlar, bireysel ve toplumsal olarak bu eğitime katkı vermeleri gerekiyor. Aksi takdirde toplumsal eğitimin istenilen düzeye gelmesini beklemek çok olanaksızdır diye düşünüyoruz. Şuurlu öğretmenler olarak Şanlıurfa’mızın eğitim sorunları ve çözüm önerilerine dönük nitelikli bir çalışma yapmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.
“İlmin, bilimin olmadığı yerde kaos vardır, sıkıntı vardır, sorun vardır, terör vardır”
Daha sonra selamlama konuşması için kürsüye çıkan Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci, İlmin ve bilimin olmadığı yerde kaosun olduğunu belirtti.
İlci, “Eğitim, bir toplumun, bir neslin beşikten mezara kadar sürdürmesi ve anlamlı hale getirilmesi gereken bir süreçtir. Bu süreçleri yaşarken nerden, nasıl ne biçim götürmemizle ilgili çok ciddi manada herkesin katkı sunması gerekir. İlmin, bilimin olmadığı yerde kaos, sıkıntı, sorun ve terör vardır. Bütün bunların ortadan kaldırılması için de biz yetiştirdiğimiz gençliği bir kez daha sorgulamalıyız. Bir eğitimci yetiştirdiği bireyin özgür bir birey olmasını, kimlik sahibi, dürüst ve ahlaklı bir vatandaş olması noktasında katkı sunmuyorsa ya da böyle bir endişesi yoksa bana göre eğitim ve öğretim yapmıyor. Sadece günü kurtarma adına o günlük işini yapmış oluyor.” ifadelerini kullandı.
Panel, daha sonra konuşmalarını yapmak üzere davet edilen Yardımcı Doç. Dr. Celil Abuzar, Yrd. Doç. Dr. Serkan Uçan, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kaya, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Usta, Psikolojik Danışmanı Yunus Yegin, ÖĞ-DER Genel Başkanı Hamdi Sürücü’nün sahnede yerlerini almasıyla devam etti.
“Değerler sistemimizde Hz. Muhammed’in rol ve modelliği başköşede olur”
Hz. Muhammed’in rol ve modelliğini, eğitim sisteminde sağlanabildiği ölçüde sorunlara çözüm bulunacağını söyleyen Abuzar, “Fıtrat üzere yaratılan bir yavru bizim eğitim sistemimize dâhil oluyor. Kreşlerden, ana okullardan, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite mezun oluyor. Ama istediğimiz sonucu alamıyoruz. Her geçen gün şikâyetlerimiz daha da artıyor. Eğitim camiasındaki insanlardan şikâyet ediyoruz. Bu ülkenin en üst düzeyindeki üniversitesinde okuyan bir gencimiz hiç tanımadığı insanların acı çekmesine, ölmesine sebep olabiliyor. Bunu sorgulamalıyız. Masum bir yavrudan nasıl canavarlar yetiştiriyoruz. Bunun sebebi nedir. Bizde öğretmen rol ve modeldir. Toplum, kültürel değerlerini büyük oranda rol ve modeller üzerinden genç nesillere aktarır. Bunun aracı da eğitim sistemidir. Bizim değerler sistemimizde Hz. Muhammed’in rol ve modelliği başköşede olur. Algılar onun üzerinden şekillenir. Bunu sağlayabildiğimiz ölçüde, yansıtabildiğimiz ölçüde belki de sorunlarımıza çözüm üretebileceğiz.” diye konuştu.
Daha sonra sunumu gerçekleştirmek için söz hakkı alan ÖĞ-DER Genel Başkanı Hamdi Sürücü, eğitim konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sürücü, “Biz insanı Rabbinden kopararak şekillendiremeyiz. Eğer biz insanları Rabbinden kopararak şekillendirirsek insan üretmiş olmayız. Makine üretmiş oluruz. İnsanı makineleştirmiş oluruz, ruhsuzlaştırmış oluruz. Bilgisayarlaştırmış oluruz. Biz kulluk şuurunda olan, kulluk şuuru doğrultusunda hareket eden hayatı şekillendiren insanı istiyoruz. Bunu yetiştirmek istiyoruz. Çünkü Allah bize bundan bahsediyor, Hz. Peygamberi bu konuda örnek almamızı istiyor. O zaman biz Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanmış insanı şekillendirmemiz gerekiyor. Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanmış insanı yetiştirmenin bir diğer adı da insanı kâmil yetiştirmektir.” dedi.
2 oturumdan oluşan panel daha sonra diğer panelistlerin konuşmalarıyla devam etti.
İLKHA