Türkiye geneli yaklaşık 17 milyon öğrencinin karne aldığı bugünde eğitimciler, hem öğrenci psikolojisi hem de ebeveynlerin göstermesi gereken tutumla ilgili önemli tavsiyelerde bulunuyor.
2015 - 2016 Eğitim-Öğretim yılının ilk döneminin sona ermesiyle önemli değerlendirmelerde bulunan Eğitimci Hasan Yılmaz, karnenin öğrenci hayatında önemli bir yer tuttuğunu söyledi.
Karne gününün öğrencilik yaşamının en önemli günlerinden biri olduğunu söyleyen Rehber Öğretmen Hasan Yılmaz, “Karnelerin alındığı gün, bazıları için coşku, sevinç ve gurur kaynağı, kimileri için de üzüntü vericidir. Karne notları, emeğin ve alın terinin göstergesi olduğu gibi, inanıp da hayırlı işler yapanların mükâfatlandırılacağını hatırlatmaktadır.” dedi.
“İnsan psikolojik olarak başarıyı kendine atfederken, başarısızlığı dış etkenlere bağlar”
Karne günlerinde öğrencilerin içinde bulunduğu psikolojiye değinen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Bir yarıyılı geride bırakırken sadece yılı değil, gözyaşlarımızı, sevinçlerimizi de bıraktık. Bu iki unsur hayata dair çok şey ifade etmektedir. Olumsuz durumlarda klişeleşen sözlerden biri öğretmen hakkımı yemiş. Olumlu durumlarda ise çok çalıştım, hak ettim düşüncesidir. İnsan psikolojik olarak başarıyı kendine atfederken, başarısızlığı dış etkenlere bağlar. Hak ve haksızlık İnsanın varlığıyla birlikte var olagelmiştir. Her şeyi haksızlık olarak da yorumlamak yanlıştır. ‘Nice şer bildiklerimizde hayır nice hayır bildiklerimizde ise şer vardır.’ Haksızlıklar noktasında öğrenci eksenli düşünüldüğünde öğrencilerin kendilerine göre haklılıkları olabilir. Fakat algıda eksiklik olduğu kesindir. Niçin, çünkü bu konuda en fedakâr tutum, öğretmen ve veli tutumudur. İkisinin de amacı öğrenciyi en güzel yere taşımaktır. Öğretmenler başarıyı sadece karnelere değil, kalplere de nakşederek geleceğe temel oluştururlar. Bu tomurcuklar, uygun şartlarda güneşi görünce tabiata gülümseyerek rengârenk olduklarında öğretmenler bundan mutluluk duyup bahtiyar olur. Bu kazanımların elde edilmesi için dönemler önemlidir.”
“Öğrenci kendini ararken ailenin tutumu çok önemlidir”
Öğrencilerin devamlı bir arayış içerisinde olduğuna dikkat çeken Yılmaz, burada ailenin tutumun önemine vurgu yaparak, “Eğitim hayatımızın birinci dönemi parlak geçmese de bizi olumsuz etkileyen unsurları öncelikle zihnimizden çıkarmalı, başarmak için kendimizi olumlu yönde değiştirmeliyiz. Küçük bir değişim başarı kaynağı olabilir. Her insan sosyal yaşamın çeşitli dönemlerinde kendini unutabilir, kaybedebilir. Önemli olan kendisini yeniden keşfetmesidir. İnsan başkasına değer verdiği gibi, kendine değer vermeli, yeteneklerini düşünerek kendi arayıp bulmalıdır. Öğrenci kendini ararken ailenin tutumu çok önemlidir.” diye konuştu.
“Başarısızlığın nedenlerinden birisi olumsuz çevredir”
Açıklamasının devamında anne ve babalara tavsiyede bulunan Yılmaz, “Karne notunu sadece öğrenciye indirgemek yanlıştır. Karne, çocuğun başarısı olduğu kadar aynı zamanda öğretmenin ve anne ve babaların da başarısıdır. Çünkü yapılan araştırmalar, çocuklardaki başarısızlığın nedenlerinden birisinin olumsuz çevre, birinin de uygun olmayan aile ortamının olduğunu göstermektedir. Uygun ortamlar hazırlamak için çocuklarımıza sevgimizi gösterip doğal ortamda onlarla kartopu oynayabilir, onların dünyasına inip ortak paydada buluşabiliriz. Çocuklarımıza değer vererek onlara değer ortamı hazırlamalıyız. Bu çabaların uzun vade de olsa mutlaka karşılığı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Çabasız bir başarının söz konusu olmadığını belirten Yılmaz, son olarak şunları söyledi: “Hayattaki her başarı, bir çabanın karşılığıdır. Bedelsiz bir hizmet söz konusu olmadığı gibi çabasız bir başarı da yoktur. Sabahleyin bindiğimiz toplu taşıma aracına, okul servisine karşılık ücret ödemek zorunda olduğumuz gibi başarıyı satın almak için de emek vermek zorundayız. Her şeyde bir ölçüt olduğu gibi, yaşamın her alanının ölçüleri vardır. Ara karnedeki notlar da okul yaşamamızdaki başarı için bir ölçüdür.” (Nihat Kanat-İLKHA)