Kimi zaman bahar şenlikleri kimi zaman da yılsonu eğlenceleri adı altında okullarda düzenlenen programlar, müzikal gösteriler, Batı kültürünü aşılayan kostümlerle sergilenen oyunlar ve benzeri farklı görüntülerin yansıdığı etkinleri eleştiren sivil toplum kuruluşları, bu tür etkinliklerin eğitim-öğretimin bir parçasıymış gibi her yıl okullarda organize edilmesine tepki gösteriyor.
Ebeveynlerin, çocukları dini bir hassasiyete sahip olsun diye gönderdiği İmam Hatip Okullarında da aynı etkinliklerin görülmesi tepkileri yoğunlaştırıyor.
Bu tür etkinlikleri yaparken dini hassasiyetlerin mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade eden Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, “Tabii çocuklarımız yoğun bir eğitimden sonra dönem sonun gelmesiyle bu tür bahar şenlikleri ya da kermes adı altın sosyal faaliyetler yapılması güzel bir şeydir. En azından yıl içinde belli yük birikimi olan; belli bir stres, yorgunluk ve yoğunluktan geçmiş olan öğrencilerimizi bu tür sosyal kültürel etkinliklerle rahatlatılması uygun bir şeydir. Ama burada özelikle dikkat edilecek şey bu tür işleri belirli sınırlar içerisinde belirli kontroller dâhilinde yapılması lazımdır. Özellikle örf, adet, geleneklerimizi, kendi dini hassasiyetlerimizi ve manevi duygularımızı yaptığımız etkinlikte mutlaka göz önüne almak zorundayız. Dolayısıyla bu tür etkinliklerde aşırı rahatlık ve serbestlik de uygun görülmemelidir. Dolayısıyla manevi yapımızı, örf, adet ve geleneklerimizi göz önüne alarak hem yetkililer hem de bizler en azından bunlara dikkat ederek herhangi nahoş bir durumun oluşmasına sebebiyet vermemeliyiz.” şeklinde konuştu.
“Biz bu etkinlerin eğitim ve öğretimin bir parçası olmasından yana değiliz”
Son dönemlerde tüm okul türlerinde yapılan bu tür etkinliklerin adeta eğitim ve öğretimin bir parçası haline getirilmek istendiğinin altını çizen Şuurlu Öğretmenler Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Yunus Yegin, bunun büyük bir yanlışlık olduğunu söyledi.
Eğitim ve öğretimin çok önemli bir alan olduğunu, dolayısıyla bu alanla ilgili yapılacak tüm plan ve uygulamaların mutlaka uzmanlar tarafından yapılması gerektiğini ifade eden Yegin, “Yapılacak tüm etkinlikler çocukların genel gelişimleriyle uyumlu olmalıdır. Geçen hafta yapılan bir etkinlikte erkek ve kız çocuklarının bir dans gösterisi televizyonlara yansıdı. Bu hem çocukların genel gelişimleriyle ilgili bir handikaptır hem de ailelerin bakış açılarıyla ilgili bir çelişkidir. Bu yüzden biz bu etkinlerin eğitim ve öğretimin bir parçası olmasından yana değiliz.” dedi.
“Bu tür etkinliklere bir ölçü getirmelidir”
Ahlak ve maneviyatın kendileri için vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirten Yegin, ister kültürel olsun, ister sosyal faaliyet olsun bu tür etkinliklerin mutlaka ahlak ve maneviyat temelli olması gerektiğinin altını çizerek, yetkililerin böylesi etkinliklere bir ölçü getirmesi gerektiğini belirtti.
Mezuniyet adı altında toplumu bozmaya çalışan art niyetli insanlara fırsat verilmemesi gerektiğini söyleyen Din-Bir-Sen Şanlıurfa Temsilcisi Ramazan İçen ise şöyle konuştu:
“Kızlarımız ve bacılarımız değişik giysiler giydirilerek çıplaklığa ve kötülüğe götürülüyor. Hâlbuki ecdatlarımız, atalarımız bu ülke için kadınların örtüleri ve kendi geleneklerine bağlı kalmaları için mücadele vermişlerdir. Özellikle Çanakkale ruhuna baktığımızda ecnebinin, gâvurun ve düşmanların bu ülkeye girmemesi için ellerinden gelen çabayı sarfa etmişlerdir. Biz de Müslümanlar, Din-Bir-Sen ve imamlar olarak elbette bu ruhu tekrardan canlı ve diri tutmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Bunu da okullarımızda olsun, üniversitelerimizde olsun; piyeslerle, tiyatrolarla bunu daha güzel bir şekilde yapabiliriz. İslami geleneklerimize ve fıtratlarımıza bağlı kalarak elbette bunu daha güzel bir şekilde yapabiliriz.”
"Okul yönetimlerine sesleniyorum; çocuklarımızı size emanet ediyoruz"
Yılsonu etkinliklerini eleştiren öğrenci velisi Nihat Esmer ise bu etkinliklerin asıl hedefinin dindar bir nesil yetişmesini engellemek olarak değerlendirerek, bu konuda velilerin çok dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Esmer, “Bununla ilgili okul yönetimiyle konuşmak lazım. Tabi bu programları düzenleyen bu insanlar, bu etkinliklerin içeriğini velilere bildirmemek için isimlerini değiştiriyorlar. Bahar şenlikleri gibi isimlerle asıl konunun bir ifsat çalışması olduğunun öğrenilmesinin önüne geçmeye çalışıyorlar. Hakikaten birçok insan bu tür şeylere karşıdır çünkü bu toplum, Müslüman bir toplumdur. Çocuklarının bu şekilde kirli bir şeyin içine girmesini kimse istemez. Ve bizler de veliler olarak çocuklarımızı bu tür insanlara teslim ediyoruz. Onların çocuklarımızı bunun gibi kirli tuzaklara düşürmemesi için bu gibi çalışmalara engel olmamız lazım. Buradan velilere sesleniyorum; çocuklarınızı bu tür etkinliklere gönderirken içeriğini öğrenin. Bütün bu okul yönetimlerine de sesleniyorum; buna engel olun, çünkü çocuklarımızı size emanet ediyoruz.” dedi. (Osman Gülebak, Hüseyin Yetmiş - İLKHA)