Okumanın neresindeyiz?

Fesih YASAK

Okuma ameliyesinin can çekiştiğini ve vaktimizin önemli bir kısmının sosyal medya takipçiliği ve internette dolaşmayla heba olduğu hepimizin malumudur. Artık eskisi gibi kitaplarla hemhal olup dost kalmadığımız gibi elimizin altında keşfedilmeyi bekleyen, her biri birer hazine mesabesindeki eserlerin varlığından habersizmişiz gibi yaşamaktayız. Atalet ve rehavet ruhumuzu öyle bir sarmış ki kitapla birbirimize adeta yedi kat yabancılaştık.

Gençlik yıllarımdaki gibi kitap dünyasının denizine bir daha dalıyor ve birer dilenci vapuru misali bütün iskeleleri dolaşarak payıma düşen güzellikleri almaya çalışıyorum. Hüsnühalle vardığım her kıyıdan hüsnükabul görerek ve gönlüme bir şeyler doldurmuş olarak dönüyorum. Kitaplar cömertçe yüreklerini açıp birer dost nasihati çekiyorlar: 

Ümidinizi kaybetmeyin, üzülmeyin ve gevşemeyin. Dünya hayatı bir imtihan meydanıdır. Başarılı olmak istiyorsan hayat kitabının tamamını okumalısın. Sorular çalıştığınız yerden çıkacak diye bir kaide de yoktur. Sana buradan, başkasına oradan çıkmıştır. Öyleyse azme sarıl, say'e devam et! Fikirlerini şekillendirip olgunlaştıran, zihinsel karmaşanı giderip ufkunu açan, kasvet perdelerini yırtıp gönlüne inşirah veren hakikatleri satır aralarında keşfetmeyeceğini de kim iddia edebilir?

Kitaplar öylesine bildiğin gibi yolgeçen hanı değildirler. Edebini takınan, adam gibi kalkıp oturmasını bilen yolculara kapılarını cömertçe açar onlar. Üstelik bu hanede umduğunu değil bulduğuyla yetinenler nasiplenmekte. Öyle aymaz bir kafayla kapılarına dayanıp gönül inciten olursan kabul görmez ve derhal kovulursun.

'Gök kubbenin altında hoş bir seda aksettirmek'; ardımızdan hayırla anılmak istiyorsak bir iz bırakmak gerek. Çinliler'in "Söz uçar yazı kalır" hakikatine binaen yazılı eserler bırakmak esastır diyorum. Mücadele tarihimizi, 28 Şubat Sürecinde zindan güllerimize yapılan zulümleri anlatmak, şehitlerimizi, şahitlerimizi, Bedir'lerimizi ve Uhud'larımızı yazmak her şeyin başında gelmektedir.

Temel gereksinimlerimiz arasına kitapları da alarak bir okuma ve yazma seferberliğini de bizler başlatmalıyız. Çünkü insan beyni okumayla gelişmektedir. Beynin gıdası da ilimdir. Gençlerde okuma merakını uyandırıp ilmin letafetini daha iyi hissettirmek için, evimizin bir köşesini kitaplık olarak düzenlemekte fayda görüyorum.

Gençlerimizin okuma alışkanlık ve aşklarının kırıldığını hissediyorum. İlmi altyapıdan yoksun bir gençliğin nerelere savrulacağı ortadadır. Doğrusu okumayla arasına mesafe koyan bir gençliğin ne kendisine, ne de başkasına faydasının olamayacağı bir hakikattir. Böylesi gençliğin halini aşağıdaki atasözü güzel özetlemekte:

"Himmete muhtaç dede, kime himmet ede"

Hakikatleri yazmalıyız ancak 'lisanı hal, lisanı kaldan evladır' kaidesine uymak şartıyla. İnsanlar, kişinin yaldızlı sözlerinden ve edebi yazılarından ziyade pratiğine ve nerede durduğuna bakmaktadır. Kaldı ki sözlerin tesiri, sözlerin hakikatinden kaynaklanmaktadır. Şair'in şu dizesi meramımızı ne de güzel anlatmakta;

"Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz"

Kırk katır yükü kitap okumak marifet olmasa gerek. Marifet odur ki, okuduklarımızın bizi hakikate götürmesi ve hakikatle buluşturmasıdır. Niyetimiz bilgi hamalı olmak ve bilgiçlik taslamak desen, hiç değildir. Mübarek Yunus'un deyimiyle;

İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsen

Ya nice okumaktır.

Okumaktan murat ne

Kişi Hak'kı bilmektir

Çün okudun bilmezsen

Ha bir kuru ekmektir.

Zihni karışıklıklara sebebiyet verip okurun kitap sayfaları arasında kaybolmasına yol açan bir okumanın faydalı olacağını kim söyleyebilir?  Öylesi bir okumadan uzak kalmayı yeğlerim. Hâlbuki bütün kitaplar bir kitabın anlaşılması için yazılmıştır. O da Allah'ın kitabıdır. Özelde Kur'an-ı Kerim, genelde bütün kitaplara karşı ön yargılarınızdan sıyrılmadan o kitaptan istifade edemezsiniz. İnsanlığın iki dünya hayatını kuşatan ilim, Kur'an okumakla elde edinilebilir. Kur'an, Kur'an'a çarpık mantıkla yaklaşanların dalaletini, doğru yaklaşanların da hidayetini artırmaktadır.

Hidayet kaynağı Kur'an'ı doğru okuyanlara selam olsun!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.