Ölüm korkutucu gelebilir.
Fakat hayata yön vermesi açısından önemli bir meseledir.
Mesele illa ölmek veyahut zoraki bir ölüm meselesi de değil(Asıl olan yaşama ve yaşatmaktır, başkalarına can olmaktır. "Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil.")
Fakat asıl mesele nasıl bir ölüm talep etiğimiz meselesidir.
Bizler istesek de istemesek de bir gün mutlaka gelip kapımızı çalacak.
Madem ölüm gelip kapımızı çalacak, o zaman bizler nasıl bir ölüm tasavvur edip bu yeryüzüne veda etmeliyiz?
Ve öyle bir yaşamımız olmalı ki ölüme meydan okuyacak, ölümün bizden alamayacağı bir yaşam olmalı ki bir değeri olsun.
Tıpkı ölümü diriliş ve direnişe çeviren kahramanların gidişi gibi…
Şayet bütün sermayemiz ölüm ile elimizden alınacaksa ölüm elbette ki çok korkutur.
Lakin ölümün yok edemeyeceği çok şeyimiz varsa ölüm korkusu o nispette düşer.
Bu nedenle ölüm olgusunu güncel tutmalı, hayatımızın bir parçası olduğunu unutmamalıyız.
Bugün modern zamanların karunlar taifesi ve emperyalist sistemler, ölümü hayatın dışına atmak için nasıl çalıştıklarına, sistematik gayret ve çabalarına şahit olmaktayız.
Onlar bu gayret ve çabalarında da bir hayli etkili olmuşlardır.
Bütün araç ve gereçleriyle gece gündüz demeden zihinlerimizden ve hayatımızdan ölüm olgusunu unutturacak ortamlar üzerinde kafa yormuş, plan ve projelerini devreye koymuşlardır.
Büyük oranda ölümü unutturacak birçok argümanı hayatımıza sokmayı başarmışlardır.
Fakat gönlü ve derdi insanlığın kurtuluşu olan o güzel insanlar farklı bir şekilde düşünmüşlerdir.
O güzel insanlar bunun üzerine kafa yormuş ve mesailerinin büyük bir bölümünü güzel bir yaşam ve nasıl güzel ölürüme ayırmışlardır.
Bunun çabası ve gayreti içerisine girmişlerdir.
Temiz bir ölüm, güzel bir ölüm düşlemek isteyenler ölümün değer ve kıymetini bilmişlerdir.
Onlar ölümle yan yana dolaşmaktan korkmamışlardır.
Ölümü hayattan kovalayıp dışlayanlara inat, ölümle sarmaş dolaş olup ölüme kucak açmışlardır.
Bizler ölümü her an hatırlamalı ve anmalıyız.
Ölümü önemsemeli ve onu hatırlayıcı bir ortamı oluşturma gayreti içerisinde olmalıyız ve önceliklerimiz arasına almalıyız.
Ölüm düşüncesi öncelikli ve birincil meseleler arasında yerini almalıdır.
Zira ölüme hazırlıklı yürüyenlerin hayatta en mutlu ve başarılı insanlar olduklarına şahit olmuşuzdur.
"Her kim neyi talep ederse ve o talep ettiği şey için gayret ederse, talep ettiği o şeye mutlaka kavuşur." [Hz. Muhammed (asm)]
Kim de güzel bir ölüm talep eder ve gayret ederse o güzel ölüme mutlaka kavuşur.
Ve sen, ey insan; güzel bir ölüm eseri bırak ki, sen ölünce eserin konuşsun.
Konuş(sun) ki, kimse senin yokluğunu hissetmesin.
İşte güzel ölüm ve ölümsüzlük denen şey de budur.
Bunun içindir ki, dikkat et!
Bir bakmada,
Bir lokmada,
Batma!
Sen sen ol; geçmişini ve istikbalini karanlık ve bulanık göstermeye çalışanlara, ölümü hayatımızdan çıkarmaya çalışanlara inat, volkan gibi coşkun ak, ak ki diriliş ve direniş eksenli yaşam ve ölümünü durduramasınlar.
Ve öyle yaşa ki; yaşamın gibi ölümün de sen ölmüş olsan bile karanlıkta kalanlara bir ışık huzmesi gibi ışık saçsın. REHBER’lik etsin.