İslami konular tartışılırken öncelikle devletin polisi ve yargısı derhal aradan çekilmelidir. Bu konular ne savcılığı, ne de kolluk kuvvetlerini ilgilendirir. Meseleyi rayından saptırır daha da içinden çıkılmaz hale getirir. Savcılar, hakimler ve onlardan da önce polisler asla hocaların, akademisyenlerin ve ilim adamlarının muhatabı değildirler, onların kendi aralarında halledecekleri konulardır bunlar.
Hani derler ya; elinde çekiçten başka bir şeyi olmayan bütün meseleleri çivi zannedermiş. Biz de buradan devlete hatırlatıyoruz; bu mesele çekiç çivi meselesi değildir. Devlete düşen geriden sakince izlemek ve hikmetli bir şekilde yönlendirmek, hepsinden de önemlisi sağlıklı ve sahih bir ortam oluşturmalıdır.
Hem Türkiye Cumhuriyetinin din-devlet ilişkileri ve dine müdahale konusundaki sicili hiç de iyi değildir. Durum böyle olunca devletin savcısı ve polisi haklı olanın, isabetli görüşün yanında bile yer alsa insanımıza hiç inandırıcı gelmeyeceği gibi bu defa kafası iyice karışır.
Söylediğimiz gibi devletin savcısı ve polisi derhal çekilmelidir aradan. Aslında sadece bu devlet değil tarih boyunca dini konularda, mezhep ve meşrep konusuna devletlerin müdahil olması hiç bir zaman ümmetin hayrına olmamıştır.
Sonra cahiller de hemen ortaya atılmamalı, bu konularla ilgili fazla bir konuşmamalıdır.
Bu tür meseleler açıldığında sessizce izlemeli ve dinlemelidir. Böylece bilgisizliğini gidermiş olur. Belki de bu tür konuların ortaya çıkıp tartışılmasında onlar için böyle bir hikmet vardır. Öyle ya, bir de bakıyorsunuz nice ilim adamı ve akademisyen görüşlerini ortaya koyuyor.
Aslında ilim ve irfan sahipleri de acele etmemeli, biraz geriden izlemeli, fotoğrafın tamamına bakmalı, hepsinden de önemlisi ümmetin maslahatını gözetmelidir.
Tartışmaya giren bireylerden hangisinin haklı hangisinin görüşünün isabetli olduğunu ortaya çıkarmaktan ziyade İslam Ümmetini, bu ülkenin Müslümanlarının menfaatlerinin ve maslahatlarının nerede olduğunu görebilmelidir. Ümmetin maslahatı bireylerin maslahatından önce gelir.
Biz buna feraset diyoruz. Feraset ise her şeye Allah'ın nuruyla bakabilen takva sahiplerinde bulunur.
Kısacası sadece bu konuda değil her konuda ümmetin maslahatı her şeyin, ama her şeyin önünde olmalıdır.
Eğer Müslümanlar sabırlı ve ferasetli olurlarsa bütün bu tartışmaların neticesinde İslam'ın ve Müslümanların kazançlı çıkacağı unutulmamalıdır.
Hiç ummadığınız ve beklemediğiniz nice insan şu anda kendi çapında araştırmaya koyulmuşlar bile.