Yüce Mevla'mız, Yaratıcımız, insanın yaşamı boyunca ikame edeceği bir hayat tarzını, yapılması gereken ve de yapılmaması gerekenleri birer hüküm olarak yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de belirtmiş, peygamberler aracılığıyla da örnek bir hayat olarak göstermiştir.
Kur'an-ı Kerim'de bize bildirilen din, insanları kategorize etmeden tüm insanlığı ele alır. Doktor olmak, mühendis olmak, avukat olmak, öğretmen olmak, bilim adamı olmak veya ilim adamı olmak, emredilen hükümler arasında değişiklik arz etmez. İslami yaşam her kesime aynı şekilde emredilmiştir. Mesleğimiz, ırkımız, rengimiz, kategorize edilebilir her ne varsa İslami yaşamaya ve de emretmeye engel değildir.
İnsanlık, tarihi boyunca bazı çağlarda o zamana özgü birkaç alanda dönüm noktasına varabilmiştir. Yani farklı dönemlerde farklı konular ön plana çıkmıştır. Hz. Âdem(A.S) zamanında ziraat ve hayvancılık, Hz. Şuayb(A.S) zamanında mimari, Hz. Süleyman(A.S) zamanında mistik bilimler, Hz. Muhammed(SAV) zamanında edebiyat ve şiir… gibi…
Yaşadığımız zaman diliminde de ön planda kendini gösteren bilim-teknolojidir diyebiliriz. Günümüzün hemen hemen her alanında kullandığımız teknoloji insan hayatına ciddi anlamda kolaylıklar getirdiği gibi birçok sorunları, problemleri de beraberinde getirmiştir.
Teknoloji dediğimizde akla gelen herkesin kullandığı telefondur. Hemen hemen herkesin kullandığı ve adına akıllı telefonlar dediğimiz cebimizdeki kelepçelerimiz. Bağımlılığımız. Vazgeçilmezimiz. Onlar akıllandıkça bizler daha bir tutsak hale gelmiş, onlar geliştikçe bizler daha bir körelmişiz.
Hatırlar mısınız? İlk telefonlar çıktığında annelerimiz ya da babaannelerimiz beyaz dantelle örterlerdi. Dantellerin kırıştığını görünce “Telefona kim dokundu” diye kızarlardı. Azarlarlardı. Bu beyaz dantellerin anlamı şu idi. Telefon sadece amacı için kullanılır. Amacı dışında el bile sürülemezdi. Telefon sadece hal hatır sormak ya da acil bir şey olursa kullanılırdı. Başka zaman asla konuşulmaz dokunulmazdı. Bizim işte tam da bu anne ve babaannelere ihtiyacımız var. Saatlerce elimizden düşürmediğimiz cep telefonları elimizden alıp beyaz dantel örten anne ve babaannelere ihtiyacımız var.
“Zaman'a yemin olsun ki insanlar zarardadır.” (Asr -1,2) ayetlerinde Rabbimizin üzerine yemin edecek kadar kıymetli gördüğü zamanı biz saatlerce telefon başında heba ediyoruz. Zamanın kıymetini çok iyi kavramak zorundayız. Müslümanın boşa harcamış zamanı olamaz, olmamalı. Telefonlarda sosyal medyaya gömülmüş saatlerce boş ve anlamsız vakit öldürmesi Müslüman kişiliğin yapacağı iş değildir.
Boşa gecen zaman konuda ebeveynlere fazlasıyla iş düşüyor. Evlatlarınızın telefonla zaman geçirmek yerine sizinle vakit geçirmesi, sizinle hasbihal etmesi daha önemlidir. Her ebeveynin çocuklarıyla birkaç saat dahi olsa ilgilendiğini göstermesi onların güven, muhabbet, aile kavramı vb. değer yargılarını iyi kavramasına olanak sağlayacaktır.
Teknoloji çağında yaşadığımızdan dolayı telefonu yasaklama gibi yanlış bir davranışta bulunulmamalıdır. Bilgi ve Teknoloji çağındayız. Bir çocuğun yaşadığı çağdan ötürü teknolojiden soyutlanarak yaşaması mümkün değildir. Bundan dolayı kesinlikle yasaklamak yerine telefonun amacının iyi anlatılması gerekir.